Ferrari’ye Tüp Takılır mı?

Ferrari’ye Tüp Takılır mı?

Tüketici eğilimleri değişiyor. Yeni nesil zengin tüketici Tesla elektrikli otomobili Ferrari’ye tercih ediyor. Bazıları da Ferrari’sine LPG takmaya çalışıyor.

Ferrari marka bir araca LPG tüp takmak kolay değil. Avrupa’da yaşayan bir Türk işadamı sayesinde bunu herkes öğrendi.  Türk tekstilcinin Ferrari'sini götürdüğü tamirci LPG tankını nereye takacağını bilemedi. İşgüzar tamirci, İtalyan firmaya e-posta atıp ne yapacağını sorunca durum ortaya çıktı. Ferrari tankı takacak yer konusunda yardımcı olmadı. Hatta şirket yöneticileri Ferrari markasının aşağılandığını düşünerek, 145 Bin Euro’luk etiket fiyatını ödeyip aracı bizim vatandaştan geri aldılar. Ferrari otomobilleri bütün dünyada zenginliğin, prestijin ve yüksek sosyal statünün simgesi olarak satılır. Porsche, Jaguar ve Hummer araçları da öyle. Türkler hepsine LPG takmayı başardı. Bu sistemin %40’a kadar yakıt tasarrufu sağladığını duyan milletimizin elinden kurtulan bir marka yoktur. Bir aklı evvel Türkler mi?  Hayır. Dünya’da 20 milyona yakın araçta LPG takılı olduğu sanılıyor. İngiliz Kraliyet Ailesi araçlarında uzun süredir LPG kullanılıyor. İngiltere’de Kraliçe’nin çevreye verdiği önemi vurgulamak ve örnek olmak için makam araçlarının LPG’ye dönüştürülmesini istediği biliniyor. Aslında amaç sadece tutumluluk değil. Bu sistem %30’a kadar daha az karbondioksit açığa çıkarıyor. Yani oldukça çevreci bir yaklaşım diyebiliriz (tüp patlamazsa). 

 Artan örneklere baktıkça; on yıllık ekonomik krizin ortasında serpilen yeni neslin kendine, topluma ve çevreye daha duyarlı çıktığı görebilirsiniz. Farklı değerleri önemseyen yeni tüketici Tesla elektrikli otomobili emisyonu yüksek Ferrari araçlara, ikinci el kumaştan üretilen Nudie kot pantolonları, çocuk işçi çalıştırarak üretim yapan kot markalarına tercih ediyor. 2014 yılında öne çıkmaya başlayan bu tüketici eğilime “YÜZ KIZARTMAYAN” (GUILT-FREE) deniyor. Türkçesini ben uydurdum ama özüne uygun sayılır. Üretilirken ve kullanımı sırasında insana ve doğaya zarar vermeyen ürünler kastediliyor. Kendini bu akımın parçası olarak gören tüketici üç farklı alanda sorumluluk hissediyor: Kendine, içerisinde yaşadığı topluma ve çevreye karşı.

 Kendine karşı sağlık bilinci gelişen insanlar tüm tercihlerini yeniden değerlendiriyor. Daha sağlıklı yaşıyorlar. Hayatlarında spora yer açıyorlar. Yağ, şeker, alkol tüketimini kısıyorlar. İlgili sektörlerdeki firmalar elbette bu duruma kayıtsız kalamıyor. Sağlıksız beslenmenin günah keçisi konumundaki fast-food restoranlarından McDonalds ve Burger King “Yüz Kızartıcı” ürün sayılan patateslerini upgrade etmek zorunda kaldı. Burger King %40 daha az yağlı ve %30 daha düşük kalorili kızarmış patates hazırlıyor. Benzer çalışmalar içindeki McDonalds Sağlıklı Nesilller Birliği ile anlaşma imzalayarak patates kızartmasına alternatif isteyenler için her zaman salata, sebze veya meyve bulundurmaya söz verdi. Ama bu işi daha ciddiye alanlar da var. Los Angeles’da yeni açılan bir dondurma dükkanı, kullandığı elektriğin bir kısmını mekandaki bisikletlerden sağlıyor. Bisiklet dinamoya bağlı, pedal çevirdikçe bedava elektrik üretiyor. Müşterilerinden, dondurmadan aldıkları kaloriyi yakmaları için bu bisikletlerde pedal çevirmeleri isteniyor. “Bir taşla iki kuş”. Çoğu insan kendi çıkarı için daha kolay motive oluyor. Yoksa hayatta kimseye o pedalı zorla çevirtemezsin. Doğal kaynak da tüketilmiyor, zararlı madde de açığa çıkmıyor: ter kokusunu saymazsak. 

