Zihin Felsefesi Ders Günlükleri I
Günlerdir çalıştığım, Zihin Felsefesi dersinin ilk dört Bölümü’nü okumayı, ayrıntılı okumayı bitirdim, Descartes ve Spinoza, beni en çok zorlayan filozoflar oldu.
Descartes’ı, diğer filozoflardan ayıran temel nedenin, daha önceden de bildiğim gibi, “Ben varım”, dedikten sonra, “Ben neyim?”, sorusunu sorabilmesinde, bilginin bireyin zihninden geldiğini öne sürmesi. Diğer temel fikri de, maddesel ve zihinsel şeylerin, tek bir töze indirgenemeyeceği ve iki ayrı töz olduğunu düalist düşünceyle ortaya koymasıydı.
“Meditasyonlar”da varlık sorusundan, zihin- beden ve birçok soruya, “Tanrı vardır”, “O halde Tanrı vardır.”, demeye kadar giden sorgulamalarını okurken, Spinoza’da, Panteizm, Monist(Tekçilik), etkin ve edilgin insan, upuygun davranışlar, “Önermeler”, başlığı altında sorgulanmış. Spinoza, duygulara göre, duygulara kapılarak yaşamanın, insanı edilgin bir yaşama ittiğini, upuygun davranışlarla ya da anlayışla etkin bir insan olunabileceğini vurguluyor. Ben bundan, toplumsal normlara uygun, ahlaklı yaşamı anlıyorum, etkin bir insan olmanın yolu buradan geçiyor olmalı.
Aristoteles’in bitki, hayvan,- kedi, köpek-, ve insan yaşamı arasındaki farkları ayrıntılı bir şekilde ele alması ilginçti. Bütün canlılar doğar, büyür, beslenirken, bitkileri; hareket etmeyen, sadece beslenen, duyguları olmayan canlı türüne alıyor. Ağaçlar acı, ağrı çekmez diyor Aristoteles. Köpek ve kedilerin, insanlarla ortak yanı algılamaları, tepki göstermeleri, insanın en temel farkının düşünmesi, zihinsel yapısı, aklı olduğu vurgulanıyor.
Açıkcası, ben ağaçların hareketsizlikleri, ifadesizliklerine katılmakla birlikte, acı çektiklerini düşünüyorum. Kolay değil, ağaç olmak, yapraklarını döküyor, sonra yeniden yeniden yeşilleniyor, bir tür yokoluş ve varoluşu aynı zaman diliminde, farklı mevsimde yaşamak. Çiçekler, yüzümüzü güldürüyor, gülümsetiyor, bir çiçek yüzümüzü gülümsettiğini anlayabilseydi keşke.
Zihinsel olguyla kastedilen şey, duyma, hatırlama, imgeleme, hayal kurma, düşünme gibi bilinçli olma durumlarıdır, bu da insana özgüdür. Diğer canlılarda gelecekde ne tür bir değişimler olabileceğini zaman gösterecektir bize.
İmren Tüzün
Antalya, 08 Nisan 2018