İK’nın Dijital Yolculuğu #8 – “İşveren Markası”
İşveren markası kavramı hakkında 90’lı yıllarda Dünya’da konuşulmaya başlamışken, Türkiye’de geçmişi 2010 yılına dayanmakta. Kavram, kısa bir geçmişe sahip olmasına rağmen şirketler ne denli önemli olduğunun farkında. Aslında işveren markasında işin özü insan kaynakları politikalarının ve uygulamaların beklenenin hatta beklenin üzerinde hayata geçirmesi için kamçılayıcı bir güç olmasıdır. Yoksa sıfırdan bir şeyler keşfetmiyoruz. İşveren markası ile bir bakıma insan kaynaklarında farkındalık yaratıyoruz. Kavramı ilk ortaya atan Simon Barrow ‘İşveren Markasını’ işletmenin sunduğu fonksiyonel, ekonomik ve psikolojik yararlar paketi olarak tanımlıyor. İşveren markası sadece mevcut çalışanlara yönelik değil, potansiyel çalışanlara ve şirketten ayrılanlar çalışanlara da yönelik ele alınıyor.
Dijitalleşme ile birlikte de işveren markasının şirketlerde çok daha fazla ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Çünkü şirketler günden güne daha da şeffaf hale geliyor ve hem kendileri hem de mevcut çalışanları ve potansiyel çalışanları şirkete dair paylaşımlarda bulunabiliyor. İşveren markası iletişimini sürdürmenin en sağlıklı yolu her geçen gün büyüyen dijital dünyadan ve yeni trendlerden faydalanmak olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Dijital Dünya’da yer almayan bir şirketin güçlü bir işveren markasına sahip olabilmesi zaten mümkün değil!
Dijital İşveren Markasın Araçları
1) Web Siteleri: Şirketlerin web sitelerinde, bloglarında ve kariyer sitelerinde şirketin insan kaynakları süreçlerine, uygulamalarına dair kapsamlı içeriklere yer verilmesi, dış müşteri diye adlandırdığımız potansiyel çalışanlar ve şirkette bir süre çalışıp sonrasında ayrılan çalışanlar için şirketin insan kaynakları uygulamalarına, süreçlerine ve duyurularına dair bilgilere sahip olmasını sağlıyor. Bu siteleri dinamik, dikkat çeken ve sitede uzun süre kalacak şekilde kurgulamalıyız.
2) Sosyal Medya: İşveren markasının dışsal pazarlamada en önemli araçlarından biri de sosyal medyadır. Şirketler de sosyal medyanın gücünün de artık farkında. Facebook, Linkedin, Twitter, Youtube, Instagram vb. sosyal medya platformları üzerinden şirketler, açtıkları şirket ve kariyer sayfaları aracılığıyla hedef kitleleri ile karşılıklı iletişime geçebiliyor ve bir etkileşim yaratabiliyor. Böylelikle dış müşteriler şirketin insan kaynakları uygulamalarına, süreçlerine ve duyurularına dair bilgilere sahip olmasını da sağlıyor.
3) Intranet ve Mobil Uygulamalar: Şirketler intranet ve mobil uygulamalar aracılığı ile iç müşteri diye adlandırdığımız mevcut çalışanlarına kurumsal bilgilerini, duyurularını, haberlerini vb. bilgilerini ilk ağızdan, en hızlı şekilde ulaştırabiliyor; çalışanlar da diledikleri zaman diledikleri yerlerde anlık olarak takip edip, etkileşime geçebiliyor.
Serinin diğer yazılarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar...