Evraka... Evraka...
Yaratıcılığın sıradan düşünce sonucu meydan geldiği teorisine bir alternatif var: Psikologlar Pamela Auble, Jeffrey Franks, Salvatore Soraci ve yazar Jonah Lehrer ile beraber pek çok diğerinin de önerdiği gibi, en iyi yaratımların olağanüstü bir ani ilham anından kaynaklandığı.
"Buldum!" denilen "Evreka Etkisi"..
Fikirler bilinçli bir zihnin içinde tırtıllar gibi dolanmaya başlar, bilinçaltında kozalar örerler ve sonra kelebekler gibi uçarlar. Bu an müthiş bir heyecan ve muhtemelen de bir haykırış anına dönüşür. Yaratıcılığın anahtarı, bu anlardan daha fazlasına müsaade etmektir..
Buna inanan insanların yaratımın sıradan düşüncenin sonucu olarak meydana gelme fikrine pek çok itirazı olacaktır. Büyük yaratıcıların bu "buldum!" anlarının pek çok örneği kaydedilmiştir. Pek çok insan bir problemle deliye dönmüş ve daha sonra çözümün kendilerine gelmesi için bir kenara koymuşlardır. İşte bu anların kaynağını araştıran nörologlar enteresan şeyler buluyorlar. O buldum anı dünyamızın bir örgüsü aslında..
Buldum anlarından en çok anlatılanı ve en ünlüsü Vitrivius adında Romalı bir mimarın hikayelendirdiğidir:
Yunan general Hiero bundan 2300 yıl önce Sicilya'da Syracuse'un kralı ilan edildiğinde bunu bir zanaatkara altın vererek ve onun için altın bir çelenk yapmasını isteyerek kutladı. Bu zanaatkar isteğe uyarak verilen altının ağırlığında bir çelenk yaptı. Ama Hiero zanaatkarın onu kandırdığını düşünerek çelengin çoğunun gümüş olduğunu söyledi. Hiero, Syracuse'un büyük düşünürü 22 yaşındaki Arşimet'e gerçeği bulmasını söyledi: Çelenk saf altın mıydı yoksa gümüşle karışık mıydı?..
Vitrivius'a göre Arşimet bu istek üzerine banyo yaptı. İyice aşağı çöktükçe daha çok su küvetten taştı. Bu ona bir fikir verdi. Arşimet eve çıplak koşarken bağırıyordu: "Evreka evreka!" yani "Buldum, buldum!"
Sonra biri altın biri gümüşten çelenk ağırlığında iki nesne yaptı ve ikisi de suya batırıp ne kadar suyun taştığına baktı. Gümüş nesne altından daha çok suyun taşmasına neden oldu. Arşimet, Hiero'nun "altın" çelengini suya batırdı. Saf altından yapılan çelenkten daha fazla su taştı. Böylelikle içine gümüş ya da başka bir madde karıştırıldığı anlaşıldı..
LinkedIn tarafından öneriliyor
Vitrivius'un bu olayın gerçekleşmesinden 200 yıl sonra anlattığı bu hikayede hemen hemen hiç doğruluk payı yok..Vitrivius'un bahsettiği bu metot bir işe yaramıyor, ki şüphesiz bunu Arşimet de biliyordu. Galileo bunu "La Bilancetta" ("Küçük Denge") dediği yazısında anlatmıştı. Vitrivius'un dediği gibi gümüş ile altının mukayese edildiği yöntem "tamamıyla yanlıştı". Altın, gümüş ve çelengin suya batırılarak taşan sudaki o azıcık farkı gözlemlemek çok zordu. Yüzey basıncı ve çelengin üzerinde kalan su damlacıkları başka problemlere de sebebiyet verirdi. Galileo'nun yazısı muhtemelen Arşimet'in kullandığı asıl metodu gösteriyor: Çelengi su altında tartmak.. Bu problemi çözmenin anahtarı kaldırma kuvvetinde, yer değiştirmede değil..Ve küvetteki suyun taşması da buna ilham vermiş olamaz.
Ama hadi diyelim ki Vitrivius'un hikayesi doğru. Arşimet'in "konu üzerinde düşünürken hamama gittiğini, vücudu küvette daha çok battıkça daha çok suyun dışa taştığını söylüyor. Problemi çözünce bir dakika bile kaybetmeden hamamdan çıkıyor, eve çıplak bir vaziyette koşarak gidiyor, aradığını bulduğunu "Buldum buldum!" diye bağırarak söylüyor.
Ya da: Arşimet'in o buluş anı "henüz problem üzerine düşünürken" yaptığı bir gözlemin sonucu olarak doğdu..
Eğer bu olay hakikaten gerçekleştiyse Arşimet'in o efsanevi haykırışı "Evreka" bir "buldum!" anından değil, problemi çözmenin verdiği o basit sevinç anından doğdu..
Yazar : Kevin Ashton, "Bir Atı Kanatlandırma Sanatı/ Yaratmanın, İcadın ve Keşfin Gizli Tarihi", Destek Yayınları, 2019
Serbest dantel pazarlama / Lace marketing
5ayTeşekkürler Reha Ersavcı 🙏🙏 Bilgi vericiydi 👍