Labelexpo 2019’da Yüz Yüze - BÖLÜM 1
Size bu fuar turuna ilişkin detayları iki ayrı başlıkta sunacağız. ‘Yüz yüze’ ve ‘Standlardan Ana Başlıklar’ başlıkları altında. Bu başlıklardan birincisi olan bu yazıda Avrupa ve Türkiye’den gelen katılımcıların sergilenen teknolojilere ve etiket sektörüne bakışlarını yazacağız. Alfabetik sıra ile yayınlayacağız. İyi okumalar…
24 -27 Eylül tarihleri arasında Brüksel’de kırkıncı kez gerçekleşen Labelexpo Avrupa fuarı, Türk Etiket Sanayii için önemli etkiler bıraktı. Durgun bir yatırım dönemi geçiren tüm Türk Basım Endüstrisi için gelişen teknolojilere adaptasyon açısından yüksek katma değerli yatırım haberlerini not aldık. Bununla birlikte sergilenen teknolojilerin dijital ya da konvansiyonel ayırt etmeksizin baskı verimliliğini artıracak, hızlı işten işe geçiş, kolay operasyon, inline uygulamalar ve yüksek baskı kalitesi gibi yeni geliştirmeleri içerdiğini söyleyebiliriz. Fuarın sadece baskı makinelerinden oluşmadığını da biliyorsunuz. Baskının öncesi, sonrası ve baskı altı malzeme, mürekkep gibi sarf malzemeleri ile baskı yönetimi ve denetimi için sunulan yazılımlar da fuarda geniş bir alana yayıldı. Bu alandaki gelişmeler de göz alıcı olarak nitelendirilebilir.
Fuarın öne çıkanlarını alt alta sıraladığımızda ilk sırayı dijital ve hibrid baskı almaktadır. İkinci sırada esnek ambalajı ve onun altında kilitli torbaları görebiliriz. Gıda etiketleri ve ambalajları ve bunlar için sunulan kimyasal göç yapmayan sarf malzemelerini üçüncü sıraya almak gerekecek. Fuar Brüksel Fuar Merkezi’nin 9 salonunda 600’ü aşkın katılımcı ile gerçekleşti. Fuar sonrası Labelexpo Global Series duyurusunda ziyaretçi sayısı ve demografisi takip eden ‘Ana başlıklar’ haberimizde bulabilirsiniz.
MATBAA&TEKNİK dergisi son 10 Labelexpo Avrupa fuarında olduğu gibi bu sene de tek Türkiye Medya Partneriydi. Fuar alanında Eylül 2019 sayımız ile yer almıştık. Dergimiz yedinci salondaki Media Center standında ziyaretçilerin ilgisine ve dijital baskıya ayrılmış salonlardan biri olan 8. Salonda yer alan Konica Minolta standının genARate uygulaması ve AR teknolojisinin tanıtıldığı bölümünde de Türkiye’nin ilk ve tek fijital dergisi olarak yenilikçi etiketçilerin dikkatine sunuldu. Fuar alanında ilgi çekici pek çok yenilik olmasına rağmen alanın tamamının dört gün içinde gezilemeyecek kadar büyük olması sebebiyle maalesef tüm katılımcılar ile bir araya gelemeyecektik. Bu sebeple özellikle siz okuyucularımızın ilgisini çekeceğine inandığımız bazı sergilemeleri baz alarak bir fuar turu gerçekleştirdik. Bu yazıda Avrupa ve Türkiye’den gelen katılımcıların sergilenen teknolojilere ve etiket sektörüne bakışlarını yazacağız. Bu yüz yüze alınan görüşleri ise alfabetik sıra ile yayınlayacağız. İyi okumalar…
Ahmet Gürle – Epson
“Çeşitli sektörlerden farklı ölçeklerdeki tüm kurumların, etiket ihtiyaçlarını kendi bünyelerinde kolaylıkla çözebileceği iddiasındayız.”
