İletişim nezaket ve beceri gerektirir!
İletişim dilini herkes bilemez, bu nedenle dünyanın pek çok yerinde sorunlar hiç bitmez.
İletişim varsa sorun yoktur ama iletişimin dilini bilmek bir çaba, bir maharet ve nezaket gerektirir. Zira biliriz ki, dil insanı rezil de eder, vezir de. Hele bu devlet düzeyinde bir iletişim dili, özel bir lisan gerektiriyorsa toplumların geleceğini belirler...
Empati kurmayı bilmiyorsan iletişim de kuramazsın. Unutma ki, karşındaki de bir dava adamıdır ve en az senin kadar mücadele veriyordur.
Dik durmak, dikbaşlı olmak değildir, nasıl durduğunu bilmektir.
Güçlü kişilik, haklıyken bile nezaketi seçebilendir. Karşındakine bu fırsatı vermezsen kendini ifade edebilme fırsatı da bulamazsın.
Özenli ve seçilmiş davranışlar sergilemeyi bilmiyorsan haklıyken bile haksız algılanırsın. İçeriğinde yeterince bilgi olmayan kanaatler yani algılar kaderinizi belirler.
Patavatsızlıkla dobracılık arasında ince değil kalın bir çizgi vardır. Yalaka ve dalkavuklarınız dışında hiç kimse tatavalarınızı dinlemez, sizi ciddiye almaz.
Görünen o ki, yaşadığımız iklim başta olmak üzere, 21. YY'da bunlar ne küresel iş ve medya dünyasında ne de toplumlar ve devletler düzeyinde artık önemsenmiyor, yeterince ciddiye alınmıyor.
Kimse kimseyi dinlemiyor, sözünü esirgemiyor ama gün gelir birileri çıkar da "peki, bugüne kadar esirgediklerin neydi acaba?" diye sormazlar mı?
Haydi bunları önemsemeden geçtiniz, bugünü kurtardınız diyelim...
Peki, yarın ne olacağını bilebilir misiniz?
Tabii ki hayır.
Ama hatalarınızdan ders alırsanız, yarını öngörebilir, kaderinizi değiştirebilir ve geleceğinizi yaratabilirsiniz.
Anlaşılması gereken şu ki, öngörülen bir yarından geriye doğru düşünmek ile kendi imkanlarınızdan ileriye doğru düşünmek farklıdır. İşte bu bu iki yaklaşım, tamamen farklı bir mantık, vizyon, organizasyon, kurumsal bir lisan ve iletişim becerisi gerektirir.
Geleceğe dair öngörülebilir bir hedeften geriye doğru düşünebilen, buna uygun bir strateji ve plan yapabilen, çevresindeki eko-sistem ve ekoloji ile uyumlu bir organizasyon kurabilen, kurumsal yapıya özel bir lisan, bir duruş ve kimlik belirleyebilen, iletişim dilini ve söylemlerini nezaketle doğru zamanda ve doğru yerde kullanmayı beceren az sayıda ülke, kuruluş veya şirket saygınlığını korur ve ilerlemeye devam eder.