Bazı tüketiciler kendini aşmış, başkalarına, topluma karşı da aynı sorumluluk bilincini taşıyor. Kullandığı ürünlerin üretim şartlarına kadar bakıyor. Biraz araştırsanız “Yüz Kızartıcı” şartlarda üretimin ne kadar yaygın olduğunu görürsünüz. Bazen üretim ortamı sağlıksız, bazen de çalışanlar. Birçok tesiste çalışanlar daha çocuk yaşta. Al birini vur ötekine. Hangisi daha kötü bilmiyorum.

Artık tüketici de soruyor. O malı nerede ve nasıl ürettin diyor. Kimi eli değdi. Kimin kanı aktı bunun için diyor. Seyredenler bilir. 2006 yapımı, Leonardo DiCaprio filmi Kanlı Elmas’dan sonra toplumsal bir tepki oluşmuştu. İnsanlar yuva kuracağı müstakbel eşine alacağı elmas yüzükte başkasının kanı olsun istemedi. Elmas ticareti yapanlar temiz olduğu bilinen işletmelerin sertifikalarını vererek halkı ikna etmek için daha çok ter döktü. Benzeri şekilde tüketici ve bu işe gönüllü kuruluşlar her ürünün arkasından gidip sağlıksız üretim şartlarını araştırıyor. Geçtiğimiz yıllarda Apple için elektronik kartlar, mekanik parçalar ve birçok başka parça üreten Tayvanlı FoxConn firmasında art arda intiharlar oldu. Tüketici birlikleri Apple’ı ciddi şekilde baskı altına aldı. Mal alıp, üretim yaptırdığı FoxConn gibi firmalarda çocuk işçi çalıştırılmasının ve köle çalışma koşullarının önüne geçmesini istedi. Ürünü almamakla tehdit etti. Başkan Tim Cook çok zor zamanlardan geçti ve sonunda anlaşmalarına bu şartları koymayı kabul etti.

Günümüzde sosyal firma kavramı yükselişte. Tüketici ürünlerini aldığı firmanın, gelir elde ettiği topumun sorunlarına eğilmesini istiyor. Eğer firma küresel boyutta ise beklenti de artıyor ve küresel sorunlarla ilgilenmesi isteniyor. Spor kıyafetleri firması Nike iyi bir örnek.  Aslında üretim değil bir tasarım firması. Kendi uzman olduğu konuda küresel değerlere saygı duyduğunu göstermek için “MAKING” adlı bir akıllı telefon uygulaması yayınladı. Nike diyor ki “yıllardır yaptığımız her tasarımda ve kullandığımız her ham maddede çevreyi önemsedik. Alın kendi gözlerinizle görün”. Kullandıkları 75 bin hammaddenin çevreye ve insan sağlığına olan etkisini oturup hesap etmişler. Her maddenin bir puanı var. Bir Nike ürünü aldığınızda onun toplam “sorumluluk puanını” bu uygulama yardımıyla öğrenebiliyorsunuz.

Topluma ve çevreye katkıda en kalıcı yararı sağlayan firmalara baktığımda bence kütüğe plaketi Elon R. Musk Motor çakardı. Elon internet çağının yetiştirdiği en önemli girişimcilerden ve elektrikli araç üreten Tesla Motors firmasının ilk yatırımcılarından biri. Tesla, yıllardır elektrikli araç yapmayı geciktiren otomotiv üreticilerinin elinden tüm bahanelerini aldı. Onun araçlarını hem asaleti hem de marifeti ile gerçekten birer tasarım harikası olarak gören bir ben değilim. 2008’de Elon’un fikir babalığını yaptığı Tesla Roadster New York Times tarafından dünyanın en iyi 2. buluşu olarak değerlendirilmişti. Elon, Ferrari gibi arabaların lüks ve konforunu, elektrikli Roadster’a taşıyarak ezberleri bozmuştu. Tesla şimdi de elektrik depolama kavramını insanların evlerine taşıyor. Aslında otomotivde yaptığı gibi yıllardır bildiğimiz ama kimsenin doğru dürüst yapmadığı bir işe el atıyor. PowerWall. Yakında bu ürün çok ses getirecek. Güneş enerjisi kullanması da cabası. En azından bir bakın. 

 

Metin Salt

Founder @ Salt Fikir Sanat | Venture Capital, Corporate Innovation

9y

Merhaba Ahmed Bey, Türkiye'de şebekeye satış yapma olanağı oldukça önemli bir gelişme oldu. Hala birçok ülke bu sisteme geçmemişken bizde olmasını önemsiyorum. Özünde baktığınızda hala tüketim maliyeti üretim kazancından yüksek olduğu için aslında kendi depoladığın enerjiyi kullanmak satıp, gerektiğinde almaktan daha ucuz olacaktır. Hele yüksek miktarda olan genel kayıp-kaçak elektrik miktarının Türkiye'de tüketicilere yansıtıldığını düşünürsek kendi kendine yetmek daha iyi olacak gibi duruyor. Ancak elektriği şebekeye satmayı ben de çok önemsiyorum. Bunu kültür olarak benimseyebilirsek, ilerleyen yıllarda bu enerji konusunda ülke olarak daha iyi bir yerde olabiliriz. Güneş enerjisi panelleri gerçekten önemli.Ben Antalya'da uzun yıllar yaşadım. Çatısında güneş ısıtmalı su deposu olmayan bina azdır. Halk gerçek bir faydayı gördüğü zaman aksiyon alıyor. Ama rakamlar mantıklı olmalı ve işlem kolay olmalı. Konu elektrik üretimi ve satışı gibi daha karmaşık süreçler içerdiğinde insanlar biraz çekinecektir. İşte burada kültürel değişim ve bilinç yaratmak önemli olacak.

Beğen
Yanıtla

Metin Bey, oldukça güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık. Türkiye'de evin çatısında güneş enerjisi paneli ile ürettiğiniz enerjinin fazlasına devlet alım garantisi olduğu için Powerwall konusunda çok ihtiyaç yok gibi. Gündüz fazlasıyla üretenler gece sistemden harcayacağı elektriğin ücretini çıkarıyor zaten. Bunun dışında güneş enerjisinin üretimde peak yaptığı nokta tüketimde de peak yapılan nokta. Geceleyin ülke genelinde fazla ihtiyaç kalmıyor. Rüzgar enerjisi için bunu yapmak daha mantıklı olabilir, zira rüzgar enerjisi en fazla gece üretiliyor. Türkiye için değil ama özellikle az gelişmiş ülkeler için kullanışlı olabilir. O konuda da maliyeti önem kazanıyor. Şahsi fikrim şu an hepsinden önemlisi güneş enerjisi panellerinin max %18-20'lerde olan verimliliğinin artırılması ve maliyetinin düşürülmesi. Dünyanın enerji ve ona bağlı pek çok sorununu böyle bir gelişme büyük ölçüde çözerdi herhalde.

Beğen
Yanıtla
Metin Salt

Founder @ Salt Fikir Sanat | Venture Capital, Corporate Innovation

9y

Furkan Bey, iş hayatının en önemli konularından biri insan kaynağı yönetimi. Çalışan maaşları genellikle içinde bulunan bölgenin arz talep dengesiyle bir değere oturuyor. İstanbul gibi metrekare ev kirası ve ulaşım giderinin yüksek olması, İzmir gibi bölgenin yaşam açısından çekici olması veya bazı doğu illerimiz gibi yaşam ve coğrafi şartların zorluğu ve iş yeri sayısının azlığı özünde maaşlara bir katsayı olarak yansıyor diye formüle etmekte zorlanırız Ancak çalışmak isteyen ve çalışabileceği iş sayısı arasındaki arz talep dengesinin ana faktörleri olduğunu söyleyebiliriz. Bu konu başlı başına tartışmaya değer. Benim bu yazıdaki amacım tüketicinin eğilimlerindeki değişime dikkat çekmekti. Bu değişimi henüz Türkiye'de aynı oranda hissettiğimizi söyleyemem. Bu nedenle dış coğrafyadan örnekleme yapmayı konuyu aktarmak adına tercih ettim.

Beğen
Yanıtla
Metin Salt

Founder @ Salt Fikir Sanat | Venture Capital, Corporate Innovation

9y

Onur Bey, önemli ve doğru bir noktaya değiniyorsunuz. Bireysel ve toplumsal fayda elde etmenin maliyeti çoğu zaman karar veren için caydırıcı olabiliyor. Uzun vadede geri dönüşü olabilecek bir fayda için yatırım yapmaya soğuk bakılacağına ben de katılıyorum. Aslında bu yazıyı bitirirken verdiğim örnekteki amacım buna dikkat çekmekti. Yatırımın geri dönüşü uzun vadede olduğunda ilgi az oluyor. Bu tip ürünlere ancak artan talep oldukça, maliyeti ucuzlayacaktır. Bu kırılımı geçebilirsek bu ürünler yaygınlaşacaktır. Alternatif enerji kaynaklarının ev bazında yaygınlaşması, sistemi olumlu yönde rahatlatacaktır. Endüstri düzeyinde yeni çalışmalara ben de örnek vermek isterim. Özellikle elektrik üretim tesislerinde buna benzer enerji saklama yöntemleri kullanarak dalgalı üretimi dengeleme yönünde çalışmalar dikkatimi çekiyor. Enerjisi fazlası varken bu enerjiyi depolama, talebin arttığı veya arzın düştüğü zamanlarda depolanan enerjiyi sisteme vermek için endüstriyel ürünler konuşulmaya başlandı. Aynı yatırım maliyeti sorunu burada da ortaya çıkıyor. Güzel olan artık bunları konuşmaya başladık. Bilinç oldukça gelişme olacağına inanıyorum.

Beğen
Yanıtla
Furkan Eke

Ready to put your automotive software product into a challenge?

9y

"Yüz kızartıcı" dediğiniz kavramı anlatırken daha fazla Türkiye örneği verebilirdiniz. Bir kavramı anlatırken neden Amerikan coğrafyasından örneklerle yetindiğimizi anlayamıyorum. Bu tutum verilmeye çalışılan mesajın yerel coğrafyada (Türkiye) çözümlenmesini zorlaştırıyor. Örneğin bir Bursa'da otomotiv sektöründe çalışan bir mühendis aynı işi İstanbul'da yapan meslektaşının aldığı maaşın yarısı ila üçte biri çalışıyor. Ama alış veriş yaparken fiyatlar İstanbul'da da Bursa'da da aynı. Bu firmaların İstanbul'da kurulu işletme yöneticileri bu sömürü düzeninden meydana gelen hak etmedikleri bir "fiyat avantajı" sağlıyor, kendi konumlarını güçlendiriyor. Bu durumdan yola çıkıp Bursa'da üretilmiş otomobilleri almazlık etmiyoruz herhalde. Dahası üç kuruşluk zamdan kısmak için oynadıkları oyun ortaya çıktığında eylem yapan Bursa otomotiv işçileri işlerinden olmakla tehdit olunuyorlardı. O işçi ve mühendisler ki İstanbul'dan fazla ihracata imza atan kişiler.

Beğen
Yanıtla

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Metin Salt adlı yazarın diğer makaleleri

  • Teleportation

    Teleportation

    Hayırlı olsun. Sonunda bir şeyleri ışınlamayı becerdik.

    4 Yorum
  • Korkuttun Bizi BitCoin

    Korkuttun Bizi BitCoin

    Yeni bir kavram ortaya atıldığında onu ifade etmek için bildiklerimize benzetmeye çalışırız. Sonradan bu tanımlar bize…

  • Paylaşım Ekonomisi

    Paylaşım Ekonomisi

    Spotify, SoundCloud, Snapchat, Instagram, Twitter, Facebook hatta Google yokken dünyanın en hızlı büyüyen internet işi…

    3 Yorum
  • Birkaç İyi İnsan

    Birkaç İyi İnsan

    Girişimciler sosyal alanda da öne çıkıyor. Genellikle gençlerde paradan çok fikir olduğu için yaratıcılık ön planda.

    2 Yorum
  • Âlem Yapıyorlar

    Âlem Yapıyorlar

    Çoğu insan kafayı dağıtmak için sinemaya gitmeyi tercih eder. 15 lira verip kısmen bu dünyadan kopabilirsiniz.

    4 Yorum
  • Hacklenmiş Buzdolabındaki Yumurta Mundar Olmaz

    Hacklenmiş Buzdolabındaki Yumurta Mundar Olmaz

    İnternet, insanların tekelinden çıkıp her türlü akıllı nesnenin bağlandığı bir ortam olmaya başladı. Eskiden…

    4 Yorum
  • Babalar ve Oğullar

    Babalar ve Oğullar

    Ben X kuşağıyım. Oyundan anladığım sokakta top oynamak, mahalle maçı yapmaktı.

    3 Yorum
  • Girişimciler Bir Adım Öne

    Girişimciler Bir Adım Öne

    Her Türk annesi çocuğunun doktor veya mühendis olmasını; okulu bitince evini, barkını ve düzenini kurmasını ister…

    8 Yorum
  • Süper İnsan

    Süper İnsan

    İnsanın beş duyusu olduğu fikri Aristo’ya dayanır. Ama fazlası var .

    12 Yorum
  • Bilim, Buluş, İş, Para

    Bilim, Buluş, İş, Para

    Geçtiğimiz on yıl bilimsel açıdan oldukça verimli geçti. Bilim insanları Higgs Bozonunu bulmayı, ışığı dondurmayı ve…

    15 Yorum

Diğer görüntülenenler