Epson olarak her yıl mevcut ürün yelpazemizi genişletiyoruz. Etiket yazıcılar da bu yelpazenin en önemli parçasından. Alanının en büyük fuarı Labelexpo’da bu yazıcı serilerimizi ve baskı örneklerini gösterme imkanı yakaladık. Hatta ColorWorks serisinde 211,9 mm genişliğinde etiket desteği olan CW-C6500Ae (otomatik kesicili versiyon) ve CW-C6500Pe (sıyıcılı versiyon) lansmanı yapıldı. Buna ilave olarak diğer ColorWorks serisi ürünleri tamamlayıcı 108 mm genişliğinde etiket desteği olan CW-C6000Ae (otomatik kesicili versiyon) ve CW-C6000Pe (sıyıcılı versiyon) da ilk kez fuarda gösterildi. 1200x 1200 dpi olan bu modeller bu seriye ayrı bir soluk getirecek. Ürünler 2020 başında Türkiye’de satışa sunulacak. Biz çok çeşitli sektörlerden farklı ölçeklerdeki tüm kurumların, etiket ihtiyaçlarını kendi bünyelerinde kolaylıkla çözebileceği iddiasındayız. Adet bağımsız, dilediğiniz zaman tasarım değiştirerek, stok maliyeti olmadan etiket alabiliyorsunuz. LabelWorks, ColorWorks ve SurePress olmak üzere 3 seri ile hizmet veriyoruz bu alanda. Labelexpo oldukça verimli geçti diyebilirim. Mümkün olan tüm yurtiçi ve yurtdışı fuarlarda bu ürün segmentimizi tanıtmaya devam edeceğiz ki şirketlerin de verimliliği artsın.
Arda Zambak – Bobst İstanbul
“Bu yıl üretkenliği yüksek, özel nitelikli makineler kurduk, kurmaya devam ediyoruz!”
Ekonominin kötü gittiği dönemlerde firmalar özellikle geriye dönüp gerçek maliyet kalemlerinin ne olduğunu tespit ediyorlar. Bu noktada işçilik ve atık miktarları ciddi parametreler olarak ön plana çıkıyor. Bunu bertaraf etmek için de üretkenliği yüksek makineleri tercih etmeliler. Böyle düşünüp bu profilde makine almak isterseniz, kesim ve katlama yapıştırmada ilk sıraya Bobst’u koyuyorsunuz. Bu nedenle proje sayımız oldukça fazla. Labelexpo’ya gelince; görebildiğim kadarıyla Türkiye’den oldukça fazla ziyaretçi geliyor. Öyle zannediyorum ki birçok üretici için de beklenen üzerinde bir ilgi var, özellikle Avrupa’da kısa süreli bir resesyona giriş arifesinde. Herkes beklenenin üzerinde ziyaretçi geldiğinde hem fikir. Standımızda da dünya tanıtımı yapılan bir hibrit makinemiz var, büyük ilgi görüyor ve özellikle Türkiye’den gelen ziyaretçiler büyük ilgi gösteriyorlar.
Karton kısmında 2019 bizim için iyi geçiyor, hedefimizi yakaladık, 2018 de iyi bir yıl olmuştu. Çok fazla projemiz var, ülkenin mevcut ekonomik ve politik durumundan bağımsız iyi bir yıl geçiriyoruz. Katlama yapıştırma makineleri tarafında da bir hareketliliğimiz var, satışlarımız oldu. Özellikle Türkiye pazarına “ilk” olarak nitelendirebileceğimiz makinalarımız girdi. Yakın zamanda kurduğumuz üzerinde kör alfabesi olan bir makinemiz var. Katlama yapıştırmada pazara yüksek süratli makineler sokabildik. Adetlerden ziyade, geçtiğimiz yıl satışı gerçekleşen bu sene kurulumu devam etmekte olan makinelerimizin hepsi üst segment makine oldu. Hiç giriş seviye makine satmadık. Kesim bölümünde üretkenliği çok yüksek olan makineler, katlama yapıştırma bölümünde ise özel nitelikleri olan makineler satıyoruz. Pazarda giriş seviyesi makinelerle çok rekabet edemiyoruz ama üst segmente çıktığımızda diğer üreticilerden biraz ayrışıyoruz. Bu nedenle o pazarda elimiz biraz kuvvetli. Bu yıl iki tane kesim makinesi sattık, devam eden projelerimiz var. Hem 70x100’de hem 100x140’ta, yüksek teknolojili makineler. Sene sonuna kadar bitirmeyi umduğum iki yeni makine projemiz, katlama yapıştırma ve kesim, daha var.
Önümüzdeki en önemli etkinlik drupa, bu yüzden birçok insan etkinliklerden uzak duruyor. Şu anda firmalar belirli aralıklarla yaptıkları etkinliklere bir ara verdiler. Bobst için durumun bu olduğunu söyleyebilirim. Öyle sanıyorum ki drupa 2020, 2008 gibi hareketli ve yeniliklerin ön planda olduğu bir fuar olacak. İnovasyonun ön planda olacağı özellikle software alanında yenilikleri göreceğimiz ve converting makinelerinin kendini göstereceği bir fuar olacağını ön görüyorum.
Asuman Yazıcı – DuPont
“Krizi fırsata çevirmek, müşterinin yayında olmaktır!”
Bildiğiniz gibi global dünyada plastiğin yerini kâğıt almaya başladı. Dupont da bu trendlere kulak vererek kâğıt için uygun olan plakaları geliştirdi. Bugün Türkiye’de çok fazla tüketim yok ama gelecekte olacak hatta Türkiye’de de birçok yerde poşetler artık kâğıda dönmüş durumda. Dupont da bunun öncülerinden. Dupont çevreye duyarlı bir şirket. Örnek vermek gerekirse bu konuda en büyük atılım FAST, en büyük katkısı çevre dostu olması. Geliştirdiğimiz yeni plakalar çağımızdaki bu problemin de bir çözümü. O alana da hizmet veriyoruz.
Yeni plakalar sayesinde geri dönüştürülmüş kağıtlara baskı mümkün. Bu yenilikte sürdürülebilirliğe verdiğimizin değerin bir parçası olarak özetlenebilir.
Burada sergilenen FAST son jenerasyon modelimiz. 15 – 20 yıl önce ilk versiyonunu piyasaya sunmuştuk. O günden bugüne çok gelişmeler kaydetti. Bugün geldiğimiz nokta tam optimum seviyesinde. Bildiğiniz gibi rakiplerimiz de daha önce onaylamadıkları termal sisteme geçmiş durumdalar. Aslına bakarsanız bu bizi sevindiriyor. Çünkü gerçekten doğru yolda olduğumuzu görüyoruz. Bunu biliyorduk aslında ama pazar tarafından da teyit edilmiş oldu. Her ne kadar arada rekabet olsa da bu güzel bir rekabet… Ama onların daha gidecekleri çok yol var. Bunu optimum hâle getirebilmek için müşterilerle birlikte çalıştık. Çok yoğun arge çalışmaları yaptık. Satışlara da baktığınızda binden fazla kurulum var. Bu da bizim açımızdan çok gurur verici, çok güzel bir gelişme…
Hem etiket hem de fleksibıl ambalajda da kullanabiliyorsunuz. İçinde bulunan developer roller dediğimiz kumaşı her iki alanda da kullanabiliyorsunuz. Bu da artı avantaj sağlıyor. Baskı kalitesinde ise gerçekten maksimum seviyelere ulaştık. Solventli’de nereye geldiysek FAST ile bunun da ötesine geçtik diyebilirim. Bunu yapılan baskı örneklerinden yola çıkarak söylüyorum.
Geri dönüşüm konusundaki hassasiyetimiz solventin elimine edilmesiyle gösteriliyor. Oradaki kumaşın yani developer roll dediğimiz malzemenin yer alması da geri dönüşüm hassasiyetimizin bir parçası.
Türkiye, diğer bölgeler arasında çift haneli büyüyen ve bize çok gurur veren, Avrupa ve Amerika’yı şaşırtan bir pazar. Dupont Türkiye’yi önem sırasında hep üstlerde tutuyor. Dupont’un tüm iş birimleri için bu böyle… Türkiye pazarını uzun soluklu olarak değerlendiriyoruz. Dünyada ekonomisi çok stabil olmayan yerler var. Maalesef Türkiye de son zamanlarda o kategori de yer aldı. Bizim için Türkiye hep özel bir konumdaydı çünkü bu krizleri nasıl atlatabileceğini bilen ve her krizden de bir şekilde başarıyla çıkmış bir pazar bizim için. Türkiye’de ne zaman böyle bir kriz yaşansa biz tam tersi bir beklentiyle çıktık bu krizden. Sanırım bu tecrübe kazanarak oldu. En büyük avantajımız belki de o panik moduna girmememiz. Örneğin, kur bir anda yükseldiğinde herkes bir tedirginlik yaşadı, hatta piyasada yurtdışından ithal edilen hammaddelerin bir süre müşterilere kısıtlı satıldığını, kur farkının sebep olduğu riskten dolayı fiyatların arttığını gördük. Bu genel olarak her sektörde oldu. Biz Dupont olarak o zor dönemlerde risk aldık. Satışlarımızı kısmadık. Kurdan dolayı fiyatlarımızı artırmadık. Döviz bazında bir artış yapmadık. Sanırım bu davranışımızdan ötürü müşterinin daha fazla güvenini kazandık. Bence krizi fırsata çevirmek müşterinin yanında olmaktır.
