AÇIK MEKTUP: Bazı Bankalar neden "kalkındırmama"​ için gayret gösteriyor!..

AÇIK MEKTUP: Bazı Bankalar neden "kalkındırmama" için gayret gösteriyor!..

Bu sefer gecen son günlerde yaşadığım olayı yazacağım ve ilk sefer isim de kullanacağım. Nedeni Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bankalara yatırım yapmakta engel koymayın çağrısı yaptı ve karşısında kendilerini bulacaklarını ifade etti.

Danışmanlığımı yaptığım ve Antalya Organize Sanayi Bölgesinde bulunan o şirketin Fabrika Çatısına 866 kWp GES projemiz için bankalarla görüşmeye başladık. Gurubun Yön. Krl. Bşl. aktif çalıştıkları 4 Bankada yüksek meblağda bulunan Kredi Limitlerini etkilememizi için bu dört banka hariç bankalar ile görüşmeye başladık. Kendileri Antalya da bilinen gurup şirketlerden bir tanesi ve kredi limitlerini 8-10 yıllık bir krediye bağlamak istemiyorlardı. Hak veriyorum kendilerine.

TURSEFF Kredilerinden faydalanmak için Türkiye İş Bankası ve Yapı Kredi Bankasına başvurduk. Türkiye İş Bankasında 15 Aralık ta verdiğimiz dosyaya bugüne kadar (45 gün oldu) İş Bankasındaki şubeden olumlu veya olumsuz bir cevap alamadık.

Yapı Kredi Bankasındaki Şube den daha kötü bir işlem oldu. Bağlantı Anlaşması ve ProForma Faturayı gönderdikten tam 7 gün sonra şubeyi arayınca, ŞOK oldum, Müşteri Temsilcisi olumsuz bir cevap verdi.

Karşılarındaki Ahmet Hüseyin’in Şirketi değil, ulusal ve uluslar arası ticaret yapan bir şirket. Yüksek ciroları ve Güvenliliği ile tanılan bir Şirketler Gurubu . Bu iki banka bu işlemlerden sonra bana göre şirketlerin kötü gününde yanında olmayan Banka olarak kendilerinin gerçek yüzlerini göstermiş sayılır.

Esas vahimi Antalya OSB de Danışmanlık yaptığım öbür şirkete (829 kWp) Yapı Kredi Bankası olumlu cevap verdi. Olumsuz alan Şirketler Gurubun yıllık cirosu ve hacmi olumlu cevap alan şirketten daha yüksek. Bir anlam veremedim.

TURSEFF in öbür bankalardan biri ana bankalardan biri olduğu için başvuramadık ve öbür TURSEFF bankasından olumlu cevap aldık. Yalnız Türkiye İş Bankası ve Yapı Kredi Bankasını politikasını anlayamadım.

Bunların ikisi özel banka dedim, esas ŞOK’u Türkiye Kalkınma Bankasında yaşadım. Hükümetimiz ve Enerji Bakanımız KOBİ ve Üreticilerimizin elektrik masraflarını düşürmesi için Fabrikaların Çatılarını Güneş Enerjisi ile kendilerin elektriğini üretmesi istemiyor mu? … İSTİYORLAR ve Cumhurbaşkanımız yatırımların önünü engellemeyin demiyor mu?. DİYOR !..

O zaman Devlete direk bağlı olan Türkiye Kalkınma Bankası KOBİ ve Çatı GES Projelerine neden ayrımcılık yapıyor, buradan Türkiye Kalkınma Bankasına bağlı Başbakanlığı sormak istiyorum, neden Devletin Bankası bu projelere destek etmiyor ve köstebek oluyor?

Türkiye Kalkınma Bankasından gelen mail de, kimler ve nasıl başvurulur diye 5 madde yazmışlar. Bunlar nedir, bir bakalım …

GES Yatırımının finansmanı için;

1) Yatırımı gerçekleştirecek firmanın Anonim Şirket olması,

2) Yatırım Teşvik Belgesinin alınmış olması,

3) Bir tüzel kişilik altında toplamda en az 3-4 MW kurulu gücünde projelerin bulunması,

4)Çağrı mektubu/Bağlantı anlaşmasının olması,

5) Kredi Teminatı olarak Teminat Mektubu verilmesi, gerekmektedir.


Benim Kalkınma Bankasının bağlı olduğu Başbakanımıza sorularım

Birinci için: Ltd. Şirket olmak suç mu? KOBİ leri bu madde ile aşağılamış olmuyor musunuz? KOBİ’leri üvey evlat olarak görmüş olmuyor musunuz?

İkincisi için: Teşvik Yatırım Belgesi Güneş Enerjisinde KDV muafiyeti, başka rolü yok. Teşvik Yatırım Belgesi yaptırmayanlar o zaman bu banka da üvey evlat mıdır Sayın Başbakanım bu normal midir?

Üçüncüsü için : Lisanssız Elektrik Üretimi (LÜY) ‘in esas amacından biri Fabrika Çatıları için değil miydi? LÜY’ün üst sınırı 1 MW değil miydi? O zaman en az 3-4 MW sınırı nereden geliyor. Bu Maddenin incelenmesini çok rica ediyorum.

Dördüncü için : Normal prosedür

Beşinci için: Devlete ait olan bu Banka “Kredi Garanti Fonu” diye bir kuruluştan haberi yok. KGF de en son Kefalet Limiti Yenilenebilir Enerji de 1.5 Milyon USD’ye çıktı. Neden Teminat mektubunu zorunlu istiyor?


Bakılırsa bazı Bankalar Türkiye deki Şirketlerin Kalkınmasını istemiyor ve Kalkınmamasını istiyor. En acısı Bankanın isminde “Kalkınma” kelimesi olan bir Bankanın da Kalkınmama için ellinden her şeyi yapması çok vahim.

Bankalar sağlam şirketlerin kötü günü dostu olması gerekmiyor mu? Türkiye’mizin kalkınması için şirketlerin finansman arayışında kolaylık olması gerekiyor ki, şirketlerimiz küresel Pazar da rekabetçi olsun.

Buradan Cumhurbaşkanımız bir konuşmada taş koyan bankaların karşısında beni bulur ifadesi vardı, bende buradan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Bey’e bu 3 Bankayı şikayet ediyorum ve denetilmesini istiyorum.


Saygılarımla

Dipl. Ing. (FH) Hasan YİĞİT

hasan@hasanyigit.com

Cüneyt Bıçakçı

Turkish Airlines şirketinde Uzman

7y

bankalar dönemin oluşturduğu olumsuz şartlardan ötürü kredi vermeden tutalım da masrafsızlık tarifelerine kadar herşeyi elden geçirdiler. hatta tecrübesiz personel dönüşümü yaparak maaştan kar etmeyi umanlar da var. ayrıca bir medya grubu bu konuyu dile getirdi aslında ama nedense çok tepki gördü. mesela devlet istediklerini önce devlet bankalarına yaptırabiliyor mu?

Beğen
Yanıtla
Erdem Karademir

Türkiye Finans Katılım Bankası şirketinde ticari müşteri ilişkileri yonetmeni

7y

ilgili firmalarının mali tablo analizlerini görmeden veya bilmeden yorum yapmak yanlış olur, karlı yatırımdan finansal destek neticesinde kazanç sağlamayı hiçbir banka reddetmez. kaldıki bir yatırım işi ile alakalı bir finansal destek durumu var 45 günlük süre göreceli bir durum yatırımın büyüklüğü projenin karlı olup olmadığı finansal desteğin hacmine göre ... teklif edilen sube veya bölge ilgili projelere yatkın mi değil mi? gibi bir sürü sebepler öne sürülebilir... bu olay biraz vakifbank -Türkiye Gazetesi ilişkisine benzettim

Beğen
Yanıtla
Ece Agabeyoglu, PCC

Career & Development Coach | Trainer | Organizational Psychology Expert

7y

Eski bir bankacı ve kredi tahsisçisi olarak, kredi verme kararının bir risk alma kararı olduğunu söyleyerek başlayayım. Bu riski alıp almamakta bankalar serbesttir, ancak herhangi bir ticari şirket kadar serbest değildir! En önemlisi, bankalar kendisine borç veren yani mevduat sahibi gerçek ve tüzel kişilerin sorumluluğunu taşıdığı için, kredi kararlarında çok titiz davranmak zorundadır. Sadece kar etmeye odaklanamaz. (Diğer şirketler sadece kar amaçlı çalışabilir.) Bu kısmı geçsek bile bir de Bankalar Kanunu ve dönemsel olarak kredilerin kimlere, neden ve hangi koşullarda verildiğini titizlikle inceleyen ve asıl yetkili olan BDDK var. Ayrıca verilen kredilerin türüne, teminata alınan kıymetlerin kategorilerine göre, kredi müşterisinin risklilik durumuna göre kredinin verildiği anda bilançoda karşılık ayrılması gibi kurallar var. (Bu risk analizini genelde şirketler başka bir gözlükle, bankalar başka bir gözlükle yapar. Çok da normal böyle olması.) Tüm yönetmeliklere uymak istediğinizde kredi vermek -hele ki günümüzdeki Türkiye koşullarında- neredeyse çılgınlık gibidir. Buna bir de günün koşullarına göre değişkenlik gösteren eldeki kaynak miktarını ve üst yönetimin risk politikalarını ekleyin. Kanunları kaldırıp bir yöneticinin (örneğin Başbakan veya Cumhurbaşkanı) sözüne göre davranmak mümkün değil, takdir edersiniz ki. Bu konumlardaki yöneticiler, zaten kanun ve yönetmelikleri düzenlemekle sorumlu kişiler. Kurallar ile söylemler paralel olursa kafalar da karışmaz, böyle haklı şikayetler de ortaya çıkmaz diye düşünüyorum. Bazı ülkelerin bankacılık kanununda, kredi reddedildiği zaman gerekçesinin açıklanması gibi bir zorunluluk var. Bizde de olsa, şirketlere kendileriyle ilgili faydalı bir bakış açısı vereceğini düşünüyorum, ben şahsen.

Hasan Yigit

#EnergyBaba #Miscanthus #EnergyWorkshop

7y

Bu yazunın bir kopyasını şimdi taahhütnameli olarak Cumhurbaşkanlığına da gönderdim. Birileri Bankaları fabrika ayarlarına geri döndürmesi gerekir.

Öyle bir görevleri mi var?Siz banka müşterisini bukadar mağdur eden bir bankacılık kanunu varken beklentiniz nedir?

Beğen
Yanıtla

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler