Sosyal Medyada Neden Her Marka Nekşfliş Olamıyor?
Netflix Türkiye, sosyal medya fenomeni Murat Övüç’ün çağrısını, çok küçük bir dokunuşla büyük bir iletişim başarısına dönüştürdü. Üstelik, COVID-19 gündemi bu kadar baskınken. Peki bu başarının sırrı ne, diğer markalar sosyal medyada neden bir ‘Nekşfliş’ olamıyor?
Öncelikle olaylar nasıl geliştiğinden bahsedelim. Malum, hem kendi sağlığımız için hem de toplum sağlığı için zorunlu olmadıkça evden çıkmadığımız günlerdeyiz. Bu süreçte en büyük eğlencelerden biri de #Netflix gibi dijital yayın platformları aracılığıyla yeni diziler ve filmler keşfetmek. Hal böyle olunca, üye olmayanlar da son dönemde bu platformlara büyük ilgi göstererek nasıl üye olacağını, içeriklere nasıl ulaşacağını araştırmaya başladı. Sosyal medya fenomenlerinden Murat Övüç de 1,7 milyon takipçili Instagram hesabından, böyle bir arayışta olduğunu duyurdu ve Netflix yetkililerine seslendi, tabi kendine has tarzı ve ifade şekliyle… Konudan haberdar olan Netflix Türkiye de hızlı bir refleks göstererek bu çağrıyı cevapsız bırakmadı ve sosyal medya hesaplarının biyografi kısmındaki açıklamayı “Netflix ya da Nekşfliş’’ olarak değiştirerek bir anda gündeme oturdu.
Tabi bu yoğun COVID-19 gündeminde, takipçilerine “bakın biz de buradayız, her zaman yanınızdayız, vallahi yatıp kalkıp sizin sağlığınızı düşünüyoruz, boş verin şimdi alışverişi/hizmeti, siz yeter ki ellerinizi doğru yıkayın’’ benzeri mesajları veren ve ne yapsak da şirin görünsek, bu krizi çaktırmadan fırsata çevirsek diye düşünen markalar şok! Sen tepki çekmemek için haftalardır kendinden bile bahsedemediğin içerikler paylaş, tonla reklam bütçesi harca ve hiçbir başarı elde etme, ama elin Netflix’i gelsin tek kelimeyle işi bitirsin. Eee, bu işler böyle, kimse kusura bakmasın. Sosyal medya artık öyle bir dünya ki, samimi olmayan hiçbir eylem kullanıcılar tarafından kabul görmüyor. Samimiyet de üstte gömlek altta şortla saatlerce video konferans yapmakla, soğuk kurumsal kurallarla, içerikleri kademe kademe uzuun bir onay yolculuğuna çıkarmakla, markanın hesap yöneticisine ya da iletişim ajansına revizyon üstüne revizyon vermekle olmuyor. Nasıl mı oluyor? İşte böyle oluyor, çat diye oluyor, çok da güzel oluyor. Bu arada, yanlış anlaşılma olmasın, markalara bu dönemde duyarlı olmayın, hedef kitlenizi bilgilendirici içerikler paylaşmayın, bu zorlu sürece katkı sunmayın demiyorum; sadece samimi olun diyorum.
Evlerimizden çıkmayacağımız ve sosyal medyada her zamankinden daha fazla zaman geçireceğimiz günler bizi beklerken, etkili bir dijital iletişim yapmayı hedefleyen ve özellikle sosyal medyada başarılı olmak isteyen markalara bir tavsiyem var. Gelin, “Netflix ya da Nekşfliş” düzenlemesini sadece komik ve esprili bir iletişim olarak değerlendirmeyin, alttaki mesajı da anlayıp çıkarımda bulunmaya çalışın. Mesaj şu: Biz, takipçilerimiz bizi nasıl tanımlıyorsa, nasıl görüyorsa, nasıl telaffuz ediyorsa öyle bir markayız. Kimseye buz tutmuş kurumsal duvarlarımızın ardından seslenmiyoruz. Siz neyseniz, biz de oyuz; gördüğünüzden, duyduğunuzdan, dile getirdiğinizden fazlası değiliz.
Bu mesajı algılayan markalar için çıkarımda bulunmak çok zor olmayacaktır diye düşünüyorum. Bakalım hangi markalar bu süreçte samimiyetin önemini fark edecek ve iletişim stratejisini bu yönde değiştirecek. Gelişmeleri evden takip etmeye devam edeceğiz.
Hep birlikte, sağlıklı günler görmek dileğiyle...
Şinasi Furkan Avcı
Founder of Rate Digital
4yO küçük dokunuş dediginiz bence her adimi hesaplanmış arkada büyük bir kurgu barindiriyor. Yani %99 viral bir kampanya. Tesadufi gerceklestigini hic sanmiyorum her sey planlanmış her adımından belli Netflix'in. Amacina da ulasti insanlar anlayamadigi icin.
Sosyal Medya Uzmanı / İnstagram stratejisti / Dünyanın en iyi instagram hashtag tekniği
4yBizdeki ego ve çevre baskısı "Nekşfliş" yapmaya engel. Bakın Kiğılı'ya, nasıl linç yiyor, yarın kendini övecek olanlardan.