GÜNDE BİR TUTAM SEMİZOTU
Semizotu bahçelerde kendiliğinden yetişen, bazen yabani ot olarak görülüp yok edilmeye çalışılan bir sebzedir. Araştırmalar, semizotu tüketmenin vücuttaki iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olduğunu, detoksifikasyonu, savunma sistemini, solunum fonksiyonlarını ve metabolizmayı arttırdığını, kan basıncını ve kan şekerini düzenlediği, kemiklerin güçlenmesine, göz ve cilt sağlığına katkı sağladığını göstermektedir.
Semizotunun yaprakları ve sapı çok önemli besinlerle doludur. Antioksidan, bitki bazlı omega 3 yağı dahil, bakır, fosfor, kalsiyum, magnezyum, manganez, potasyum, demir gibi mineraller ve A, C, B6, folik asit gibi vitaminlerden zengindir.
Semizotu nasıl tüketilmelidir?
Organik, hiçbir şekilde tarım ilacı kullanılmamış olan semizotu tüketilmelidir.
Semizotu içerisindeki antioksidanlar, vitaminler ısıya hassastır. Sıcak yemek olarak uzun süre pişirildiğinde bu değerli besinleri kaybedebilir. Sıcak tüketilmek istenirse, 5 dakika buharda pişirilebilir.
Taze olarak tüketilmek istendiğinde ise; salatalara, smootilere eklenebilir, katı sebze sıkacağında diğer sebzelerle karıştırılıp suyu çıkartılarak tüketilebilir.
Buzlukta saklayarak bütün yıl kullanılabilir.
Günlük olarak çok fazla tüketildiğinde böbrek taşına neden olabileceğinden, aşırıya kaçılmamalıdır.
Doğada kendiliğinden yetişen semizotu, içerisindeki yüksek besin değerlerinden ve yukarıda saydığım sağlık üzerine olumlu etkilerinden dolayı “süper gıda” olarak kabul edilir. Bugünlerde bahçelerimizde ve pazarlarda rahatça bulabildiğimiz, yemek için hazırlaması son derece kolay olan semizotundan yararlanmalıyız. Günlük beslenmenize bir tutam semizotunun eklenmesi hem cildinizin güzelleşmesini, hem de vücudunuzun güçlenmesine katkı sağlayacaktır.
Sağlıklı ve güzel günlere …