Yaşadıkların sadece fragman, film çok yakında başlıyor...
‘Her şey üstüne gelip seni dayanamayacağın bir noktaya getirdiğinde sakın vazgeçme… Çünkü orası kaderinin değiştiği yerdir.’
Mevlana
… Bütün bedeniyle ve ruhuyla her şeyden vazgeçmeye hazırdı. Ne bir umudu vardı ne de bir hayat ışığı kalmıştı gözlerinde. Bir bardak su içecek dermanı yoktu. Dünyanın ellerini boğazında hissediyor, nefes almaya çalıştıkça nefesi kesiliyordu. Sanki tüm insanlık ona düşman olmuştu. Ne tarafa baksa dört duvardı. Güneş bir tek ona gülmüyordu. Onca emek, onca çaba, onca iyi niyet ve sevgiye rağmen, kaderinin onu terk ettiğinin sanrısını yaşıyordu iliklerine kadar…
Birisinin gelip onu düştüğü o karanlık kuyudan çıkarması için günlerce, haftalarca hatta aylarca bekledi. Yağan yağmurlar sanki sadece onun üzerine yağıyor, gök gürültüsünün ‘buraya kadarmış’ dediği kulaklarında çınlıyordu. Kalan son nefesini de ‘ Ben bunu hak etmedim.’ Diyerek harcarsın. İşte o an ‘son ’dur sana göre.
Kendinle iç hesaplaşmaların, sorgulamaların başlar. En karanlık gecelerde bakarsın gökyüzüne, sadece sen, ay ve yıldızlar vardır. Dalarsın düşüncelere… Sonra ufuktan güneş olanca ihtişamıyla kendini göstermeye başlar. Birden gözlerin kamaşır. Ve o an bir aydınlanma yaşarsın kendince. Hâlbuki ilk defa doğmamıştır ki güneş. Onun görevidir her karanlık gecenin ardından günü aydınlatmak.
İdrak edersin bir an her karanlık gecenin bir aydınlık sabahı olduğunu… Gökkuşağını görebilmek için sağanak yağmurların gerekli olduğunu. Uyanma vaktin gelmiştir. Ve ayağa kalkarsın o idrakle…
Seni düştüğün o kör kuyudan kurtaracak olanın yine SEN olduğunu fark edersin. Her düştüğünde kendi elinden tutup kaldıracak olan da yine sensin. Kalk ayağa, yeniden başla her şeye. Bu hayatta kaybettiklerine üzülme çünkü onlar kazanacaklarının fragmanıdır; görmeyi başarabilirsen eğer.
İlk başta zordur bunu görmek. Ne de olsa hep başkalarının sadece başarılarını görmeyi öğrenmişizdir. Bilmeyiz o başarıların arkasında ne başarısızlıkların, kaybedişlerin, korkuların var olduğunu…
Şimdi size sorsam başarılarını en çok takdir ettiğiniz kimler var diye? Her birimiz başlarız sıralamaya… Neden? Diye eklesem. Cevaplarımız hazırdır her birimizin.
LinkedIn tarafından öneriliyor
- Çünkü onun çok zorlu bir hayat hikâyesi var. Kimse ona inanmamıştı, ama o pes etmedi devam etti. Haksızlığa uğradı, ama yolundan dönmedi. Her düştüğünde yeniden ayağa kalktı…
Peki ya senin? Senin hiç mi düşüp de yeniden ayağa kalktığın anlar olmadı? Kimse sana inanmazken, başaramazsın derken başardığın zamanlar? Sevme yanarsın dediklerinde, yanıp kül olduktan sonra küllerinden yeniden doğduğun zamanlar olmadı mı? Hiç mi yalnız bırakılmadın? Hiç mi kimse bir anda seni terk etmedi? Hiç mi bir komşunun elindeki poşetlerine evine kadar yardım etmedin? Düşen bir insana hiç mi elini uzatıp kaldırmadın? Hiç mi birinin karnını doyurmadın? Hiç mi işini kaybeden bir dostunun elektrik faturasını ödemedin? Hiç mi bir sokak kedisinin karnını doyurup, ona bir kap su vermedin? Hiç mi bir insana içten gülümsemedin?
Bunlar bir başkasının hikâyesi olsaydı ayakta alkışlardık onu. Büyük bir hayranlıkla takdir ede ede anlatırdık yaptıklarını.
Şöyle bir dur ve düşün. Bu hikâyedeki başkahraman sensin. Kendi hikâyene gözlerini kapama! Aç gözlerini ve geç aynanın karşısına, kocaman gülümse kendine. Ve kendini takdir et başardıkların ve başaramadıkların için.
Hayat sanki sana karşıymış hissinden vazgeç. Hayatın içinde ol. Başına gelen her şeye bir sonuç olarak bakmak yerine durum olarak bakmayı seçtiğinde, olana bakış açını değiştirdiğinde hayat sana rağmen değil seninle birlikte akacaktır.
Bu zamana kadar hayat denilen madalyonun sadece bir tarafını gördün, şimdi diğer tarafını görme zamanı.
Hadi o halde kendimizi takdir etmeye ilk ben başlayayım;
‘En zor zamanlarımda bile ayağa kalkmayı başardığım için, asla pes etmediğim için kendimi kocaman kucaklıyorum ve büyük bir gururla kendimi takdir ediyorum.’
Sıra sizde, siz kendinizi ne için, neler için takdir ediyorsunuz?
Mescioglu Engineering and Consulting Co. şirketinde Mali ve İdari İşler Yöneticisi
2ySema Demirci yolum yolunla kesiştiği için şanslıyım.😍 Çünkü derin dostlukları sığ sularda bulmak çok kolay değil. Derinlik ise bazen düşmeyi, bazen yürümeyi ve sonunda güneşin her gün mutlaka bizim için yeniden doğduğunu öğretiyor bize. Güneş bile her gün yeniden doğarken insanda yerinde durmamalı ve her gün yeniden kendine doğmalıdır. Umutla, takdirle, inançla ve sevgiyle 🙏
Mescioglu Engineering and Consulting Co. şirketinde Mali ve İdari İşler Yöneticisi
2yYola çıktım, yolda düştüm ve bir daha kalkıp devam ettim. Bu kaç kere oldu bilmiyorum. Ama bildiğim ve hala da bilmeye çalıştığım şey. Ben kimim, neyi neden yapıyorum? Yola çıkmazsan düşmezsin, düşmezsen öğrenemezsin, öğrenemezsen kendini bulamazsın. Bu hayat yolu kendimizi bulmak için güzel bir fırsat 😉
Sales Manager / Metropol Card
2y👍👏👏