SU ÜRÜNLERİ VE BALIKÇILIK
Su ürünleri üretimi geçmişte daha çok avcılık yoluyla yapılırken, günümüzde avcılıkla yetiştiricilik neredeyse başa baş noktasına yaklaşmıştır. Nüfus artışı, aşırı veya bilinçsiz avcılık ve çevresel olumsuz etkenler maalesef doğal balık kaynaklarının hızla azalmasına, hatta bazı türlerin neslinin tükenmesi riskine yol açmıştır. Doğal kaynakların sınırlı olduğundan hareketle zaman içerisinde bazı tedbirler alınmaya çalışılsa da günümüzde doğadan avcılık yoluyla elde edilen üretimin daha fazla artırılamayacağı, su ürünleri üretim artışının ancak kültür balıkçılığı ile kapatılacakaktır. Dünyada deniz ve iç su avcılığı toplam üretimi son yıllarda 100 milyon ton seviyelerinde seyretmektedir.
Su ürünleri üretim artışının
ancak kültür balıkçılığı ile kapatılabileceği bir gerçektir. Gıda ve Tarım
Örgütü (FAO) tarafından yapılan değerlendirmelerde son 10 yıllık süreç içinde
tarım sektörü içinde en fazla gelişim gösteren sektörün su ürünleri sektörü
olduğu ifade edilmektedir. Su ürünleri yetiştiriciliğinin büyük artış göstermesindeki
temel unsurlar değerlendirildiğinde öncelikle dünya nüfusunun ve aynı zamanda
kişi başına gelirin artması gıdaya, özellikle de protein ağırlıklı gıdaya olan
talebi de arttırmaktadır. Gelecek 30 yıl içinde 8 milyar olan nüfusun 10
milyara ulaşması öngörüsü dikkate alındığında, su ürünlerine olan talebin
artması kaçınılmazdır. 2050’li yıllara gelindiğinde, artan dünya nüfusunu
yeterli ve dengeli besleyebilmek adına, dünya gıda üretiminin iki katına
çıkartılması gerekeceği uzmanlarca ifade edilmektedir. Gıda değeri açısından
hayvansal besinlerin insanların beslenmesinde önemi büyüktür. Su ürünleri, iyi
bir protein kaynağıdır ve bağışıklık sistemimiz için gereklidir.
Su Ürünleri yetiştiricilerinin
kullanılan yem kalitelerine çok dikkat etmeleri gerekmektedir. Kuluçkahanelerde
kullanılan yemlerin besin değerlerinin gereği gibi olmasına dikkat edilmelidir.