Kendine bir de böyle bir iyilik yap ve versiyonunu değiştir…
Maalesef , çoğumuz yeteneklerimiz ve güçlü yanlarımız hakkında çok az bilgiye sahibizdir. Hatta güçlü yanlarımızı fark edip, inşa etmekten de yoksunuzdur.
Peter Drucker’ın bununla ilgili bir sözü var : “Birçok Amerikalı güçlü yanlarının ne olduğunu bilmez. Onlara sorduğun zaman ya boş bakarlar ya da uzmanlıkları dahilinde bilgiler ile cevap verirler ki bu yanlış cevaptır.”
Geçmişten günümüze baktığımızda insanların güçlü oldukları yanlarını öğrenmek yerine zayıf yönlerine odaklanıp, onları daha da güçlendirmek için çok fazla zaman harcadığı görülüyor.
Başarıya ulaşmak için hataları, sorunları tamir etmenin peşine düşmedik mi? Sağlıklı olmak için hastalıkları inceleyen tıp bilimi, mutlu olabilmek için mutsuzluğu ortadan kaldırmanın izini süren psikoloji bilimi veya toplumsal birlik için toplumsal sorunlarla ilgilenen sosyoloji bilimi gibi.
Pozitife ulaşmak için negatiften beslenmeye çalıştıkça zayıflıklarımızın uzmanı oluyor ve hayatımızı kusurlarımızı onarmaya çalışarak geçiriyoruz. Güçlü yanlarımız ise ihmal edilmiş olarak öylece hareketsiz duruyor ve keşfedilmeyi bekliyor.
Oysa, öncelikli olarak başlanacak nokta, güçlü yönlerimizi tanımak ve onlardan yararlanmaya çalışmak olmalıdır.
Peki biz bunu yapmak yerine neyi seçiyoruz? Ebeveynlerimizin, öğretilenlerin, yöneticilerimizin veya dış seslerin rehberliğinde ilerlemeyi çok daha kolay buluyoruz.
Güçlü yanlar doğal yeteneklerdir, doğal madenler gibi. Derine, keşfedilmediği için karanlığa inip, bulup, çıkartıp, parlatıp, işlemek ve kullanmak gerekir. Doğal yeteneklerinizi kullandığınızda başarırsınız.
Bir formülle anlatacak olursak;
Güçlü Yanlar = Bilgi + Beceri + Yetenek
Bu formül bizi kendi doğal kaynağımıza çıkaracaktır. (GY= B+B+Y)
Bugünden yarına gelişmek için gerekli büyüme potansiyeli her insan için en güçlü olduğu alandadır. Bununla birlikte, her insanın yetenekleri kalıcı ve benzersizdir. Bir diğer ifade ile bu yeteneklerle doğulur. Bunun arkasını bir güçlü dayanağa yaslamak için Transaksiyonel Analiz Kuramı’nı ortaya atan ve çok yönlü bir psikiyatrist olan Eric Berne’nin söylediği şu söze yer vermek isterim:
“İnsanlar dünyaya prens ve prensesler olarak gelirler ancak daha sonra kurbağaya dönüşürler.”
Berne bu sözüyle, insanın dünyaya gelirken eksiksiz, tam ve bütün olduğunu, büyüme sürecinde yaşadığı olumlu ve olumsuz kabul edilebilecek her şeyin, telkinlerin, algılamaların, etiketlerin kişinin yaşamındaki etkisini öne sürmektedir.
Peki ne yapmalı:
- Öncelikle yetkinliğinizin güçlü ve özellikle kalıcı olabilmesi için onu sürekli yapmalısınız.
- Yeteneklerinizi tanımlayın, onları güçlü yönleriniz haline getirin ve mükemmel performansınızın tadını çıkarın.
- Zayıf alanlarınızı bilin ve bunları en aza indirin. Güçlü yanlarınızı kullanarak yaptığınız seçimler buna yardımcı olacaktır. Her insanın en büyük gelişme alanı, en güçlü olduğu alandır. Başka bir ifade ile zayıf yanlarınızı güçlendirmeye çalışarak değil, güçlü yanınızı en üst düzeye çıkararak kendinizin en iyi versiyonuna ulaşacaksınız.
Keyif alarak, zorlanmadan yaptığınız her işte güçlü yanlarınız vardır. Onların izini sürerek gerçek yeteneklerinizi bulabilirsiniz. İçinizde sürekli olarak "olduğun versiyonundan daha ileriye gelişim ve değişim" modu varsa yukarı tırmanış beraberinde gelecektir.