FINDIK DEYİP GEÇMEYELİM!

Dünyada en çok fındık üreten ve ihraç eden ülke Türkiye! Ve yine bir yabancının ağzından bizim ürünlerimizi anlatan bir yazar....Hep böyle mi olacak? Hep yabancılar mı bizi anlatacak?

Şaşırdınız mı? Ben şaşırmadım. Hep aynı sorunlar....

İngilizcenin zayıflığı ve pazarlamanın hala dünyaya açılma açısından müthiş bir zayıflığı. Komodite olmaktan mutlu olmamiz...Sadece istediğimiz para kazanmak. Ama bilmiyoruz ki kıymetli ürünlerimizi komodite olmaktan çıkarmazsak bir gün önümüze geçecek başka ülkeler.

Aşağıdaki sözler bahsettiğim yabancı yazardan kısa özet:

"Fındık tarımı ile en çok bilinen bölge olan Türkiye'nin kuzeyini gezme fırsatı vardı. Geniş fındık ağaçlarının bulunduğu ilk illere ulaşmak İstanbul'dan çok uzak bir yolculuk değildir. Sakarya iline girip biraz karadenize doğru ilerleyince manzara biraz engebeli ve yeşil bir hal alıyor. Her iki yanında fındık ağaçları olan sakin yollar bulmak uzun sürmez. Bir tür 'gür' bitki örtüsüdür ve Karadeniz'den Gürcistan'a doğru geniş bir alanın başlangıcını işaret eder. Burada dünya fındık üretiminin% 70'inden fazlası yetiştirilmektedir.

Fındık ağaçlarının arasında araba kullanırken bazen yol kenarında fındık satan insanlara rastlarsınız. Biraz satın almak için bir yol dükkanı olan iki yere uğradım. Taze ve yeşildiler, yapraklar hala cevizi çevreliyordu. Sadece bir saat önce ağaçlardan alındıklarını iddia ettiler. Onları inceledim ve somunu nasıl çıkaracağımı ve nasıl kıracağımı çabucak anladım. Tadı da tazeydi. Onları daha çok kavrulmuş sevdiğimi itiraf etmeliyim. Bölge beni çok etkiledi ve bu bölge ve fındık yetiştiriciliği hakkında daha fazla bilgi edinmek istedim. Karadeniz'e yakın bölgeler tarihsel olarak 3000 yıldan fazla bir süredir fındık üretmektedir ve dünyanın geri kalanı bunları orta çağdan beri tüketmektedir. Dünyada iklimin Fındık yetiştirmek için bu kadar ideal olduğu çok az bölgeden sadece biridir. Söz konusu alan yaklaşık 600 bin hektardır.  

Çiftlikleri görmek için ziyaret ettiğim birkaç çiftçiyle konuşurken çiftçilerin misafirperverliğini fark ettim. Her çiftçi tarlalarıyla gurur duyuyor ve itiraf etmeliyim ki buna kesinlikle hakları var. Ziyaret ettiğim tüm çiftliklerde doğa çok güzel. Sohbetler yaparak, her konuşmada bir isim ortaya çıktı, o da Fiskobirlik. Fiskobirlik, bu bölgedeki fındık operasyonlarını organize eden bir tür kooperatiftir. Kendi web sitesi bile var. Kısa süre sonra bu organizasyon hakkında İngilizce bilgi bulmanın o kadar kolay olmadığını anladım. Ordu tüm bunların merkezidir ve fındık ihracatı için iyi liman tesisleri vardır. Fındık diğer emtialarla birçok benzerliğe sahiptir. Giresun, Levant ve Akçakoa gibi türleri bilir. Geziden keyif aldım ve fırsatınız olduğunda bölgeyi ziyaret etmenizi tavsiye edebilirim. Türkiye'deki süpermarkette Fiskobirlik tarafından üretilen kakaolu fındık ezmesi buldum. Şimdiye kadar gördüğüm en yüksek fındık içeriğine sahipti ve kesinlikle taze pişmiş ekmekle harika bir öğle yemeği yaptı."

Soruyorum- Bu hikayeler neden bizden çıkmaz?

Yabanci markaların peşinde koşan ülkemde en büyük üretici olarak bunu ülke adına markalaştıramazmıyız? Bu sadece dünyaya, kelimeler, resimler ve cümleler ile açıldığımız zaman olur! Algıyı yaratmamiz gereken BİZİZ! Çiftçiler değil pazarlamacılar yapacak bunu.

Çok sevdigimiz dijital dünya var ya işte bu teknoloji tüm fırsatları açmıyor mu bize?

Emtia dediğimiz komodite ürünleri değer bazlı ürün haline çevirmek zorundayız. Yoksa sonuç çıkmaz sokak. Böyle devam edersek İtalya ve Gürcistan miktarı yükseltemese bile dünyanın en kaliteli ürününü çok daha pahalıya satmaya başlayacaklar! Çünkü bilhassa İtalya bunu kendine marka olarak kabullenip farklılığı ANLATACAK! Herşey algı ile ilgili!

Kimse bana ülkemizde bilhassa dünyaya açılmak üzere etkin pazarlama yaptığımızı söylemesin! İhracat yapmak küresel marka olduğunuzu kanıtlamaz.

Marka yaratmak kendimize has değerleri bağırarak söylemekle olur! Dünyanın her yerine!

Komodite ürünleri komodite olmaktan çıkarmak sadece kuvvetli bir pazarlama ile olur!

Yeter artık demek geliyor içimden!

Ama yılmamamız gerekiyor.

Fındık kullanarak ürün çıkaran büyük markalara "Türk Fındığı Tektir" amblemini koydurttuğumuz zaman yolumuz kesinleşecek.

Bunu yapabilmek için de bu markalara iletişimi yöneltmemiz lazım.

Biz fındığı tam bir komodite gibi aracılara satıyoruz. Hikayemiz onlara değil fındığımızı kullanan markalara ulaşması lazım! Bu her ürünümüz için de geçerli!

Bir de....Bu sadece fındık için değil neyi satarsak satalım bu yöne gitmek zorundayız! Yoksa sadece komodite olarak kalırız tüm ihraç ürünlerinde sadece fiyatla rekabet ederek!

Bu da tam bir çıkmaz sokaktır!