Ayhan Süer – Pulse Türkiye
“Etiket ve ambalaj sektörü için iddialı çözümlerimiz var!”
“Labelexpo bizim adımıza Pulse Türkiye’nin kuruluşunun ardından katıldığımız ilk fuar olması sebebiyle önemli bir etkinlik. Bu fuara gelmeden önce Pulse ve yeni markamız Epple ile ilgili olarak birkaç günlük toplantılarımızı yaptık. Almanya’nın önde gelen mürekkep ve kaplamalar üreticisi Epple ile Pulse’nin güçlerini birleştirmesinin ardından biz de Türkiye’de önemli bir avantaj kazandık. Pulse Roll Label Products standında gıda ambalajına uyumlu UV flekso mürekkebimiz PureTone ve su bazlı mürekkebimiz PureAqua ile önemli bir çıkış yaptık. Türkiye’de lâklar (kaplamalar) konusunda yüksek bir başarı elde ettik. Bugün lâklar ile ilgili tüm problemler için cevabımız ve çözümümüz hazır. Tecrübemizle birleştirdiğimiz Pulse ve Epple kalitesini pazarın geliştirilmesi yönünde kullanacağız. Ekim ayı içinde İstanbul’da tüm Pulse ekibini misafir ederek gerçekleştireceğimiz toplantımızın ardından yeni yılda pazardaki etkimizi nasıl artıracağımızı ve pazarın gelişmesine nasıl yardımcı olacağımızı göstermeyi sürdüreceğiz. Etiket ve ambalaj için iddialı çözümlerimiz var.
Cem Yılmaz – Matset, Lombardi
“Lombardi’nin kalitesi tartışılmaz!”
Lombardi çok başarılı bir üretici ve modüler çözümler sunabilen bir şirket. Bizim de Türkiye’de tam olarak ihtiyacımız olan bu zaten. Biz de üretken ve modüler bir şirketle çalışmak istiyoruz. Modüler yapısı sayesinde isteklerimizi de tam olarak yerine getirebilecek bir şirket. Kalitesi de tartışılmaz. 30 senedir bu işin içindeler. Flekso, etiket ve ambalaj alanlarında farklı çözümler sunabildikleri için dar ve orta ende çok iddialılar. İstanbul’da da bir – 430 Synchroline- kuracağız. Bu makineyi Türkiye’de de sergileyeceğiz. Bu da bizim için büyük bir avantaj olacak. Bu makine daha sonra Maltepe’de Etik Basım’a gidecek. Direkt makine satarak ortaklığa başlamak bizim için de onlar için de bir artı oldu. Umuyorum Türkiye’de bu hızla devam edeceğiz.
Eli Mahal – HP Indigo
“HP Indigo’nun oluşturduğu baskı pazarı üç milyar dolardan fazla!”
HP Indigo ile baskı yapan baskıcılar günümüzde 3 milyar dolardan biraz fazla bir pazar payına sahipler. 4 sene önce bu rakama 1 buçuk milyar dolardı. Müşterilerimiz son bir kaç sene içince bu rakamı ikiye katladılar. Bu da endüstrinin toplam büyüme büyüme oranının dört katına tekabül ediyor. Bizim hedefimiz ise iş ortaklarımızla birlikte drupa’da sunacağımız çözümlerle ve Indigo makinelerimizle bu rakamı 6 milyara ulaştırmak. O durumda bile pazar payının yalnızca %10’una ulaşmış oluyoruz. Dolayısıyla büyümek için halen epeyce büyük bir alan var.
Bence bugün esnek ambalaj etiketin 10 – 15 sene önce olduğu yerde. Müşterilerin bugün eski model geleneksel analog baskı evlerinden kısa tirajlı işleri birkaç günde almaları gerçekten zor olacak. Dijitalle bu alanlarda çözümler sunuyoruz. Etiketçiler de Indigo 20000 ile dijitale dönecekler. Bir şeylerin geliştiğini anlayan orta ölçekli flekso baskı yapan matbaalar da yeni trendlerin geldiğini görüyorlar. Daha sürdürülebilir üretim yapmak istiyorlar. Henüz işlerin başındayız. Esnek ambalaj bir milyar dolarlık bir endüstri ve Indigo’nun bu alanda cirosu ise yarım milyar dolardan biraz daha az.
