Bilişsel Zindelik
Beynin anatomik yapısı, nöral ağlar, bilişsel yetiler, deneyimler ve çevreyle etkileşim sayesinde güçlendirilebilir ve iyileştirilebilir.
Beyin sağlığı yalnızca olumlu-olumsuz çocukluk deneyimleri ve genetik mirasın ürünü değildir. Yetişkinlikteki seçimler ve deneyimleri de yansıtır. Yeni beceriler edinerek beyinde fiziksel değişiklikler yaratılabilir.
İnsan, bilişsel bakımdan ne kadar zinde olursa, karar verme, sorun çözme, stres ve değişimle başa çıkma kapasitesi de o kadar yüksek olur. Bilişsel zindelik, insanı yeni fikirlere ve alternatif perspektiflere daha açık hale getirir. İnsana, amaçlarını gerçekleştirmek için davranışlarını değiştirme ve bu değişikliğin sonuçlarını öngörme kapasitesi kazandırır.
Peki, bilişsel zindeliğe nasıl ulaşılabilir? Gilkey ve Kilts bu noktada dört adım belirlemiş.
1. Adım: Deneyimin beyni nasıl geliştirdiğini kavramak
Bilim insanları insanların pratik yoluyla yeni beceriler edindiğini varsaymışlardır. Ancak gözlem ve dolaylı deneyimle de insanlar yeni beceriler kazanabilir.
Tabii doğrudan deneyim, insanın beyin gelişimi açısından kilit taşı olmaya devam ediyor. Ama bu tür bir deneyimin önünün nasıl açılabileceği gittikçe daha iyi anlaşılıyor.
İcracı bir beyni güçlendirmenin en etkili yollarından biri, insanların arasında dolaşmaktır. İş yaşamında bu, yöneticilerin devamlı çalışanların arasında bulunması, yani kafasını bürosundan çıkarıp çalışanlarla iletişim kurması olarak bilinir. Bu yalnız iyi bir iş uygulaması değil, aynı zamanda sağlıklı bir bilişsel deneyim biçimidir.
2. Adım: Oyuna sıkı çalışmak
Bilişsel sağlığı iyileştirebilecek en etkili yollardan biri de oyun işine el atmaktır.
Bunun için çocukluktan gelen en büyük miraslarımızdan birini (hayal etme ve yaratma kapasitemizin özünü oluşturan oyun yeteneğimizi) bilinçli olarak dayanak almak gerekir.
Oyun, akıl yürütme ve dünyayı anlama yetimizi iyileştirir. Bizden beklenenlerin duygusal kontrol düzeyimizi sürekli yükseltmemizi gerektirdiği günümüzde oyun, bilinçli kullanmamız gereken bir araçtır.
Bazı şirketler geleneklerden sıyrılıp, insanlara deneme ve oyun oynama olanağı tanır. Bu şirketlerin liderleri: beyinlere oyun için meşru bir ortam sunmanın, insanların yaratıcılık kapasitelerini ve bilişsel sağlıklarını geliştirme olanağı verecek güçlü bir araç olabileceğinin farkındadır.
LinkedIn tarafından öneriliyor
3. Adım: Kalıp aramak
Bu adımda daha çok beynin sol yarısının işlevlerini iyileştirmek için neler yapılabileceğine odaklanacağız.
Beynin sol yarımküresini geliştirebilmek için yapılabilecek birçok şey var. Her şeyden önce mevcut zihin yapısına meydan okunmalı, onu genişletmeli ve daha karmaşık bir niteliğe kavuşturmalı. Farklı görüşlere kulak vermek, yeni tür yazı ve kitaplar okumak faydalıdır.
Yeni sistemlere ve düşünce biçimlerine dalmaya istikrarlı, sürekli bir bağlılık gösterilmeli. Bu arada sırada yapılabilecek bir şey değil. Çünkü çok çeşitli vakalar ve durumlarla karşılaşılmalı ki, bunlar birikerek beyinde zengin bir deneyim olarak kodlansın.
Bilişsel zindeliği üst seviyeye çıkarmak için deneyimleri çeşitlendirmek ne kadar gerekliyse, yönetim ekibinin deneyimlerini çeşitlendirmek de o kadar gereklidir. Ekibi hep aynı tür deneyimlerden geçmiş kişilerle doldurmaktan kaçınılmalıdır.
4. Adım: Yenilik ve İnovasyon Aramak
Bir önceki adımda beynin sol yarımküresi üzerinde durduk. Şimdi de sağ yarımkürenin katkısını görelim. Yaşlanmayla birlikte sağ yarımkürenin sol yarımküreye göre daha hızlı gerilediği gerçeği dikkate alındığında, tipik olarak sağ yarımkürenin işleyişiyle ilişkili olan beynin yenilik peşinde koşma kapasitesinin önemi daha belirgin hale geliyor.
Bir çocuk dil öğrenirken ya da bir yetişkin resim yaparken burada devreye sağ yarımküre girer. Sol yarımküre dilin ifade edilmesinden, sağ yarımküre ise dilin öğrenilmesinden sorumludur.
Ne kadar çok yeni şey öğrenilirse öğrenme becerisi o kadar güçlenir. Yeni, zorlayıcı etkinliklere girişmek nörolojik esneklik kapasitesine bağlıdır. Yetişkinler üzerinde yapılan çalışmalar bu şekilde yaşayanların diğerlerinden daha fazla karmaşık nöral ağa sahip olduğunu gösteriyor. Yaşam bağı güçlü olanlar yeni ve beklenmedik deneyimlere istikrarlı bir biçimde daha açık bir tutum alıyor.
Yeniliğe ve inovasyona açık insanlar aynı zamanda kriz anında da genellikle iyi dayanırlar. Çünkü en berbat durumlarda bile saklı fırsatları görmeye hazırdırlar.
Dört adıma kafa yormak ve bunları şirketin karşılaştığı stratejik meydan okumalara nasıl uygulanacağına karar vermek iyi bir başlangıç noktasıdır.
Gelecek, kendilerine ve organizasyonlarına bilişsel zindelik kazandıran şirketlerin elinde olacak.
Kaynakça
Harward Business Review. (n.d.). Bilişsel Zindelik. In R. Gilkey, & C. Kilts, Yönetim ve Psikoloji (pp. 57-76).