"Her derde deva yapay zeka" yüzeyselliği karşısında World Wide Web (WWW)'in World Wide Web olmaması sorunsalı
Yapay zekayla ilgili gelişmeleri paylaştığımız bir whatsap grubumuz var ve son günlerde medyada yapay zekanın kurtarıcı olarak sunulduğu pek çok demeçler verilmeye başlandığını hafif bir tebessümle takip ediyorum. Açlık son bulacak, kapitalist düzen tarihe karışacak, sınıf sistemi kalkıyor, dünya vatandaşlığı kavramı nihayet gelecek, sınırlar kalkacak, dünya bir nevi cennete dönüşecek... Bu iyimserlik yeni bir şey değil. Dokuma tezgahı ilk tanıtıldığında, dokuma atölyelerinde açlık, yoksulluk, sefalet içinde çalışan insanlar için artık kurtuldunuz müjdesi verilmişti. Hidrolik sistemler ilk tanıtıldığında insanların ve dahi hayvanların artık yüklerinden kurtulduğu müjdelenmişti. Üretim hatları makineleştirildiğinde ve sanayi devrimi büyük bir coşkuyla karşılandığında artık açlık ve sefalet kesinlikle son bulmuştu. Peki ne oldu? Dokuma işçileri yerlerine dokuma tezgahı getirildiğinde, ömürlerini ve sağlıklarını tüketen insanlar çay içerek makinenin nasıl hızla çalıştığını mı izledi? Ayda bir tane üretilen ürün dakikada bin tane üretilince ne değişti? Size ne olduğunu kısa bir özet olarak geçeyim. Her sabah alışveriş merkezlerinin mal kabul girişine büyük bir tır yanaşır ve yeni ürünleri teslim eder. Aynı gün bir başka tır ise tavsiye edilen son tüketim tarihi dolan gıda maddelerini ve modası geçmiş ürünleri imha etmek üzere teslim alır ve yollara düşer. Milyar dolarlık marka değeri olan çantacı bir şirket, ürünleri indirime düşer korkusuyla sezon biter bitmez hızla piyasadan ürünleri toplar ve anında yakar. işte tüm bu sisteme marka yönetimi ve ticari zeka deniyor... Fakir bırakılmış ülkelerin yağmalanmış ham maddeleriyle üretilen tüm o devasa üretim fazlası gıda, giysi ve materyaller hiçbir zaman ihtiyaç sahipleriyle "karşılıksız" olarak paylaşılmadı ve paylaşılmayacak. Teknik olarak karşılığı çok daha öncesinde ve genellikle zorla alındığı halde..
Bu çok kaotik bir döngü. İnsanlık bu bencil ve aptallıkla imar edilmiş küçük dünyasından bir türlü çıkamıyor. Bunun yolunun hep daha ileride olduğunu işaret ediyorlar sadece. Ama daha ilerisi hep daha karanlık bir topluma doğru evriliyor. Aslında hepimiz içten içe açlık ve yoksulluğun neden olduğunu ve nasıl bitirilebileceğini çok iyi biliyoruz, hep biliyorduk. Ama kavramlar ve nesneler dünyasında bir değer, değerini, bir diğerini değersizleştirerek edinebiliyor. Tarım toplumunda toprağa bağlı kölelik, sanayi toplumunda yerini makineye bağlı işçiye bıraktı. Teknoloji toplumunda top yekün bir makineleşmeye övgü söz konusu. Makineler insanlaştıkça insan da aynı hızla makineleştiği için bir yerde bu gelişim ya orta yolda buluşacak biri bir diğeri olup çıkacak ya da adaletsiz ve sömürüye dayanan zihniyetimiz de her şeyi sadece otomatiğe bağlayacak gibi görünüyor.
Neden bu kadar kötümser bir tablo veriyorum derseniz, teknik hiçbir zaman demokratik ilerlemedi. Aynı markanın gıda ürünü bir ülkede kanser eden maddeler katılarak bir de çocuklar için üretirken aynı fabrikanın bir diğer hattında daha sağlıklısı üretiliyor. Bir ülkenin gıda kuralları baştan savmayken diğeri ince eliyor sık dokuyor diye böyle. Aynı şirket, aynı ürün aynı paket.. Ama içindeki de, o ürünün size gelirken geçirdiği taşıma serüveni de bambaşka. Neden bir standart yok? Çünkü hiçbir zaman olmadı ve muhtemelen bundan sonra da olmayacak. Teknoloji önce de demokratik değildi, şimdi de değil.
LinkedIn tarafından öneriliyor
WWW açılımı dünyayı saran ağ anlamında world wide web demektir aslında ve 2022 yılı itibariyle hala dünyayı sarabilmiş değildir. Elektriğin ve temiz içme suyunun bile ulaştırılmadığı topraklar, toplumlar hatta ülkeler söz konusu. Yapay zeka teknolojileri sırf bu sebeple bile çok kusurlu olacaktır. Çünkü her yeri sarmayan bir ağ üzerinde genele yönelik bir analiz yapılması veri eksikliği ve parametrelerin yüzeyselliği sebebiyle asla gerçeği veremeyecektir. Söz sahibi kılınmayan o insanlar şimdi modern insanların körüklediği iklim krizi ve çevre felaketleriyle boğuşuyor. Tüm evreni bu kadar gözünü karartarak sömüren ve dönülmez aşamalara sürükleyen modern insan topluluğunun her müjdesi benim tüylerimi diken diken ediyor. Bence sizinkini de etmeli.
tüm bunların yanında yapay zeka teknolojileri asla tek başına bir çözüm aracı olamaz. Bunu peşinen kabul etmek gerekiyor. En azından şuan için sadece bir araç. Nesneler dünyasında bir araç kendi başına asla bir çözüm değildir. Nesneler ağındaki işleviyle asıl etkisini ve verimini sergileyebilir. Tıpkı ulaşım aracı olarak bir otomobili seçmek gibidir. Ama bir otomobil satın aldığınızda aldığınız, beklentileriniz ve kabul ettiğiniz şey asla sadece bir otomobil değildir. Bu aracın rahatlıkla gideceği yolların inşa edilmesi, hem araç içi hem araç dışı güvenliğinizi sağlayacak sistemler, trafik işaretleri, trafik kuralları, trafik polisinden yargıya ve sigorta şirketlerine kadar tüm olası sorun ve zararların öngörülebilir bir sistem üzerinde yoluna sokulması, yakıt fiyatlandırılması, buna ilişkin politikalar, yakıt istasyonları, yol yardımı, araç bakım ve onarımı, muayene kuralları ve yaptırımları, diğer sürücülerin güvenliği için sizin taşımanız gereken standartlar, buna ilişkin ehliyet ve ruhsat süreçleri... İşte bir otomobili kullanmaya karar vermek tüm bu devasa ağın bir parçası olmayı kabul etmek ve tüm gereklilikleri karşılamak yanında tüm bu sistemin güvenliğini sağlayan bir üst organizasyonun varlığını zorunlu kılar. Bu sebeple yapay zeka teknolojileri şu an üretim hattında ne için kullanılacağı ve nasıl kullanılacağı tam olarak çözülememiş yeni bir ilerleme vasıtasıdır. Tıpkı yolu olmayan, kuralları olmayan, yakıt istasyonu ve dahi kaliteli yakıtın ne olduğu dahili bilinmeyen bir aşamada ortaya çıkan otomobiller gibi.. Bir otomobil üreteceğim ve kullanacağım çünkü bu bir yere daha hızlı ulaşmamı sağlayacak yüzeyselliği neyse yapay zeka teknolojilerine yapılan övgülerin yüzeyselliği de ne yazık ki aynı. Kaldı ki herkesin şahsi otomobili olmadığı gibi milyonlarca insan trafik kazalarında öldü, çok daha fazla doğal alan tahrip edildi, her gün bir o kadar hayvan farkında dahi olunmadan ve dahi umursanmadan eziliyor. Hanı dedektiflerin ışık tutarak kan lekelerini tespit ettiği bir cihaz var ya işte onu alıp bir asfalt zemini inceleyin isterseniz. Zehirli gaz salınımını saymıyorum bile. Bir yere daha hızlı gitmek amacı ve neticeleri.. Her ilerlememiz bu kadar geriye götürürken bizi, nedir bu iyimserlik gerçekten anlayabilmiş değilim. Yine devrim olarak adlandırılan ve büyük umutlar bağlanan bir teknoloji atılımının eşiğinde insanlık. Ve insanlık şimdiye kadar yapmadığı bir şeyi bu sefer yapabilirse belki de ilk kez haklı çıkacak ve başarılı olacak: kararlarını alırken tüm olası sonuçlarının bilincinde olarak akıl ve mantıkla hareket etmek:)
İşte bu konuda pek umutlu değilim. Neden diye sorarsanız şu an drone teknolojimiz var, her boy ve ebatta şahane nakliye araç ve sistemlerimiz var. Kargo teslimatı da bir o kadar teknolojik ve ütopik ihtimaller üzerine kendini geliştiriyor ama.. İstanbul'un ilk yerleşiminden itibaren başlayan ve şu dakika hala devam eden bir hamallık sistemi var. Eminönü ve Kapalı çarşı güzargahlarında görmeyeniniz yoktur. Yürümekte zorlanan yaşlı insanlar neden hala bu ağır yükler altında eziliyor? Bazı yerlerde dronela teslimat yapıldığı halde hem de aynı şirketlere ait ürünler bazı yerlerde neden hala insanların sırtında taşınıyor. Tüm bu ilkellik ve insan onuruna yakışmayan hayat mücadelesine bir de şu notu ekleyeyim. Eminönünde hamallık yapmanız için bir hamal plakası almanız lazım ve bu plakanın 2015 yılı için 100 bin TL değerinde olduğu belirtilmiş. Modern toplum tarafından ezilirken bile bir bedel ödemek zorunda oluşumuz gerçeği de kulağınıza küpe olsun...