Olanı Düşünmek...
En sevdiğim ve en çok önerdiğim kitaplardan biri Dino Buzatti’nin Tatar Çölü’dür. Çünkü hayatta en çok korktuğum şeylerden biri olmayacak bir şeyleri beklerken yılların fark etmeden geçmesidir.
O yüzden neredeyse 25 yıldır, üç yıllık hedefler koyarım kendime ve mutlaka her yıl için de bir hedefim olur. Ve hedef koymaktan daha değerli olan şey o hedefi gözden geçirmektir.
Daha önce birkaç kere yazdım, “reflection” kavramını çok önemsiyorum. Yansıtıcı düşünme diye çevriliyor ya da ben bazen derin düşünme diyorum; ama sanki aslında daha çok bir davranış ya da eylem üzerine düşünmek demek doğru olabilir. Ya da şimdi aklıma geldiği gibi “olanı düşünmek” de diyebiliriz.
Bir yanıyla yaşadıklarımızı öğrenmeye dönüştürmek için en önemli adımdır. Hatta yaşadıklarınız üzerine düşünmezseniz öğrenemezsiniz de diyebiliriz. Ve hep dediğim gibi yaşama anlamını veren, yaşadıklarınız değil, yaşadıklarınızdan öğrendiklerinizdir.
Eğer olan üzerine düşünmezseniz, yaşamın akışının içinde zamanın nasıl geçtiğini fark etmiyorsunuz. Eğer olan üzerine düşünmezseniz, neyin etki ya da kontrol alanınızda olduğunu neyin olmadığını ayırt edemiyorsunuz. Bunu ayırt edemeyince çoğu zaman tüm hayatınız kontrolden çıkıyor. Bir şeyler oluyor ve siz kendinizi bir şeylerin içinde buluyorsunuz.
Ya da başka bir şeylerin dışında!
Bir şeyleri kaçırmanın korkusu kötü olması, bazı şeyleri kaçırmanın kendisinin de kötü olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Bu yüzden olana bakıp neyi kaçırıyorum diye sormak iyidir. Çünkü böyle anlar insan “gideni ve gelmekte olanı”.
Olana bakıp yeni bir yol çizmek gerekmez her zaman ama yola bakmak iyidir. Yola bakmazsanız kaza yapabilirsiniz… Hem yolculuğun tadı da böyle çıkar, öyle değil mi?
Bu aralar bunu daha sık yapıyorum. Yola bakıyorum ve nasıl devam edeceğime dair düşünüyorum.
Ben yola bakarken, siz gözünüzü yoldan çok ayırmadan, bültenimin 125. sayısına göz atın lütfen. Çünkü iki haftada çok şey biriktirmişim…
Bakın ve yorumlarınızı paylaşın.
Keyifli okumalar…
#süperöğrenmegücü #öğrenmeyiöğren #öğrenmebilimi #zihinselesneklik #öğrenmeçevikliği
GEÇTİĞİMİZ HAFTA YAPTIĞIM PAYLAŞIMLAR
19 Kasım Salı - Çocuğunuzun Gelişimini Desteklemek İçin Öğrenmeyi Öğrenin
İkinci kitabım olan Süper Öğrenme Gücü: Öğrenmeyi Öğren'i daha yazarken kurumsal dünyaya ve yetişkinlere seslenmeyi hedefleyerek yazdım. Sonra kitabım çıktı, biz eşimle bir kitapçıda kitabımı raflarda görmek istedik ancak aradık, bulamadık. Sonra görevliye sordu eşim ve görevli kitabın yerinin sınava hazırlık kitaplarının olduğu rafın yanında bir yerde olduğunu söyledi.
Benim kitabı öyle bir yere konumlamak gibi bir niyetim hiç yoktu ama kitapevinin seçimi iyi bile oldu. Kitap o raflarda çok sattı. Sınavlara hazırlanırken etkili ve verimli öğrenmek isteyenler için sahiplerini buldu, öğretmenlere ve çocuğunun süper öğrenme gücünü keşfetmesine yol arkadaşlığı etmek isteyen ebeveynlere ulaştı, hatta orta okul ve lise öğrencileri bile okudu…
Benim favorilerimden biri ise, kitabımı 9-10 yaşlarındaki çocuğuyla birlikte okuyan okurum oldu.
Daha güzeli ise bu kısa sürede hem velilerden, hem öğretmenlerden hem de öğrencilerden çok güzel yorumlar aldım.
Bu yüzden kurumsal dünyayı, bir ömür öğrenmeyi, çalışanların öğrenme sorumluluğu almasını vs. yine çok önemsiyorum ancak öğrenmeyi öğrenme konusunu artık bir de sosyal sorumluluk olarak görüyor ve herkesin her şeyi öğrenebileceğine çok inanıyorum.
Herkes her şeyi öğrenebilir ancak etkili ve verimli öğrenmek, öğrenmeyi hızlandırmak için önce öğrenmeyi öğrenmelisiniz...
20 Kasım Çarşamba - Eğitmen ve Öğretmenler Öğrenmeyi Öğrenmeli ve Öğrenmeyi Öğretmeli
Birbirinden öğrenmeye çok inanıyorum. Ve eğer hepimiz birbirimizden öğreniyorsak, hepimizin önce öğrenmeyi öğrenmesi gerekir. Böylece hem birbirimizden daha çok öğrenir, hem birbirimize daha çok şey öğretiriz.
Süper Öğrenme Gücü: Öğrenmeyi Öğren kitabımda öğrenme yanılgıları bölümünde vurguladığım iki şey var:
Birincisi öğrenmeyi bir süreç olarak tanımlamak önemli. Çünkü öğrenme en nihayetinde bir yolculuk.
İkincisi, birlikte öğrendiğimizde "yetkinlik" yanılsamasına düşmüyor, öğrenip öğrenmediğimizi karşılıklı teyit ediyoruz. Böylece tam öğrenmeye daha fazla yaklaşıyoruz. Çünkü tek başımızayken, kolay olanı tekrar etme ve öğrenmeden, öğrendim zannedip devam etme eğilimimiz daha yüksek.
Öğrenmeyi öğrenmek ise birlikte öğrenme sürecinde birbirimize daha etkili ve daha doğru bir rehberlik yapmamızı sağlıyor. Dedim ya, öğrenme bir yolculuk ve bu yolculukta ne kadar donanımlı ne kadar bilgili rehberlerimiz ya da yol arkadaşlarımız varsa yolculuk o kadar iyi geçiyor.
Ve 24 Kasım Öğretmenler Günü yaklaşırken, eğitmenliğin, öğretmenliğin insanların öğrenme sürecine yoldaşlık etmek olduğunun bir kez daha altını çiziyorum. Bu yüzden de yukarıda söylediklerimden hareketle önce öğretmenlerin, eğitmenlerin öğrenmeyi öğrenmesi gerektiğini bir de bu vesileyle vurgulamak istiyorum.
Bir de en çok öğretirken öğreniyoruz. Hem öğrenme sürecinin kendisinden hem de katılımcılarımızdan…
Eğitimlerime katılan ve kendilerinden çok şey öğrendiğim tüm katılımcılarıma yani öğretmenlerime bir kez daha teşekkürler…
#süperöğrenmegücü #öğrenmeyiöğren #öğrenmebilimi #öğrenmeçevikliği #eğiticinineğitimi
26 Kasım Salı- Liderlikte En Önemli Yetkinliklerden Biri Öğrenmeyi Öğrenmek
Bu gönderiyi hazırlarken çok önceleri hazırladığım başka bir gönderiye rastladım. O gönderi Seth Godin'in blogundaki bir yazıdan alınmış şu cümle ile başlıyordu: "Eğitimli insanlar neden aptalca dolandırıcılıklara ve komplo teorilerine çok sık kanıyorlar?"
Bu soruyu bugün biraz daha genişletebilir ve şöyle sorabiliriz: Çok zeki olduğu söylenen, ülkenin ya da dünyanın en iyi okullarından mezun insanların yönettiği şirketler neden başarısız olur?
Bu soruya biraz kestirme olsa da benim şöyle bir cevabım var: Çünkü biliyorlar ama öğrenmiyorlar… Daha kötüsü öğrenmeyi öğrenmedikleri için öğrenemediklerinin farkında bile değiller.
Bizim orada "bildiği yanıldığına yetmiyor" derler. Sanki durum tam olarak bu!
Çünkü bilgi tek başına üretken değildir. Ya da bilgi bir şey üretmiyorsa bu öğrenmeye dönüşmüyor. Bilginin üretken olması için iç görü oluşturması, sentez yaratması, başka bilgilerle ve öğrenmelerle bağ kurması gerekir.
Bu yüzden merak, öğrenme için bir motordur. Merak, güç sahibi birilerinin size inanmanızı söylediği şeyin ötesini görmenizi, inancın ötesine geçmenizi ve iç görü yakalamanızı da sağla
Yöneticilerin ya da şirketlere liderlik eden kişilerin öğrenmek için bilgiden öte iç görüyü aramaları gerekiyor ve bu bilgiye ulaşmaktan çok daha derin bir uzmanlık gerektiriyor. Bu uzmanlığın en önemli bileşenlerinden biri ise öğrenmeyi öğrenmek…
27 Kasım Çarşamba - Öğrenme Kolektif Bir Sorumluluktur
Son bir haftadır öğretmenler günü vesilesiyle yüzlerce öğretmen ve iç eğitmenle bir araya geldim. Bir yandan kitaplarımı imzalarken bir yandan konuşmalar yaptım.
Konuşmalarımda vurguladığım ve benim en çok önemsediğim konu öğrenmenin doğası gereği zor ve yavaş bir süreç olduğu oldu.
Peki bunu neden vurgulama ihtiyacı hissediyorum derseniz, cevabım çok net: öğrenme sürecinin zor ve zorlayıcı olduğunu bilmek hem öğrenen için hem de öğretmen ve iç eğitmenler için çok önemli bir yetkinlik olan "sabırlı olmanın" altını çizmek.
Öğrenme zordur ve bazı öğrenmeler özellikle zorlayıcıdır. Bu yüzden öğrenme sürecine eşlik eden biz eğitmenlerin ve öğretmenlerin sabırlı olması gerekiyor.
Bilginin kolay ulaşılabilir olduğu günümüz dünyasında katılımcılarımızın veya öğrencilerimizin bize en çok ihtiyacı olan yer bu öğrenme sürecini sadece kolaylaştırmak değil aynı zamanda zorlandıklarında onlara destek olabilmek.
Böyle bakınca da öğrenme sorumluluğu almayı biraz daha genişletmemiz gerekiyor. İster öğrenen olun ister eğitmen ya da öğretmen, öğrenme sorumluluğu almak, birbirimizin öğrenme sürecinde birbirimize karşı sorumlu olmak da demek…
Çünkü kim ne derse desin kişisel gelişemezsiniz…
Öğrenme, insanlık tarihinin her döneminde olduğu gibi günümüzde de kolektif bir süreç, kolektif bir sorumluluktur…
Hepimiz birbirimize karşı sorumluyuz!
Not: Fotoğraf Cumartesi günü ÖRAV Etkinliğinde Kocaeli'nde çekildi. Atatürk ile aynı karede ve onlarca öğretmen ile olmak çok değerliydi benim için😄
HABERLER
1. En sevdiğim işlerden biri eğitim yaptığım bir konuda uygulamada yapabilmek. Daha önce eğiticinin eğitimi yaptığımız, kozmetik sektörünün perakende lideri firma ile depo oryantasyon eğitimlerini birlikte tasarladık geçen hafta.
2. Salı ve Çarşamba günü ülkemizin alanında lider bir markasının merkez ofis çalışanlarıyla Sunum Sanatı çalıştık. Önceki hafta teori, bu hafta uygulama vardı. Sunumları dinledik ve geribildirimlerimizi paylaştık. Benim adıma harika iki ekiple çok keyifli bir eğitimdi.
3. Daikin Akademi harika bir şey yapıyor. Mini mini bir kitap fuarı diyebilirsiniz. Yayınevleri geliyor, stand açıyor ve çalışanlar gün içinde standlara uğrayıp kitap alıyorlar. Bu yıl geçtiğimiz Perşembe günü hem Elma Yayınevi stand açtı, hem benim kitaplarımdan toplu alım yaptılar hem de benimle söyleşi ve imza günü. Çok çok değerli bir etkinlikti.
4. Geçtiğimiz hafta Perşembe akşamı ÖRAV’ın şenliği kapsamında onlarca öğretmenimizle online bir eğitimde bir araya geldim. Eğitimin konusu öğrenmeyi öğrenmekti elbette. Biliyorsunuz öğretmenlerin öğrenmeyi öğrenmesi en önemsediğim konulardan biri.
5. Geçtiğimiz hafta Cuma günü Turkcell Global Bilgi’nin iç eğitmenleriyle Öğretmenler Günü vesilesiyle online bir kutlamada bir araya geldim. İç eğitmenlerine Süper Öğrenme Gücü: Öğrenmeyi Öğren kitabımı hediye etmeleri benim için ayrıca çok değerliydi. Daha değerli olanı, kutlama esnasında kitabımı okumuş olanlardan aldığım harika geribildirimlerdi…
6. Öğretmenlerin öğrenmeyi öğrenmesi için çok şey yapabilirim. Zorlu bir kar yağışı altında Kocaelin’nde ÖRAV’ın şenliğinde yine öğretmenlerimizle ve bu defa yüz yüze buluştum. O kadar keyifli bir sohbet ettik ki tadı hepimizin damağında kaldı bence.
