NE O! SIKILDINIZ MI ATANAMAYAN ÖĞRETMENLERDEN?

NE O! SIKILDINIZ MI ATANAMAYAN ÖĞRETMENLERDEN?

Geçtiğimiz günlerde Anadolu’nun bağrında Arkeolojik bir kazıya çekime gittik ekip olarak. Kazıyı yürütenler İtalyanlar. Bir grup İtalyan Arkeoloji öğrencisi ve hocaları ‘yiğidin harman olduğu yerde’, inanılmaz bir sıcakta ve toz bulutunun altında harıl harıl çalışıyorlar. Anadolu'nun dolayısıyla insanlığın geçmişine ışık tutabilmek için.

Onlarla birlikte çalışan bir grup da civar köylerden gelen işçi var. Günlüğü 80 TL’ye kazı alanında işçilik yapıyorlar. Aralarında emeklisi de var, yaz aylarını değerlendiren lise öğrencisi de. Ve biri daha. Kim dersiniz? Atanamayan öğretmen. Türkler arasındaki tek İngilizce bilen. İtalyan ekiple iletişim daha çok onun üzerinden yürüyor. Dikkatimizi çekti. "İngilizceyi nerede öğrendiniz, kimsiniz?" falan derken atanamayan öğretmen olduğunu öğrendik. Hem de iki bölüm bitirmiş. Hem tarih hem din kültürü. ‘’Hangisinden atanırsam bekliyorum’ diyor. İki yıldır ataması yapılmadığı için bu tür geçici işlerde çalışıyormuş.

Aslında mesele atanamayan öğretmen olması değil. Zaten bu da tartışılabilir. Nasıl ki devlet mezun olan mühendise, hukukçuya, tornacıya iş garantisi vermiyorsa öğretmene de vermeyebilir. Bu ayrı bir tartışma konusu. Ama mesele yetişmiş insan gücü.

Nasıl oluyor da iki bölüm bitirmiş, İngilizce bilen, iletişimi kuvvetli, gencecik bir insan ve onun gibi binlercesi işsiz kalıyor? İnsan gerçekten HAYRET EDİYOR.

Güneşin buğday tarlalarına en dik geldiği saatlerde ise İtalyan öğrenciler paydos edip dinlenmek için kazı evine doğru yola çıkarken bizim ‘yalnız ve güzel’ gençlerimiz, "öğleden sonra ikinci bir iş kapar mıyız?" diye yeni bir maceraya doğru yelken açmak için yola koyuldular.     


Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler