ŞEFİM SANA SÖYLÜYORUM MÜDÜRÜM SEN ANLA ....
aHHH
Ahhh şu dolaylı anlatım durumları yok mu? Bugün radyoda canlı yayında Atasözlerimizden faydalanarak, ben de dolaylı anlatım yapıp, iş yaşamını " Atasözleri ve Deyimler" ışığında ele alacağım. Onu yapmadan önce "İğneyi kendime çuvaldızı başkasına:)" batırayım deyip birkaç satır yazayım istedim.
Örgütsel yönetim kaynakçalarında, bazı araştırmalarda "yüksek bağlamlı kültür" grubunda olduğumuz yazar. Bunun sonucu olarak dolaylı ifadeleri seven, mesajın kendisinden çok nasıl verildiği ile ilgilenen bir toplum olduğumuzu söyleyebiliriz. İş yerlerimiz de bu kültürün alt grupları, kültür parçacıkları olduğundan orada da aynı şeyleri yaparız.
Durum böyle olunca:
- Bir çalışana veya yöneticiye birşey söylemek isteyen başka bir çalışan veya yönetici direkt söylemez de ima eder. (Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla şeklinde) Karşı taraf da bu mesajı almazsa şaşırır veya hatta bazen kızarız.
- Atasözümüz "Çul içinde aslan yatar" derken dış görünüşe önem vermiyormuş gibi yapar ama öte yandan deyimimiz "ye kürküm ye" diyerek dış görünüşe daha çok itibar ettiğimizi vurgulayarak bizi ikileme düşürür:)
- "Dağ başından duman eksik olmaz", "büyük başın büyük derdi olur" derken yüksek pozisyonların işleri gibi dertlerinin de büyük olduğunu düşündüğümüzü, aslında onları anladığımızı ve belki de biraz da üzüldüğümüzü belli ederiz de güç mesafesi de yüksek bir toplumda yaşadığımızdan bunu bir türlü direkt söyleyemeyiz.
Dahası var ama zaman dar:) Bir ara yine döneriz bu konuya..
Sevgiyle kalın,