Fakir baykurt ve Annesi elif baykurt
eli öpülesi Analar

Fakir baykurt ve Annesi elif baykurt

Köy Enstitüsü mezunu eğitimci Fakir Baykurt,

evlerinin önünde açılan yeni kahvede çay içmek ister. Anası çayı söyler ama ağzı yanan Fakir Baykurt bardağı yere atar. İşte sonrası...

1929'da Burdur'da doğan asıl adı Tahir olan Fakir Baykurt'un çayla tanışması ve anasıyla öğretmenlik konusundaki diyaloğu çarpıcı...

1948'de Gönen Köy Enstitüsü'nü bitirdikten sonra köy öğretmeni olan Fakir Baykurt'un o günlere geliş hikayesi aslında bu...

Çayın yeni yeni içilmeye başladığı günler. Fakir Baykurt, evlerinin önüne açılan kahveden gelen, hoş kokulara dayanamaz ve bir gün "Çay isterim, ille de çay!" diye tutturur. Anası oğluna kıyamaz elinden tutup kahvenin önüne götürür ve Kahveci Topal Hüseyin’i çağırıp "Hüseyin bir bardak çay getir!" der.

Çay gelir, çayın nasıl içileceğini bilmeyen Fakir Baykurt, sıcak çaydan hızla bir yudum içer ve ağzı yanınca bardağı yere atar. Çay dökülür ama yer toprak olduğu için bardak kırılmaz.

Fakir Baykurt, "Anam şimdi vuracak? Şurama mı vuracak? Burama mı vuracak?" diye beklerken anası kahveciyi yeniden çağırır: "Hüseyin bir çay daha ver!"

Fakir Baykurt’a ikinci çay gelir. Çayı üfleyerek içer. Yıllarca anasına sorup durur:

”Anacığım o gün çayı döktüm, bir tokat vurmadın; neden vurmadın?”

Bu sorunun cevabını anası yıllar sonra oğlunun öğretmenlik yaptığı köy okulunda verir.

Oğlunun sınıfını görmek isteyen Elif Baykurt o gün sınıfa girer, oğlunun ders vermesini izler. Beş sınıfı birden okutan Fakir Baykurt anasının ders izlemeye geldiği günü şöyle anlatır:

"Sınıfta estim, gürledim!" Ders bitince dışarıya çıkarlar,

Fakir Baykurt anasına sorar:

"Anacığım, beğendin mi öğretmenliğimi?"

Anası:

"Eh, işte fena değil!"

Fakir Baykurt:

"Nasıl fena değil, müfettişler geliyor; iyi veriyor,

pekiyi veriyor. Sen de fena değil diyorsun, nasıl olur böyle?"

Anası:

"Yıllarca sordun, durdun. Şimdi söylüyorum,

aç kulağını dinle! Ben sana çay döktüğün gün kızsaydım, içindeki aslan küserdi.

Dövseydim, o aslan ölürdü!

Böyle öğretmen falan olamazdın.

İşte, sen de benim yaptığımı yap ve sakin ol.

Dayak atıp bu çocukların içlerindeki aslanı sakın öldürme!.."

Alıntı

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Fatih Kara adlı yazarın diğer makaleleri

  • beni her okuduğumda hüzünlendiren hikaye

    beni her okuduğumda hüzünlendiren hikaye

    HAN DUVARLARI..

  • WHY APPLE HAS BITE( Logo)

    WHY APPLE HAS BITE( Logo)

    ''The Apples'' bitten apple logo belongs to a mathematician who committed suicide by biting into a cyanide-soaked…

  • ELMA (APPLE) NEDEN ISIRIKLI

    ELMA (APPLE) NEDEN ISIRIKLI

    Apple'ın ısırılmış elma logosu siyanüre bulanmış bir elmayı ısırarak intihar eden bir matematikçiye aittir..

  • Biraz da edebiyat

    Biraz da edebiyat

    Bir görüşme esnasında Timur, Hoca’nın hocalığına laf eder. Hoca:“Hünkarım, ben sizin şu yanınızdaki eşeği bile…

  • İstanbul'un 7 Tepesi/ 7 Heels of Istanbul

    İstanbul'un 7 Tepesi/ 7 Heels of Istanbul

    7 heels of Istanbul 1.Sarayburnu Tepesi: Topkapı Sarayı, Hipodrom (At Meydanı), Ayasofya Camii, İbrahim Paşa Sarayı ve…

  • First Turkish Tractor HSG

    First Turkish Tractor HSG

    I'm sure everyone (I'll say almost) knows the Devrim car and its story, which was produced in impossibleness'. The…

  • İlk Türk Traktör HGS

    İlk Türk Traktör HGS

    #üretim#tarım#ekonomi . Eminim herkes (nerdeyse diyecem) imkansızlıklar içinde üretilen Devrim arabasını ve hikayesini…

  • önce insanlık /humanity first

    önce insanlık /humanity first

    Bir yarışta (resme bakın), Kenya'yı temsil eden atlet Abel Mutai, bitiş çizgisinden sadece birkaç metre ötedeydi, ancak…

  • Sümerler

    Sümerler

    6.000 yıldan fazla bir süre önce gizemli bir uygarlığın güneş sistemimizin ayrıntılı haritaları vardı.

  • carahunge veya konuşan Taşlar

    carahunge veya konuşan Taşlar

    @herkes@everyone Carahunge, known as "speaking stones" or "stone voice" in Armenian, is a remarkable archaeological…

Diğer görüntülenenler