Türkiye'de Yönetmenin İpuçları-1

Türkiye'de Yönetmenin İpuçları-1

Eğitim ve İnsan Kaynakları Danışmanlığı firmaları kurucusu olan, İTÜ Mezunu bir Makina Mühendisi'nin 40 yaşına gelene dek 18 yıllık iş yaşamına sığdırdığı bir çok deneyimi paylaşması keyifli olur diye düşünerek bu yazı dizisine başlamaya karar verdim. Özellikle Endüstride tanık ve dahil olunmuş birçok Eğitim, Danışmanlık projesi, danışmanlık verilen onlarca firmalarda yüzlerce kişi, toplantı, problem, yol arayışı esnasında binlerce durumun birikmesi de başka bir itici güç oldu tabi. Son olarak artık bu hikayelerin, yaşantıların, hataların, doğruların, ezcümle tecrübelerin süzülüp rafine bilgiler haline getirilmesi de benim bu yazı dizisine başlamam için yine bir vesile oldu.

İTÜ'de Mizah kulübü kurucusu (Makina Fakültesi'nde Mizah Kulubü..!) olduğum yıllarda gösterdiğim "mühendislik disiplinine sosyal yaklaşım"ın ve devamında 2000'li yılların başında çalışırken dahil olduğum Yönetim Ve Organizasyon yüksek lisans eğitiminde tanıdığım mühendis olmayan yönetici adaylarının bana ortak bir mesajı oldu hep: "Hayat, o kadar da köşeli ve rasyonel değildir, hatta çoğu zaman irrasyoneldir. Mantıkla duygular arasındaki savaşı yönetebilmeyi de çantamıza koymamız gerekir."

Askeri görevimi yaparken dahi birlik içerisinde Tiyatro ve Müzik grubu kurmuş olmam ve hep en ciddi meselelerin içine kimilerine göre gayri-ciddi ama hayatı renklendiren tuzlar ekmem benim bu temel çelişkiye yüklenişimi devam ettirdi. 20.000'den fazla üyesi olan Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'ndeki Sekreter YK üyeliğimde de yine rasyonel insanların cennetine düştüğümde de işin insani ve beşeri yönünü geliştirmek hep beni daha çok cezbetti.

Son 4 yıla yayılan Kariyer.net 10. Kat eğitimleri esnasında tanıdığım onlarca farklı sektörden, yüzlerce firmadan yine binlerce katılımcı ile yaşadığım 2-3 saatlik eğitim seanslarında da -yukarıda anlattıklarıma ek olarak- keşfettim ki İş hayatı rasyonel ile irrasyonelin dengesi arasında yüzlerce çelişki barındırarak devam ediyor. Hem de Türkiye'nin en kurumsal ve büyük firmasından en küçük, mikro ölçekteki firmasına kadar bu çelişki ve arayış heryerde var.

Bu uzun kişisel girişten sonra ileriki yazılarda bahsetmeyi planladığım başlıkları sıralamak ve bir sonraki yazıda buluşmak üzere sizlerden müsaade isterim.

Gelecek yazıdaki ilk konumuz:

Yöneticinin ilk işi: Kurumun kuruluş amacını, bu amaçla izlediği tarihçeyi ve kurumun kültürünü ve değerlerini anlamak. Kurumun momentini, nereden hangi yönde ve hangi hızla geldiğini bilmek, yöneticinin içine oturduğu arabayı tanımasının ilk aşamasıdır. Tabi ki kurumun nereye gitmek istediği, bir başka deyişle vizyonunu da anlamak ve bu vizyona dair sözler de üretmek yöneticinin başlangıçta içselleştirmesi gereken başlıklardandır. O kadar çok yönetici gördüm ki, bindiği aracı bir önceki araçlarına benzeten ama anlamaya çalışmadan önceki araçlarını sürdüğü gibi yeni aracı da sürmeye çalışan. Tabi ki yöneticinin arabaya müdaheleleri olacaktır, ancak öncelikle mevcutu çok iyi anlamalı ve değişim yaşatacaksa da değişimin hızını ve yönününü makul seçebilsin. (Devamı sonraki yazımda olacak)


Sevgiler,


Alkım



Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler