YENİ BİR YÜZE İHTİYACIMIZ VAR
YENİ BİR YÜZE İHTİYACIMIZ VAR
Bence ülkemizin tercih edilebilirliğini arttırmak için ülkenin aşina olunan o kötü yüzünü kabul edip, algıyı güzelliklerle yeniden paketleyip yeni bir yüzle piyasaya sürmeliyiz. Zor görünüyor değil mi?.
AYAĞA KALK, GÜZEL ŞEYLER DÜŞÜN, GÜZEL ŞEYLER YAP VE ÇOK ÇALIŞ.
Mesela her gün her şeyden şikayet eden tarafımızı bir yana bırakıp sadece mutlu olduğumuz şeyleri paylaşabiliriz. Elbette mutsuzluklarımı da paylaşacağız ama öyle ulu orta değil. Ailemizle ve yakın dostlarımızla paylaşabiliriz. Lakin özellikle turizmciler hergün iyi ve güzel mesajlar vermeye başladığında ağımızdaki kişiler ülkemiz için daha iyi şeyler düşünmeye başlayabilir. Geçmişte bunun güzel örneklerini gördük. Belki buna polyannacılık denilebilir ama güzel düşünmenin kime zararı var ki. Ya da kötü düşünmenin ve kötü şeyleri paylaşmanın kime faydası var? Ne bekliyoruz ki, birileri çıkıp sesimizi duyup bizleri bu kötü durumdan kurtaracak mı? Kurtuluş için ihtiyacımız olan tek şey yine kendimizdir. Ayağa kalk, güzel şeyler düşün, güzel şeyler yap ve çok çalış.
İTİBAR, ALGI VE YATIRIM POTANSİYELİ
Ülkenin durumunu düzeltmemiz lazım. Teknik olarak şöyle söyleyebiliriz. Ülkemize hatta şirketimize rağbeti arttırmak için düzeltmemiz gereken üç şey: İtibar, algı ve yatırım potansiyeli. Rağbetin en önemli düşmanı ise aşinalıktır. Dışarıda aşina olunan yüzümüzü değiştirmeliyiz.
BAŞLANGIÇ, BİRLİKLERİN İTİBAR YÖNETİMİ
Üyelerinin şikayetlerinin farkında olmaları, kurumsal karakterini oluşturmalı ve sorunların çözümüne yönelik açıklama yapmaları gerekir. Kurumsal karakter ancak şeffaflıkla oluşmaya başlayacaktır. İyi yönden bakarsak şeffaflık çoğunlukla zayıf yanları kapatmak için tercih edilmez ancak üyeleri birliğinin arkasında durmak için şeffaflık bekler. Savunduğunuz şeyi tam olarak bilmelisiniz. Bu gün dünyaya baktığımızda üyelerine saygı ile yaklaşan ve şeffaf olarak sorunların çözümüne üyelerini ortak eden meslek birlikleri dünyanın her yerinde diğer birliklerden daha iyi durumdalar.
Einstein'ın dediği gibi "Problemlerimizi, onları ortaya çıkaran düşünce şekliyle çözemeyiz.