Türkiye'de Kendi Hayalini Yaşayan Mutlu Çocuk Olmak Mümkün mü?

Yarın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Yine bir klasiği yaşayacağız. Makamları çocuklarımıza bir günlüğüne devredeceğiz. Onlar bizlere bazı direktifler verecekler ve bizler de notlarımızı tutacak, kameralar önündeki müsameremizi tamamlayacak ve sonrasında da gerçeklere hep beraber döneceğiz.

Yakın zamanda PISA, "Öğrenci ferahı" araştırmasının sonuçlarını yayınladı. 72 ülkeden 540 bin öğrencinin katıldığı çalışmaya göre, en mutsuz öğrenciler Türkiye'de.

En mutlu öğrencilere sahip ülke ise 8.27 puanla Meksika oldu.

Avrupa’nın PISA’da en iyi performans gösteren ülkelerinden biri olan Finlandiya 7.89 ile ikinci sıraya yerleşirken, Hollanda 7.83 ile üçüncü oldu.

PISA verilerine göre, Türkiye’de 15 yaş düzeyindeki öğrencilerin 28.6’si hayatından hiç memnun değil. Bu oran yüzde 11.8’lik ortalamanın neredeyse üç katı.

Hayatından çok memnun olduğunu söyleyen öğrenci oranı da yüzde 26,3 ile yüzde 34'lük OECD ortalamasının gerisinde.

Türkiye’deki öğrencilerin kaygı ortalaması da hayli yüksek.

‘Sınava iyi hazırlanmasına rağmen çok kaygı duyduğunu’ söyleyen öğrenci orani 58.8 olurken, yüzde 56 ‘ders çalışırken stres yaşadığını’ belirtti.

Türkiye, İtalya’nın ardindan öğrencilerin ders çalışırken en fazla kaygı duyduğu ikinci ülke oldu.

Türkiye'de ‘Bir ayda birkaç kez herhangi bir zorbalığa maruz kaldığını’ söyleyen öğrenci oranı yüzde 18.6 oldu. Bu oran ise OECD ortalamasının altında.

Tabii bu tablonun nedenleri hakkında hepimizin fikri var. Bir çoğumuzun geçtiği yoldan her ne kadar müfredat ve program değişmiş gibi görünse de çocuklarımız da geçiyor. Sonuçları bu anlamda gayet normal buluyorum.

Ülke olarak her fırsatta çocuklarımızın geleceğimiz, kaderimiz olduğunu söylesek de bu sadece söylemde kalıyor maalesef.

DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Ayşen Kayahan’ın tespitlerine bir bakmak doğru olacaktır diye düşünüyorum.

Kayahan, “Ebeveyn olarak, ister istemez çocuğumuz için ‘iyi bir gelecek’ hayal ederiz. Bu istek son derece doğaldır. Ancak ‘iyi bir gelecek’ kavramının kendisi hem kişilere göre değişmekte hem birçok belirsizlik içermektedir” diyen Ayşen Kayahan, “Birçok ebeveynin çocukları için öngördükleri gelecek, kendilerinin isteyip gerçekleştiremedikleri hayallerden oluşur. Kendi hayallerini çocuğunun gerçeğe dönüştürmesini istemek doğal bir arzudur. Ancak bu eğilim, çoğunlukla çocuğun kişiliğini göz ardı etmeye varabilen bir dayatmaya dönüşebilir. Böylelikle çocuğu için ‘İyi bir gelecek’ planı yapmak, ebeveynlerin hırslarının bir uzantısı haline gelebilir. Bu durum, fark edilmeden, iyi niyetlerle bezenmiş bir baskıya dönüşebilir. Çocuğa olumlu olduğunu düşündüğümüz hedefler sunmakla bu hedefleri gerçekleştirmesi yönünde baskı uygulamak arasındaki çizgi sandığımızdan incedir” diyor.

Doğru meslek mutlu insan

Türkiye'de, çoğu zaman ne okulda ne aile içinde çocuğun kişisel beceri ve eğilimleri dikkate alınarak bir yönlendirme yapılmadığı için, makbul sayılan mesleklerin eğitimini almış ama sürdürdüğü hayat tarzında mutsuz olan birçok bireye rastlayabildiğimize dikkat çeken Ayşen Kayahan, “Meslek yalnızca iş değil, yaşamı da bir kalıba sokar. Ebeveynlerin, gelecekte mutsuz olacak bireyler yetiştirmemek için çocuklarının yetenek, eğilim ve kişilik özelliklerini bilmeleri ve buna göre yönlendirme yapmaları gerekir. Mesleğin geliri kuşkusuz önem arz eder. Ancak, meslek tercihi kişiye mutluluk verecek bir hayat sunmuyorsa, maddi boyut, birinci derecede önemli değildir. Diğer yandan, mesleki seçimleri, kişilik özellikleriyle uyumlu olan bireylerin, kendi alanlarında maddi anlamda da tatminkâr bir düzeyi yakalamaları son derece mümkündür. Kariyer, toplumsal olarak önceden belirlenmiş ve garantilenmiş bir kalıp değil, her bireyin yetenek, eğilim, ilgi ve kişilik özelliklerine göre şekillenen bir hayat güzergâhıdır” diyor.

Özcesi, Bırakın çocukları ne istediklerine kendileri karar versin, bırakın mutlu oldukları yolda yürüsünler.

23 Nisan tüm dünya çocukları için kutlu olsun.

Sevgiler,

Kaynak: DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü, PISA

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Salim Tanrıverdi adlı yazarın diğer makaleleri

Diğer görüntülenenler