7. Bu Pazartesi günü, finans sektörünün en önemli yarı özerk kurumunda iç eğitmen arkadaşlarımla kitap buluşması ve söyleşisi yaptık. Ödüllü bir iç eğitmen gelişim programına bu şekilde dahil olmak, arkadaşlarıma kitaplarımı imzalı olarak hediye etmek çok gurur vericiydi.
8. Salı günü, Kuveyt Turk Akademi’nin misafiri olarak Öğretmenler Günü etkinliğinde onlarca iç eğitmenle bir araya geldim. Hem söyleştik, hem atölye yaptık eğlendik, hem de kitap imzaladım. İç eğitmenlerine kitabımı hediye eden Kuveyt Turk Akademi, çok değerli ve örnek alınması gereken işler yapıyor.
9. Çarşamba günü canım derneğim TEGEP’in bu yıl ilk defa yaptığı Ankara Eğitim ve Gelişim zirvesine katılmak için Ankara’daydım. Çok değerli firmalarımızla tanıştım ve çok değerli isimlere kitabımı verdim. Harika iş birlikleri için heyecanlıyım…
10. Sevgili Erdi Karadeniz yapay zekâ kullanımı ile ilgili eğitimlerinin yeni dönemini açıyor. Herkese tavsiye ettiğim bu eğitimlere ve detaylarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
11. Kitabımın çıkmasının ardından, kitabımın daha fazla insana ulaşması en önemli gündemlerim. Çok fazla kişinin kitapevlerinden ya da online sitelerden kitabıma ulaştığını görmek çok güzel.
Diğer taraftan kitabım pek çok kurum tarafından çalışanlarına hediye edilmek üzere alınıyor. Siz de geleceğin en önemli yetkinliklerinden biri olan öğrenmeyi öğrenme konusunda etkili bir öğrenme yatırımı yapmak isterseniz bana ya da doğrudan Elma Yayınevine ulaşabilirsiniz.
Peki kitabımı nerelerden satın alabilirsiniz? D&R : https://lnkd.in/d3mBhxBV Kitapyurdu: https://lnkd.in/duWG3j82 Elma Yayınevi Online Satış https://lnkd.in/dSdKEief Ayrıca tüm kitapçı raflarında, online kitapçı (BKM, Idefix vb.) ve alışveriş sitelerinde (Hepsiburada, Trendyol, Amazon vb.) bulabilirsiniz. Son olarak indirimli kurumsal satın almalarınız için doğrudan bana ya da Elma Yayınevi'ne ulaşabilirsiniz.
HAFTANIN GÖRSELİ
Bu hafta birkaç konuşmamda ve yazımda altını kalınca çizdim, zorlanma yoksa öğrenme yoktur. Eğer öğrenmek ve gelişmek istiyorsanız sizi zorlayan bir ortamda bulunmanız ve/veya çevrenizdeki insanları makul düzeyde zorlamanız gerekir.
Eğer bulunduğunuz yerde kendiniz sıkışmış hissediyorsanız, bir de bu gözle bakmanız iyi gelebilir. Tıpkı görseldeki gibi, saçma sapan ilişkilerin, anlamsızlaşmaya başlayan işlerin içinde olabilirsiniz. Ne kadar dönerseniz dönün ilerleyemezsiniz.
Biliyorum herkes ve her iş için bu şekilde o sıkışmışlıktan kurtulmak mümkün değil. Günün sonunda hayat biraz da ekmek kavgası. İşinizi değiştiremeyebilirsiniz, işinizde gelişemeyebilirsiniz ama işten kalan zamanda dışarıda, başka bir alanda kendinizi zorlayabilirsiniz.
Bu illa bir etkinlik olmak zorunda da değil. Örneğin çocuğunuz varsa, onunla farklı bir şeyler yapmak da olabilir, yeni bir şeyler öğrenmeye çalışmak da, eşinizle beraber kitap okumak da…
İlerlemek için eğer biri sizi tekmelemiyorsa ya da alıp bir yere fırlatmıyorsa, en iyi yol, bunu kendi kendinize yapmak olabilir!
HATIRLATMALAR
📰 Her cumartesi haftalık bülten almak ve bütün paylaşımlarımdan haberdar olmak için tıkla:
Yapman gereken çok basit! Yukarıdaki linki tıkla, e posta adresini girip abone ol. Ardından gelen kutuna gelen onay mailini tıkla.
📖 Bir Ömür Yaratıcılık: Yaratıcı Yaşam Rehberi kitabımı hala okumadıysan, kitabımı tüm online satış kanallarından edinebilirsin. (Kitap Yurdu hariç)
📻 İçeriklerimi Podcast Olarak da Dinleyebilirsin.
Podcast kanallarım için: