Pazarlama Karmaşık Bir Şey mi?

Pazarlama Karmaşık Bir Şey mi?

Bugünün yazı konusu bana gelen bir soru:

Pazarlama gerçekten bu kadar karmaşık olmak zorunda mı?

Evet ben de soruyorum, pazarlama sizce karmaşık bir şey mi?

Herkesin uzun uzun cümleler kurup, ağdalı kelimelerle dolu raporlar yazmasına ve bunu gösteren reklamlar yapmasına gerek var mı?

Aslında, pazarlamanın temeli oldukça basit: İnsanları anlamak ve onlarla bağlantı kurmak. Eğer bunu yapabiliyorsanız, pazarlama kendiliğinden daha sade, daha doğal ve daha keyifli bir hal alır.

Ama neden işler bu kadar karmaşıklaştı ya da öyle gösterildi? Çünkü artık içerik üretmeye başlayan herkes, bilsin ya da bilmesin “Ben diğerlerinden daha akıllıyım, daha yaratıcıyım, stratejilerim çok güçlü!” demek istiyor.

Herkes stratejik zeka gösterisi yapma peşinde. Ama çoğu zaman bu karmaşıklık, basit ve içten bir mesajın önüne geçiyor. Halbuki, başarılı pazarlama çoğu zaman basit bir tebessüm kadar etkili olan o sıcak mesajdan geçiyor. Elbette pazarlama da üzerine düşünülmesi gereken stratejilerden ve doğru atılması gereken adımlardan ibaret ama yolun başında, kendi işini pazarlamak isteyenleri de korkutacak kadar karmaşık olmak zorunda değil.

Düşünün: Günlük hayatta, sizi gerçekten etkileyen şey ne? Bir mağaza görevlisinin size içtenlikle “Bu renk sana çok yakışacak!” demesi mi? Yoksa karmaşık bir reklam jargonuyla dolu, “öncü, yenilikçi, sofistike” gibi kelimelerle süslenmiş bir konuşma mı?

Hedef Kitlenizi Belirlemek Aslında Bir Kahve Molası Sohbeti Kadar Basit Olabilir

Pazarlamanın temel adımlarından biri “hedef kitleyi belirlemek”. Bunu duyunca “Aman Tanrım, çok zor!” diye düşünenler var. Aslında, düşündüğünüz kadar zor değil.

Kendinize sadece şu soruları sorun: “Kime yardım etmek istiyorum? Kimin sorununu çözebilirim?”

Bu kadar! Yani, bu birinin ihtiyacını karşılamak için nasıl bir çözüm sunabileceğinizi anlamak kadar basit.

Zamanında yola çıkmış ve türlü stratejilerle şu an sektörün lideri markaları örnek alıyor ya da gösterilen örnekleri dinliyorsunuz. Ama bu kadar kapsamlı düşünmenize ya da şu an sektör devi olanları örnek almanıza gerek yok.

Diyelim ki harika bir kurabiye tarifi biliyorsunuz ve bunu Instagramda paylaşmak istiyorsunuz. Hedef kitleniz kim? Kurabiye yemeyi sevenler veya kurabiye yapmak isteyenler! Bu kadar.

O kurabiyeleri sevgiyle yapıp “Sıcacık, pratik, annenizin kurabiyeleri gibi” diye sunarsanız, zaten hedef kitlenizle bir bağ kurmuş oluyorsunuz. Pazarlama da aslında bu tür sıcak, içten dokunuşlarla ilgili, yani karmaşık değil :)

Aynı şekilde, eğer uzmanlığınızı satıyorsanız, hedef kitlenizi belirlemek yine bu kadar basit olabilir. Diyelim ki finansal planlama konusunda uzmansınız ve bilgi profesyonellerine hizmet veriyorsunuz. Hedef kitleniz kim? Finansal hedeflerine ulaşmak isteyen, karmaşıklıklardan uzak, net ve uygulanabilir çözümler arayan profesyoneller. Onların dilinden konuşmak ve sorunlarına içtenlikle çözümler sunmak, hedef kitlenizle bağ kurmanızı kolaylaştırır.

Karmaşık Mesajlarla İnsanları Korkutmadan, Sade ve Samimi Olmayı Deneyin

Bazı markalar uzun sunumlar, bol jargona boğulmuş mesajlar hazırlayarak etkilemeye çalışıyor. Oysa bir düşünün; siz kendinizi daha yakın hissettiğiniz, basit ve samimi bir dille anlatılan bir mesaja mı çekiliyorsunuz yoksa “Bizi tercih edin çünkü AR-GE departmanımızda 500 kişi çalışıyor” gibi açıklamalar yapan bir markaya mı?

İnsanlar, kendileriyle bağlantı kurabilen mesajları daha çok sever. Onlara daha yakın hissettirir. Bir arkadaşınıza “Bu ürünü çok beğeneceksin!” der gibi konuşursanız, çok daha etkili bir pazarlama yapmış olursunuz.

Aynı şey bilgi profesyonelleri için de geçerli. Diyelim ki bir koçsunuz ve bireylere kariyer yolculuklarında rehberlik ediyorsunuz. Eğer karmaşık kariyer terimleri yerine, “Kariyerinizde ilerlemek ve fark yaratmak istiyorsanız, birlikte çözüm bulabiliriz” gibi sade bir dil kullanırsanız, insanlar kendilerini daha rahat hissettiğinden size daha yakın olur.

İnsanlar hikayeleri sever.

Herkesin dikkatini çeken bir başarı hikayesi ya da bir zorlukla nasıl başa çıktığınızı anlattığınız bir anı, insanların sizinle bağ kurmasını sağlar. Pazarlamanın etkisini artıran şey, kendi yolculuğunuzu paylaşmaktır. Örneğin, bir girişimcisiniz ve bu işe başlama hikayeniz var. Belki de ilk müşterinizi bulmak için yaşadığınız tatlı telaşı anlatabilirsiniz. İşte bu, insanlara sizi daha gerçek ve samimi gösterir.

Diyelim ki bir gün “Yeter artık, kendi işimi kuracağım!” dediniz ve işe koyuldunuz. Belki de ilk siparişinizde bir sürü aksilik çıktı, ama yılmadınız. İşte böyle hikayeler, sizinle empati kurmalarını sağlar ve sizden alışveriş yapmayı daha anlamlı hale getirir.

Aynı şekilde, eğer uzmansınız ve bilgi satıyorsanız, insanlara bu yola nasıl başladığınızı, nelerle mücadele ettiğinizi anlatmak, bağlantı kurmalarını kolaylaştırır.


Pazarlama statik bir şey değil; zamanla hedef kitlenizin beklentileri, ihtiyaçları değişir. Bu yüzden mesajınızı sürekli olarak güncellemek çok önemli. Ancak bunu yaparken de, sadelikten uzaklaşmayın. “En yenilikçi, en kapsamılı” demeye çalışırken insanlar bir anda sizi anlamamaya başlayabilir. Sade, samimi ve net olun.

Mesela bazı hesapları görüyorum destan gibi instagram açıklamaları var. Sosyal medya paylaşımlarınızda uzun açıklamalardan kaçının. Yazmayı çok seviyorsanız Linkedin makalelerinde yazabilirsiniz :)

Hedef kitlenizin ilgisini çeken basit bir çözüm sunmak çok daha etkili olacaktır. Bir yemek tarifi veriyorsanız, “5 dakikada, az malzemeli pratik tarif!” diyebilirsiniz. Karmaşık anlatımlar yerine, onların anlayabileceği ve hemen uygulayabileceği bir içerik paylaşmak, daha fazla etkileşim getirir.

Uzmanlığınızı sunarken de çözümleri sadeleştirin. “Finansal sağlığınızı korumak için 3 basit adım” gibi basit ama etkili bir mesajla, insanların ilgisini çok daha kolay çekebilirsiniz.

Pazarlamanın Gücü Sadelikte!

Pazarlama dediğiniz şey, insanlara dokunmak, onları dinlemek ve ihtiyaçlarına yanıt vermekten ibaret. Bu kadar basit!

Mesajlarınız sade, samimi ve içten olduğunda, insanların sizi tercih etme olasılığı daha yüksek olur. Karmaşıklık yerine samimiyeti ön planda tutun. İnanın bana, uzun vadede çok daha başarılı sonuçlar elde edeceksiniz. Size “pazarlama çok karmaşık bir süreç, siz hiç karışmayın, biz hallederiz” diyenleri de biraz sorgulayın ve pazarlamayı önce siz öğrenin :)

Öğrenmeye başladığınızda pazarlamanın aslında ne kadar keyifli ve son derece sade bir süreç olduğunu da göreceksiniz. Ben bunu hedefliyorum. Pazarlamanızı daha sade ve etkili hale getirmek için birlikte neler yapabileceğimizi konuşalım ve öğrenelim istiyorum. Çünkü insanlar özellikle dijital mecralarda karmaşık mesajlardan çok, içten bir mesajı daha kolay benimser.

Yazıyı özetleyecek cümle; pazarlamanın gücü karmaşıklıkta değil; sadelikte ve samimiyettedir :)

Sizce?

Deniz Günaydın

Management Consultant (Culture & Experience - EX, CX) 💚 Executive Coach 💚 Career Mentor

1ay

Bence pazarlama karmaşık değil, insan basit gibi görünen karmaşık bir varlık. Bu yüzden insanları mutlak şekilde anlamak ve onlarla bağlantı kurmak biraz dolambaçlı. 🙃

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler