Tercih Dönemi Üzerine Değerlendirmeler

Yaklaşık 20 yıl önce üniversiteye başladım (bu süreye ben bile inanamıyorum!), iş hayatında ise 14 yılı doldurdum. Bu süre zarfında hemen hemen her yıl tercih döneminde arada kalmış bir adayla görüşüp artıları eksileriyle deneyimlerimi paylaşmaya çalışıyorum. Öğrencilerle veya kariyerinin henüz başlarındaki genç meslektaşlarımla fikir alışveriş yapmayı, zor tecrübelerle öğrendiğim ancak onların daha kolay yollardan öğrenmelerini dilediğim naçizane önerilerimi, deneyimlerimi paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.

Tam da tercihlerin konuşulduğu bu günlerde, sıcağı sıcağına birkaç adayla da konuşmuşken, belki muhatapları için erken bir platform olan Linkedin üzerinden paylaşmayı tercih etsem de, birilerine katkı sağlamasını umarak, birkaç noktayı paylaşmak istedim:

*Öncelikle, belki sıradan gelebilir ama en kilit nokta bence şu: Sınav döneminde veya üniversite döneminde adaptasyon sorunları, heyecan vs. gibi nedenlerle normaldeki başarınızın altında bir performans gösterebilirsiniz. Ancak bu durum sizin sonraki dönemdeki başarılarınızdan da, kişisel değerinizden hiçbir şey götürmeyecektir. Başarısız olduğunuzu düşündüğünüz her an şu ana kadar başardıklarınızı aklınıza getirin, bunların sadece yürüyeceğiniz upuzun yoldaki ufak ara yollar olduğunun farkında olun. Hatta hatalarınızdan ders çıkarmanın ve öğrenmenin keyfine varın, en rahat hata yapabilme lüksü bu yaşlarda oluyor😊 Geriye dönük baktığımda yüksek not ortalamalarının veya mezuniyet derecelerinin iş hayatında ya da akademide her zaman büyük başarılar getirmediğini gördüğüm gibi, tam tersi şekilde not açısından daha başarısız gibi görünen ancak iş hayatında/akademide çok başarılı olan birçok insan var.

*Zaman geçtikçe okul, bölüm tercihleri anlamını yitirmeye başlıyor. Ülkemiz de dahil olmak üzere artık birçok kültürde ilginç kariyer değişikliği kararları normal karşılanıyor, hatta “otantik” bir hikaye olarak bile karşılanıyor. Dolayısıyla, sevmediğiniz bir bölümü okumak zorunda değilsiniz, değiştirebilirsiniz. Veya bu bölümü okurken kendinizi keşfedip başka sulara yelken açabilirsiniz, hepsi mümkün. Örneğin Mühendislik eğitimiyle kazandıklarınızı, analitik problem çözme yeteneğinizi, dijital sanatlar alanında ilgili iseniz çok farklı perspektifler katma noktasında kullanabilirsiniz. Önemli olan hayat boyu öğrenmek, meraklı olmak, araştırmak, kendini geliştirmek, başarma hevesi, hedefe odaklanmak, takım çalışmasına ayak uydurabilmek, yapılan hataları güzellikle karşılamak ve onlardan öğrenebilme yeteneğini kazanabilmektedir.

*Okulların bir marka değeri var, bu yadsınamaz. Bu ekollerin hepsinin kattığı farklı farklı bakış açıları var. Güzel, hareketli bir kampüsü olan, farklılıklara kucak açarken kendiniz olarak kalabildiğiniz, bambaşka deneyimler sunan kampüsü olan okulların çok değerli bir yeri var diye düşünüyorum. Güzel bir ekolu olan ve deneyimlerinize deneyim katacağınız kampüsü olan bir okul tercihi etmek çok kıymetli olacaktır.

*Seçeceğiniz bölümün programlarının her detayını anlayamayabilirsiniz ama yine de ders programlarını incelemek, sevip sevmediğiniz alanlara uygun derslerin olup, olmadığını tartmak da bir fikir verecektir.

*Artık çok hızlı değişen bir çağdayız, okuduğunuz bölüm ya da çalıştığınız alanın dinamikleri çok hızlı değişiyor/değişecektir. Sektör nereye gidiyor bunu önceden okumak, bu değişime hızlı adapte olabilme yeteneğini geliştirmek okulda alacağınız derslerinizden daha kritik olacaktır. Bu değişimleri okumanın birçok yolu var: Seyahat, staj, exchange programları gibi vesilelerle dünyayı izlemek, farklı kültürlerin havasını solumak, bir anlamda dünya vatandaşı olmak; alanında yetkin kişilerle tanışmak, onları dinlemek, kitaplarını okumak; kariyer gelişim günleri, okuma programları, kişisel gelişim programları, hackathonlar gibi programlara katılmak; farklı dilleri öğrenmek; kişisel ajandanızı oluşturmaya ve gelişim planınızı hazırlamaya şimdiden başlamak…

Henüz 20'li yaşlara bile ulaşmadan bu kadar önemli bir kararı almak elbette zor. Ancak biraz araştırma, bu yollardan geçenlerden fikir almak, gün sonunda sevmediğiniz bir alan olsa bile bunun dönüşü olacağını bilmek karar sürecini kolaylaştırabilir diye düşünüyorum. Lisenin ilk yıllarından itibaren kendime hedef olarak belirlediğim Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümüne ilk tercihi olarak girmiş, bu süreci şanslı geçirmiş kişilerden biriydim. Buna rağmen tercih süreci de, öğrencilik zamanları da çeşitli zorlukları beraberinde getirmişti. Gün sonunda ise, hem okuduğum bölümden, hem üniversitemden çok memnunum, yine karar vermek durumunda kalsam yine aynı tercihi yapardım, ama üstteki konuları dikkate alarak daha keyifle okurdum diye düşünüyorum:)

Dilerim herkes hayallerini gerçekleştirebilecek, keyifle, mutlulukla, öğrenerek eğitim hayatına devam edebilir.

Sevgiler😊

Pınar İnce

Co-active Coach, HR Professional

5ay

Harika paylaşım Ayşegül.

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler