OYUN VE PSİKOLOJİK YAKLAŞIM

OYUN VE PSİKOLOJİK YAKLAŞIM

Oyun ve çocuk ile ilgili okuduğum kaynaktan derlediğim bu yazıyı okuduktan sonra hepinizi oyuna davet ediyorum. Psikolojik tedavide oyun terapisini kullanmanın gerekliliğini tam anlayabilmek için öncelikle oyunun psikolojisi hakkında bazı temel bilgilere birlikte bir göz atalım. Zamanımızda oyunun ‘’insanlık kadar eski ve evrensel’’ olduğu görüşü kabul edilmiştir. İlk kez yazılı kaynaklara ve arkeolojik kazıların ulaştırdığı bilgiye göre, oyunun çok önceden beri insanın hayatının bir parçası olduğu kanıtlanmıştır. Antik Yunan düşünürleri Aristo ve Plato’nun da çocuk oyunları hakkında görüşleri olduğunu görüyoruz. Plato çocukların gelişimlerini dönemlere ayırmış ve özellikle 3-6 yaş çocukları için oyunun önemine değinmiştir. Aristo çocuğun gelişiminin dönemsel olarak ele almış ve çocuk eğitiminde oyun ve fiziksel araştırmaların öneminden bahsetmiştir. Alman psikolog (Wundt) ise 1832-1920 oyunun, canlının zevk alma arzusundan kaynaklandığını ileri sürmüş, Wundt’a göre oyun çocukların severek yaptıkları bir uğraştır ve her oyun ‘’gerçek hayatın ‘‘ taklididir.Çocuklar yetişkinlerin günlük uğraşlarını oyun olarak oynarken aynı zamanda kendilerini de yetişkin hayata hazırlamaktadırlar. Psikanalitik kuramın kurusu, Freud oyunu bilinç dışı mekanizmalara bağlamıştır. Freud’a göre bilinçaltındaki eğilimler oyun yolu ile realiteye dönüşmektedirler. Freud oyunun insanın travmatik yaşantıları iyileştirdiği ve zihni ‘temizlediğini ‘ileri sürmüş,çocukların oyun oynayarak üst benliğin kabul etmediği arzularını giderdiğini gözlemlemiştir. Freud'a göre gerçek yaşamdaki kabul edilmeyen saldırganlık, cinsellik gibi duygu ve davranışlar oyun yolu ile dışa vurulmaktadır. Freud oyunun yeni şeyler öğrenme, beceri kazanma üzerine olumlu etkilerinin olduğundan özellikle bahsetmiştir.

Literatürü taramaya devam ettiğimizde; Erikson (1963)çocukların gelişimine paralel olarak çocuğun psikososyal gelişiminin bir yansımasıdır demiştir. Çocuklar oyun oynayarak, karşılaştıkları yeni duygu, düşünce ve olaylarla başa çıkmayı öğrenirler. Erikson’a göre oyun çocuğun benlik gelişiminde çok etkilidir. Bilişsel gelişim kuramcısı Vygostsky ( 1896-1934) göre oyun yeni şeylerin keşfidir. Oyun çocukların içsel çatışmalar ve çelişkilerinin bir sonucudur. Çocuklar oyunlarında gerçek yaşam deneyimlerinden hatırladıkları unsurları yaşanmış olaylardaki ilişkileri kullanırlar. Özellikle okul öncesi dönemde çocukların gereksinimleri için çok önemlidir. Bir diğer taraftan Piaget (1969)’a göre oyun çocuğun deneyimlerini, bilgilerini ve anlayışını birleştiriyor. Piaget oyun oynayan çocuğun, bilinen şemalarını küçük değişikliklerle tekrar uygulamasını sağlayarak mevcut becerilerini geliştirdiğini ifade etmiştir.

Özetleyecek olursam; Oyun, çocuğun hayal gücünü ve yaratıcılığını geliştirir. Oyundaki oyuncaklar çevredeki herhangi bir gerçek nesnenin taklidi halindedirler. Çocuk oyuncak üzerine ‘‘denemeler’’yaparak ‘‘gerçek’’ hayatta karşılaşacağı şeylere hazırlanır. Çocuk zihninde canlandırdığı yaşam tecrübeleri ile çevresindeki karmaşık örüntülere ve uyarıcılara uyum provası yapar. Taklit davranışlar olarak başlayan oyun, git gide ‘’gerçek’’ hayattakine benzer bir hal alır. Çocuk empati kurmayı, kurallara uymayı,başka insanlar ile etkileşim halinde olmayı,bir arada yaşamanın kurallarını da öğrenmeye başlar. Oyun yolu ile çocuk, kendi duygularının farkına varmayı, dürtülerini kontrol etmeyi arzularını bastırmayı öğrenir. Tüm bunlar çocuğun sonraki hayatında karşılaşacağı ortamlara uyum sağlamasını kolaylaştırır.Yeterince oyun oynamayan çocukların yeni bir çevreye uyum problemleri yaşadıkları ileri sürülür. Oyun yolu ile ‘’fazla enerjisini ‘’ harcaması ve daha rahat hareket etme alışkanlığı elde eder.

Biz yetişkinler oyuna ‘’oyun’’ gözüyle bakarken çocuklar için oyun gerçeğin ta kendisidir. Bir çocuk oyun oynayarak ‘’kısıtlanmış’’ çocuk dünyasının sınırlarını aşarak, çok isteyip fakat yetişkinler tarafından uygun bulunmayan arzularını doyurmak için kendilerine ‘’yeni bir dünya oluştururlar’’Çocuk ile oyun oynamak her şeyden önce anne-baba ve çocuk arasındaki ilişkisini güçlendirmede önemli bir rol oynar.

Oyun oynayan çocuk sevildiğini,değer gördüğünü,önemsendiğini düşünür.

Buda çocuk gelişiminde yetişkin dönemlerinde sağlıklı birey olması bakımından çok önemlidir. Oyunun kuramcılar bakış açısı ile önemini aktardığım gibi, ister çocuk olalım ister yetişkin oyun oynamaktan hiç vazgeçmeyelim. Oynayalım ve oynatalım… 

Öznur Yılmaz Berk

Koç& Eğitmen 

07/06/2017

Kaynak: Sultanberk Halmatow Oyun Terapisinde Pratik Teknikler

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Öznur Yılmaz Berk adlı yazarın diğer makaleleri

  • Duygularımızı yönetebilir miyiz ?

    Duygularımızı yönetebilir miyiz ?

    Duygu yönetimi yaşam boyu çok önemli bir beceridir. Duygu yönetimi yaşam boyu çok önemli bir beceridir.

  • Kendin olma yolculuğu

    Kendin olma yolculuğu

    Ön söz “Kendin Olmak” aslında öze bir yolculuktur. Dünyada her şeyi anlamaya çalışıyoruz fakat kendimizi anlamaya ne…

    1 Yorum
  • KENDİNİ KEŞFET KENDİN OL GRUP ÇALIŞMASI

    KENDİNİ KEŞFET KENDİN OL GRUP ÇALIŞMASI

    KENDİNİ KEŞFET KENDİN OL GRUP ÇALIŞMASI Merhaba, Bu çalışma kişinin önce kendisi ile başladığı ilişkisinde ,kendine…

  • Öğrenmek istiyorum ama nasıl ?

    Öğrenmek istiyorum ama nasıl ?

    Verimli Zihinsel Çalışmanın Psikolojik Koşulları Doğuştan getirdiğimiz potansiyel kapasitemizi değiştiremiyoruz…

  • Farkındalık için An’da Kal

    Farkındalık için An’da Kal

    Farkındalık, yargısız bir şekilde şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla dikkatinizi toplayabilmektir. Genel olarak…

  • Biten ilişkilerin ardından

    Biten ilişkilerin ardından

    İkili bir ilişkinin bitmesi durumu, cinsiyet fark etmeden psikolojik olarak yıkıma neden olan ya da neden olduğunu…

  • Kadın Olmak

    Kadın Olmak

    Kadınlık olgusu aslında varoluşumuzdan bu yana insanlığın bir parçasıdır. Her canlının bir dişil bir de eril özü…

  • 2018'de fark yarat kendin ol.

    2018'de fark yarat kendin ol.

    Bu zamanda sıra dışı olan kazanır… Bu zamanda aynı kalan kaybeder. Neden mi aynı kalan geride kalır.

  • NEDEN KENDİN OL

    NEDEN KENDİN OL

    ‘’Gnothi seauton ‘’ Latince ‘’nosce te ipsum ‘’ Türkçesi ‘’Kendini Bil’’ bu söylem düşünce tarihinin en eski…

  • ENGEL (SİZ)

    ENGEL (SİZ)

    BİZ ENGELİZ, BAŞKASI DEĞİL Engel eşittir , kendi potansiyelimizin önünde ki biz diyebiliriz. Engelli olmak sadece…

Diğer görüntülenenler