Sürücüsüz Otomobiller Yollara Çıkmaya Hazırlanıyor (1)

Sürücüsüz Otomobiller Yollara Çıkmaya Hazırlanıyor (1)

Otomotiv sektörü global düzeyde 4 trilyon dolarlık hacmiyle dünyanın en büyük sektörlerinden biri. Bu kadar büyük bir sektörün hızlı bir dönüşüme girmesi ciddi sarsıntılara sebep olacak. Üstelik bu dönüşüm sadece otomobil kullananları ya da motorlu araç üreticilerini ilgilendiren bir süreç değil. Yaşanacak dönüşümün pek çok farklı sektörde çok ciddi yıkıcı sonuçları olacak.

Çocukluğumda bir otomobilde bulunabilecek en teknolojik özellik elektrikli camlarıydı. Yaşadığım mahalleye o dönemki yeni model bir Renault 12 geldiğinde, camına yapışır elektrikli cam açma düğmelerine hayranlıkla bakardık.

Aynı dönem tek kanallı devlet televizyonumuzda yayımlanan Kara Şimşek dizisinin oldukça popüler olduğu dönemdi. KITT adlı yapay zekâ, aracı otonom olarak kullanır, aracın sürücüsü Michael Knight’la sohbet eder, hatta uzun mesafelerden havalanıp atlayarak geçebilirdi.

Önümüzdeki 5-15 yıl içinde otomotiv sektöründe yaşanan dijital dönüşümün tam ortasında kalacağız.

Aradan geçen yıllarda otomobillere pek çok yüksek teknoloji entegre edildi, ulaşım araçlarımız çok daha konforlu, güvenli ve akıllı hale geldi. Ancak Kara Şimşek dizisinin hayal dünyasına bu kadar yakın olduğumuz bir dönem hiç olmamıştı.

Otomotiv sektörü, Elon Musk ve onun daha 15 yıl önce var olmayan otomotiv firması Tesla Motors’un öncülüğünde “elektrikli araçlara”, bir otomobil firması bile olmayan Google’un öncülüğünde ise “sürücüsüz araçlara” doğru büyük bir dönüşüm sürecine girdi. Hatta, drone teknolojisinin gelişmesiyle birkaç bağımsız üreticiyle beraber Airbus, Boeing gibi havacılık devleri, Uber gibi yeni nesil ulaşım şirketleri “uçan otomobil” hayalini de gerçekleştirme yolunda önemli aşamalar kat ettiler.

Tüm bunlar pek çoğumuza hâlâ hayal ürünü gibi gelse bile önümüzdeki 5-15 yıl içinde otomotiv sektöründe yaşanan bu dijital dönüşümün tam ortasında kalacağız.

Dönüşüm kaçınılmaz

Tesla’nın öncülüğü ve çevresel kaygıların da etkisiyle otomotiv sektöründe öncelikle hibrit, ardından hızlı bir şekilde de elektrikli otomobillere geçiş konusunda ciddi bir yönelim var. Pek çok gelişmiş ülke 2035-40’lı yıllarda fosil yakıtlı otomobilleri tamamen yasaklama yoluna gideceğini açıkladı bile.

Yaşanacak dönüşümün pek çok farklı sektörde çok ciddi yıkıcı sonuçları olacak.

Gerekli altyapının sağlanması ve yasal mevzuatların sağlanmasıyla sürücüsüz araçların da çok kısa bir süre sonra yollarda olacağını öngörmek zor değil.

Otomotiv sektörü global düzeyde 4 trilyon dolarlık hacmiyle dünyanın en büyük sektörlerinden biri. Bu kadar büyük bir sektörün hızlı bir dönüşüme girmesi ciddi sarsıntılara da sebep olacak.

Üstelik bu dönüşüm sadece otomobil kullananları ya da motorlu araç üreticilerini ilgilendiren bir süreç değil. Yaşanacak dönüşümün pek çok farklı sektörde çok ciddi yıkıcı sonuçları olacak.

Elektrikli ve sürücüsüz araçların yollara çıkması otomotiv endüstrisi ve yan sektörleri bir yana, tarımdan madenciliğe, üretimden enerjiye, lojistikten hizmet sektörüne onlarca farklı sektörü dönüştürecek.

Bu dönüşüm büyük işlem hacmi olan firmalarda maliyetleri düşürecek, gündelik yaşamımızı kolaylaştıracak, bize daha güvenli ve konforlu bir hayat sunacak, trafikte boşa harcadığımız zamanları geri verecek, çevre dostu yapısıyla belki de dünyamızı kurtaracak. Ancak aynı zamanda milyonlarca insanın işsiz kalmasına da sebep olacak.

Dönüşüm yaşayacak pek çok sektör var

Otonom araçların yüksek teknoloji içerikli sistemi ve yüksek güvenlik ihtiyacı önümüzdeki dönemde satış sonrası servis istasyonlarında ve yedek parça temininde ciddi dönüşümlere sebep olacak. Müşterilerin orijinal ürünü tercih etme ihtimali daha yüksek olacak. Hatta yasal mevzuatlar belki de bu durumu mecbur kılacak.

Bugün yeni doğan bir çocuk, muhtemelen hiçbir zaman ehliyet sahibi olmayacak.

Tam otonom araçların devreye girmesi sigorta sektöründe de dönüşüme yol açacak. Trafikte insan unsurunun ortadan kalkmasıyla birlikte sigorta şirketlerinin müşterileri de değişecek. Muhtemel yaşanabilecek kazalarda sorumluluk artık araç sahibi ya da sürücüye değil, üreticiye yüklenecek.

Lojistik sektöründe sürücüsüz kamyonlar işgücü, işletme ve yakıt maliyetlerini düşürecek. Otoyollarda konvoy halinde ilerleyecek kamyonlar minimum yakıtla maksimum yol alacaklar. Milyonlarca kamyon şoförü işsiz kalacak. Bu dönüşümle beraber şüphesiz yeni iş alanları da açılacak.

Kargo, kurye ve dağıtım sektörleri kökten dönüşecek. Otonom kamyonlar bir yana, insansız hava araçları ve robot araçlarla dağıtım yaygınlaşacak. Amazon, Dominos Pizza, UPS gibi firmaların drone’larla paket teslimatı yapmak için geliştirdikleri konsept projeler son dönemde sık sık medyada karşımıza çıkmaya başladı. Özellikle e-ticaret sektörünü yakından ilgilendiren bu dönüşümle, siparişten son teslimata, sıfır insan müdahalesiyle paket teslimatı gerçekleşecek.

Yakın dönemde fosil yakıtlar oyun dışında kalacak. Tabii ki, fosil yakıtlara bağımlı elektrik üretimi bir süre daha devam edecek. Ancak çok da uzak olmayan bir gelecekte pek çok petrol istasyonunun yerini şarj istasyonlarının aldığını göreceğiz.

Bugün yeni doğan bir çocuğun, hiçbir zaman ehliyet sahibi olmaya ihtiyaç duymayacağını öngörmek çok da sürpriz olmaz sanırım. Nitekim bu durum eğitim sektörünü de etkileyecek, ehliyet sınavları ortadan kalkacak, sürücülere yönelik kurslar ve sınavlar da zaman için de yok olacak. Otomobil kullanmak tıpkı ata binmek gibi özel bir alanda ve zamanda gerçekleştirilen bir hobi etkinliği haline dönüşecek.

Ozan Onat

Bu makale ilk kez Digital Age Dergisi Temmuz-Ağustos 2018 sayısında yayımlanmıştır. “Sürücüsüz Otomobiller Yollara Çıkmaya Hazırlanıyor”  başlıklı yazı dizisinin birinci bölümüdür. 



Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler