AYNZELİHA - ZELİHA'NIN GÖZYAŞLARI - NAZAN ŞARA ŞATANA
Aynzeliha Gölü
Zeliha’nın Gözyaşları - Ayn-Zeliha
Hazreti İbrahim için ağlayan Nemrut’un kızı Zeliha’nın gözyaşlarından bir göl oluştuğunu, bu gölün Balıklı Göl’ün hemen yanında olduğunu, bu gölün isminin Zeliha’nın Gözyaşları anlamına gelen Ayn-Zeliha olduğunu biliyor musunuz?
Bir başka anlatısı daha vardır.
Hazreti İbrahim’in, dinine iman etmiştir Neron ’un kızı Zeliha. Babası onu da ateşe attırtmıştır. Zeliha yanarak can verir. Zeliha’nın düştüğü yerde bir göl oluşur.
Urfa’ya gidenler Balıklı Göl’ün hikayesini bilirler. Hoş gitmeyenlerde bilirler. Hazreti İbrahim’in atıldığı ateşin suya, onlarca yanan odunun da balığa dönüşme anlatısıdır.
Rabbim ’im mucizelerinden biridir. Bu gölün adı Halil-ür Rahman’dır.
Anlamı Allah’ın Dost’udur.
Göldeki balıklarda elbette kutsaldırlar…
Nemrut, Babil Hükümdarıdır, zalimliği ile tanınır. Hazreti İbrahim’i mancınıkla ateşe attırmıştır ve o sırada bu mucize gerçekleşmiştir.
Hazreti İbrahim’e bu kadar nefret beslemesinin en büyük nedeni, Onun putlarla verdiği mücadele olmasıdır.
Bir rivayette;
Nemrut bir rüya görür, rüyadan çok etkilenir.
Rüyasını yorumlattığında daha da rahatsız olur.
Rüya yorumcuları;
“O yıl bir erkek çocuğun dünyaya geleceğini, hükümdarlığını onun elinden alacağını” söylerler.
Zalim Neron, bunları duyduktan sonra daha da zalimleşir. O sene doğan erkek çocuklarını öldürtür.
Hazreti İbrahim’in babası doğum yapmak üzere olan eşini bir mağaraya götürür ve orada doğum gerçekleşir. Bir erkek çocukları olur, bebeği orada bırakırlar, köylerine dönerler.
Bir süre sonra babası mağaraya gider evladının yaşadığını ve onu bir ceylanın emzirdiğini görür.
Aradan yıllar geçer…
Hazreti İbrahim, Nemrut’un törene katıldığı bir gün saraya gizlice girer bütün putları baltayla parçalar, sonra baltasını en büyük putun üstüne asar.
Bunu yapanın Hazreti İbrahim olduğunu rahipler Nemrut’a söylerler. Nemrut çılgına döner. Hazreti İbrahim’i huzuruna çağırtır. Onu suçlar.
Hazreti İbrahim, Nemrut’a;
“Görüyorsunuz ya işte balta büyük putun omuzunda. Balta kimdeyse bu işi o yapmıştır?” der.
Nemrut buna çok kızar.
“Bir taş parçası baltayı eline alıp bu işi nasıl yapar?” der.
Bunun üzerine Hazreti İbrahim;
“İşte benim anlatmak istediğim de budur. Siz kendi ellerinizle yaptığınız bu taş parçalarından medet umuyor, sizi kötülüklerden korumasını bekliyorsunuz. Tanrı diye ona tapıyor, adak adıyor, başınız daralınca ona koşuyorsunuz. Bu gerçekten tanrı ise neden diğerlerini
kırmasın?” der.
İşte o zaman Nemrut kararını verir.
Hazreti İbrahim’in yakılmasını emreder.
Her yerden odunlar toplanır. Üst üstte dağ gibi yığılır. Çok büyük bir ateş yakılır. Hazreti İbrahim mancınıkla oraya fırlatılır. Odun yığınlarının tam ortasına düşer.
Peygamber düşer düşmez, burası bir göl olur, odunlar balığa dönüşür.
Yine rivayet odur ki, balıklar yandıkları için üzerlerinde kara lekeler vardır.
Göle Halilürrahman adı verilir.
Urfa benim çok merak ettiğim bir yer.
Urfa ile o kadar çok efsaneler yazmışımdır ki, belki de aynı efsaneleri değişik halleri ile birkaç kez bile yazmışlığım olmuştur.
Allah nasip ederse bu sene gitmeyi çok arzı ediyorum.
Diyarbakır’a imza gününe gittik fakat Urfa’ya gidemedik.
Duam Urfa’ya gitmek, Harran’ı gezmek, Urfa’nın tüm değerlerini birde yerinde görmek ve dua etmek.
Nazan Şara Şatana