Birçok marka sahibiyle görüşüyoruz. Nestle ve Procter&Gamble gibi büyükler de var, küçük ve orta ölçekli üreticiler de var. Hepsinin isteği baskı tedarikçilerinin becerikli olması… Sektörü öngörmek neredeyse imkânsız, sürekli yeni bir ürün çıkıyor, hangisinin daha çok satacağını düşünüyorlar, kayısı suyu mu, portakal suyu mu, kaç adet ve içeriğinde bir şeyler değiştiğinde her şeyi atmak zorunda kalıyoruz. Tedarik zinciri zekası kesinlikle ilk sırada yer alıyor.
İkincisi ise ürünler için etiketler satıyorlar tabii ki, çok rekabetçi olmak zorundalar, dolayısıyla baskı kalitesi, üretkenlik, çok güzel etiketler üretmek gerçekten çok önemli. Ambalaj için başka önemli bir nokta da sürdürebilirlik. Olabildiğince az israf olmasından emin olmak istiyorlar. Baskılı materyal geri dönüştürülebilir olmalı. Baskı makinesinin üretimi ise düşük karbonlu bir çevrede oluyor. Parçaları ve baskı makinesi geri dönüştürülebilir olabiliyor. Dolayısıyla sürdürülebilirliğe bakıyorlar. Fuarda sergilenen makinemizin Türkiye’den Sancak Etiket’e satılmış olması da bunun bir parçası. Türkiye pazarında Matset ile oluşturduğumuz güçlü pazarın sürdürülebilir olduğuna atıfta bulunmak isterim.
Gıda güvenliği de önemli. Etiket ve ambalaj işinin büyük kısmını gıda endüstrisi oluşturuyor. Bu anlamda gıda güvenliği de öne çıkıyor.
Ayrıca marka koruması da öne çıkıyor, ürünlerin sahtesinin yapılmasının ve satılmasının engellenmesi önem kazanıyor. Müşteri bu anlamda çok katmanlı güvenlik arıyor. QR koduyla ya da farklı tür mürekkeplerle bunun güvenliğini sağlamak istiyorlar.
Tüm bu sebeplerden Labelexpo’daki standımız diğer önemli etkinliklerde olduğu gibi farklı ihtiyaçlara yönelik çözümler sunuyor. Yüksek değerli markalara çok çeşitli çözümler sunuyoruz. Dijital süsleme de ayrıca kozmetik, şampuan, içki etiketleri için de çok önemli.
Flekso ve dijital birbirine rakip değil. Bir matbaada her ikisi de kullanılabilir. Matbaacı Indigo için geldiğinde ve ilk dijital baskı makinesini flekso alanı için aldığında bir yolculuğa başlamış oluyor. Yolcuğun ilk kısmı, özellikle etiket pazarında, kısa tirajlı işi fleksodan alıp Indigoya taşımak. Bu noktada karşısına iki seçenek çıkıyor; bir, maliyeti düşürüp işleri Indigo’da basmak. İki, fleksoda yer açıp daha uzun tirajlı işler basmak. Müşteri daha çok bilgilenip dijitalde daha kısa tirajlı işlere geçtiğinde daha yenilikçi etiketler sunmaya başlıyorlar. Pazara daha hızlı hizmet vermenin avantajlarını yaşıyorlar.
Sipariş teslim zamanı önemli değilse fleksoda uzun tirajda basabilirler. Ancak müşteri işleri iki üç gün içinde isterse dijitalde basılacaktır. Bu noktada Indigo ve flekso müşteri için daha iyi bir çözüm sunuyor.
Erik Andriessen – Contiweb
“Ofsetin gelecek için yeni teknoloji olduğuna inanıyoruz!”
Web ofsetin bu pazarda %5lik bir payı var. Dolayısıyla pazarın çok küçük bir kısmını oluşturuyor. Ancak biz şuna inanıyoruz ki pazardaki trendler bu teknolojiyi sürdürmemizde gerçekten yardımcı oluyor. Tirajların düştüğünü görüyorsunuz. İşlerde daha fazla değişim oluyor, tasarımda da… Dolayısıyla marka sahiplerinin taleplerine mümkün olduğu kadar çabuk reaksiyon göstermek mümkün olmuyor. Flekso kullanmak daha maliyetli oluyor, öte yandan ofsette yeni bir kalıp hazırlamak fleksoya oranla daha ucuza mâl oluyor.
Yakın gelecekte büyüme kaydedeceğimize inanıyoruz. Bunu pazar trendleri sağlayacak. Birçok baskıcının alternatif aradığını görüyoruz. Tirajlar düşünce nereye yatırım yapmalıyım diye düşünüyorlar. Flekso mu, dijital mi ya da belki ofset mi diye düşünüyorlar. Bu insanlar geleceklerini düşünüyorlar. Aynı durum flekso baskıcılar için de geçerli, pazarın değiştiğinin farkındalar. Örneğin bu sabah Polonyalı bir baskıcı ile görüştüm, kendisi teoride bu flekso klişeleri bir yıl ya da daha uzun süre boyunca kullanacaklarını söyledi. Ancak pratikte asla kullanmıyoruz. Her zaman yeni klişe yapmamız gerekiyor. Bu klişeyi sürekli kullanma avantajı gerçekleşmiyor. Bu nedenle gelecek için ofsetin yeni teknoloji olduğuna inanıyoruz.
Bizim kalitemiz gerçekten yüksek ve gerçekten bazı avantajları var. Biz pazarın bu teknolojiye hazır olduğuna inanıyoruz. Şu anda işleri oldukça zorluyoruz çünkü inanıyoruz ve piyasaya sunduğumuz makine sekiz satış yaptı. Pazarda ayrıca satışını gerçekleştirdiğimiz 93 adet VSOP makinemiz bulunuyor. Etiket ve ambalaj için bu makineler kullanılıyor ve kendini ispat etmiş bir teknoloji. Ancak hâlâ bilinirliği az. Label Expo’da bulunmamızın sebebi de bu.
Firmamız 41 yıllık bir firma. Merkezimiz Hollanda’da. Amerika’da bir satış ofisimiz var. Tüm dünyada çalışan 40 teknisyenimiz var. Amerika’daki ofisimiz haricinde çalışan kendi satışcılarımız var. Yine tüm dünyada bayilerimiz bulunuyor.
Fabian Prudhomme – Chili Publish
“Grafik tasarım geçmişi olmayan kişilere de böylelikle pazarlama materyalleri hazırlayabilme şansı veriyorsunuz!”
Chili Publish online doküman editörü ile biliniyor. Bu editör her türlü pazarlama faaliyeti için içerik üretmenize yardımcı oluyor. Hatayı, zamanı ve maliyeti azaltmak birinci hedefi... Buradaki hedef kitlemiz ise etiketçiler, ambalaj matbaacıları, marka sahipleri ve pazarlama ajansları. Bunlar dört temel müşteri çeşidimiz. Hem bizim sunduğumuz hazır templatelerle hem de kendi hazırladıkları grafiklerle çalışabiliyorlar. Chili Publish’in sunduğu hazır templateleri tercih ederlerse her logoyu yeniden hazırlamak zorunda kalmıyorlar. Diğer editörlerle çalıştıklarında tüm bunları yeniden üretmek zorunda kalıyorlar.
Çalıştığınız templatelere yetki verdiğinizde ise hatalardan kurtulmuş oluyorsunuz. Grafik tasarım geçmişi olmayan kişilere de böylelikle pazarlama materyalleri hazırlayabilme şansı veriyorsunuz. Ancak onların özgürlüklerini kısıtlıyorsunuz ve aslında kısıtlayabilirsiniz. Çünkü böylelikle hata yapma risklerini de azaltmış oluyorsunuz.
Bu fuarda da Chili Publisher’ı tanıtıyoruz. Birçok kişi hâlâ bizi tanımıyor ve eski usulde çalışmaya devam ediyor. Akıllı templateler ve grafik sürecini otomatikleştirme birçok firma için hâlâ yeni bir konsept, dolayısıyla burada bunu tanıtıyoruz. Satış öncesi takımım burada demolar yapıyor. Bilgi vermenin yanı sıra yeni sürümlerde neler olacağı hakkında bilgi veriyorlar. Türkiye’de yeni fırsatlar olduğunu görüyoruz ancak henüz Türkiye’de satışımız yok ama hedeflerimden birisi de bunu yapabilmek. Türkiye gibi bir bölgede yerel dil çok önemli. Hemen bir çözüm sunamayız. Kanal ortaklıklarıyla, yazılımcılarla ve yazılım distribütörleri yardımıyla belki de işimizi Türkiye gibi ülkelerde büyütebiliriz. Bu fikre kesinlikle açığım.
DEVAMI BİR SONRAKİ YAZIDA....