Sivil Toplum Kuruluşları X’i Terk mi Ediyor?
Elon Musk’ın sosyal medya platformu X’i (eski adıyla Twitter) satın almasından bu yana, platformdaki birçok kullanıcı için deneyim farklılaştı. Sivil toplum kuruluşları (STK) bu dönüşümden en çok etkilenen kesimlerden biri. Özellikle insan hakları ve sosyal adalet örgütleri, dezenformasyonun artışı, nefret söyleminin yaygınlaşması ve platformun yönetim tarzına dair etik kaygılar nedeniyle X’i terk etmeyi ciddi olarak değerlendiriyor.
Musk’ın Yönetime Geçişi ve Değişen Dinamikler
Musk’ın X’i satın almasından sonra yaptığı değişiklikler, sivil toplum aktörlerini platformdaki varlıklarını yeniden gözden geçirmeye yöneltti. Musk’ın ‘ifade özgürlüğü’ politikası, birçok kullanıcıya göre dezenformasyonun ve nefret söyleminin denetimsiz kalmasına olanak tanıdı. Moderasyon standartlarının düşmesi, özellikle sosyal adalet savunucularının karşılaştığı en büyük sorunlardan biri haline geldi.
Birleşik Krallık’taki sosyal adalet örgütleri arasında yapılan bir anket, bu kuruluşların önemli bir kısmının X platformunu terk etmeyi düşündüğünü ortaya koydu.(1) Bu örgütler, platformun yanlış bilginin yayılmasını engelleyememesinin kendi misyonlarına zarar verdiğini belirtti. Yanlış bilgi ve nefret söylemi, sivil toplum çalışmalarının etkinliğini ve toplumsal güveni baltalayabiliyor.
Dezenformasyon ve Güven Sorunu
X platformu, tarihsel olarak sivil toplum kuruluşlarının geniş kitlelere ulaşmak için kullandığı önemli bir mecra oldu. Özellikle sosyal adalet, insan hakları ve eşitlik alanında çalışan örgütler, bu platformda savunuculuklarını güçlendirdi. Ancak son yıllarda platformda artan dezenformasyon ve yanlış bilgilendirme, bu örgütlerin mesajlarının etkisini zayıflattı. Yanlış bilgi hızla yayılırken, doğrular daha yavaş bir şekilde dolaşıma girebiliyor ve bu da toplumsal güveni derinden etkiliyor.
Nefret Söyleminin Artışı
Musk’ın yönetime geçmesiyle birlikte moderasyon politikalarındaki gevşeme, nefret söyleminin daha görünür hale gelmesine neden oldu. Sosyal adalet örgütleri, özellikle X’teki nefret söyleminin hedefi haline geliyor. Bu durum, platformun sivil toplum aktörleri için güvenli bir alan olma özelliğini kaybetmesine yol açtı. Nefret söylemi sadece örgütlerin mesajlarını zayıflatmakla kalmıyor, aynı zamanda bu örgütlerin destekçilerini de yıldırıyor.
Örneğin, bir sosyal adalet kuruluşu için çalışan bir aktivist, X’te düzenli olarak nefret mesajlarına ve tehditlere maruz kaldığını belirtti. Bu durum, örgütlerin platformda kalmaya devam edip etmeyecekleri konusunda zorlayıcı bir faktör oluşturuyor. Birçok örgüt, personelinin güvenliğini sağlamak ve nefret söyleminin hedefi olmaktan kaçınmak için alternatif dijital platformlara yöneliyor. (2)
Etik Kaygılar
X’in içerik moderasyonu ve algoritmalarına dair şeffaflığın azalması, sivil toplum kuruluşları arasında etik kaygıları da artırdı. Bazı sosyal adalet örgütleri, platformun dezenformasyonu ve nefret söylemini yeterince engellemediği ve hatta bazı durumlarda bu tür içerikleri teşvik ettiği görüşünde. Bu nedenle, bu kuruluşlar platformda kalmanın kendi misyonlarıyla çeliştiğini düşünüyorlar.
LinkedIn tarafından öneriliyor
Musk’ın yönetimi altında, doğrulama süreçlerindeki değişiklikler de büyük tepki çekti. Mavi tik, yani doğrulama işareti, artık ücretli bir hizmet haline gelirken, birçok STK, bu durumu kendi güvenilirliklerini sarsıcı bir gelişme olarak yorumladı. Geçmişte doğrulama işareti, önemli bilgi sağlayıcıları ve topluluk önderleri için bir güven unsuru olarak kabul edilirdi. Ancak şimdi, platformda kimin güvenilir olduğu daha da belirsiz hale geldi.
Alternatif Platformlar Arayışı
X’ten ayrılmayı değerlendiren sivil toplum kuruluşları, iletişim stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Mastodon, Threads ve BlueSky gibi alternatif platformlar, daha az nefret söylemi ve dezenformasyon barındırdığı düşünülen mecralar olarak öne çıkıyor. Bu platformlar, özellikle daha iyi moderasyon politikaları ve daha güvenli bir dijital ortam sunmayı vaat ediyor.
Örneğin, Mastodon, merkezi olmayan yapısıyla kullanıcıların daha fazla denetim sağlayabileceği bir platform olarak dikkat çekiyor. Toplulukların kendi kurallarını koyabilmesi ve içerik moderasyonu yapabilmesi, sosyal adalet örgütleri için cazip bir seçenek olabilir. Threads ise Instagram’ın sahibi Meta tarafından geliştirilmiş bir alternatif olarak, daha geniş kullanıcı kitlesine ulaşma potansiyeline sahip.
Sivil Toplumun Dijital Mücadelesi Devam Ediyor
Sosyal adalet örgütlerinin X platformunu terk etmeyi değerlendirmeleri, sadece bu platforma özgü bir sorun değil. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında, bu durum sivil toplum kuruluşlarının dijital dünyada karşılaştıkları zorlukları ve değişen iletişim dinamiklerini de ortaya koyuyor. Dezenformasyon, nefret söylemi ve etik kaygılar, sivil toplum kuruluşlarını dijital alanlarda daha stratejik düşünmeye itiyor.
Sonuç olarak, Musk’ın X’i satın alması ve sonrasında yaşanan gelişmeler, sosyal adalet savunucularının bu platformda kalmak ya da kalmamak arasında kritik bir karar vermesine neden oldu. Gelecekte bu örgütlerin nasıl bir dijital strateji izleyeceği, sadece kendi misyonlarına değil, dijital platformların sağladığı güven ve etik normlara da bağlı olacak
Kaynakça:
1. Civil Society News. (2024). Social justice charities considering leaving X due to misinformation, survey finds. Kaynak linki.
Civil Society News. (2024) Charity leaves X criticising ‘role in amplifying disinformation’ and calls on others to follow. Kaynak Linki.