Zihniniz Deprem Tehlikesine Karşı Sizi Nasıl Manipüle Eder?
Çoğumuz hayatımız boyunca en az bir depreme yakından şahit olduk. Her defasında binlerce ölüme neden olan deprem, Kahramanmaraş ile bugüne kadar Türkiye’de yaşanmış en büyük yıkıma neden oldu. Türkiye’de 24 bin 500 kilometre uzunluğunda canlı fay hattı bulunuyor ve nüfusun yaklaşık yüzde 71’i, ülke topraklarının ise yüzde 66’sı yüksek deprem riskine sahip. Birçoğumuz böylesi büyük felaketleri olmadan konuşmak ve tedbir almak istemiyoruz.Zihnimiz ne konuşursa gerçeklik algımız o yönde şekilleniyor. Bir konunun iletişimini yapmaya başladığımız andan itibaren konu beynimizde onaylanmış bir bilgi olarak yer ediyor. Konuyu afet eğitimleri ile pekiştirmek veya deprem çantası gibi tedbirler ile somutlaştırmak deprem riskini aklımızda gerçekliyor. Hiçbir birey bu gerçeğe sahip olmak istemiyor. Zihnimiz kendini manipüle ederek deprem afetini yok sayıyor böylece korku duygumuzu erteliyor. Deprem ile uyumlu bir yaşamı nasıl kurabileceğimizi anlamak için zihninizin nasıl gerçeklik algınızı manipüle ederek sizi savunmasız bıraktığını düşünün.
Akademisyen olan Salih, yüksek riskli bir bölgede oturmasına rağmen oturduğu evin risk analizini yaptırmadı. Evin yapım teknolojilerini ve zemin etüdünü sormadı. Yepyeni görünen evinin önceki büyük depremden bir hasar alıp almadığını apartman görevlisine sorarak öğrendi ve yeni evlendiği eşi ile bu eve yerleşti. Ne kendisi ne de eşi için enkaz altında kalma ihtimallerinin yüksek olduğu bir evde yaşadıklarını hiç düşünmedi. Biri sorsa içine neler konması gerektiğini ezbere bildiği deprem çantasını hazırlamadı. Salih deprem riskini somutlaştırmayarak göz ardı etti. Salih’in iç güdüsel olarak karar verdiği bu çözüm yani görmezden gelme eylemi farklı senaryolar için hayata tutunmanızı sağlayabilir.
20 yıldır kendi işini yapan Aslı tüm yakınları ile aynı ilçede yaşıyor. Kendisi hayatı boyunca birikimini hep emlak yatırımına dönüştürdü. Sahibi olduğu iş yeri, oturduğu ev, kiraya verdiği evler, sosyal çevresindeki kişilerin yaşadığı konutlar aynı mahallede yer alıyor. Aslı yüksek şiddetli bir depremde hem tüm sevdiklerini hem de tüm mal varlığını kaybedebileceğinin farkında. Deprem riski ile ilgili tüm uzmanları dinlemiş ve ne yapması gerektiğini biliyor. Aslı duygusal olarak bu olası kayıp ile baş edemiyor. Tüm ihtimalleri göz önünde bulundurmayarak bilinmezi yönetmeye çalıştığımızda riski yönetmek neredeyse imkânsız hale gelir. Bu da bizi yönetemeyeceğimiz kadar büyük bir tehlikenin içinde hissettirir ve yüksek korku yaratır. Bu korku ile bilinçli bilmezden gelme dediğimiz ikinci tip inkar etme durumuna geçerek deprem riskinin sonuçlarını bilerek tüm riski reddederiz.
LinkedIn tarafından öneriliyor
Kader: Ya olmazsa?
Herhangi bir iş veya hayat riskini yönetirken olasılıklar üzerinden kararlar alırız. Eğer oturduğumuz evlerin deprem dayanımını test ettirirsek elimizdeki kanıt bize evimizi yıkmamız gerektiğini söyleyebilir. Depremin olacağını kesin olarak kimse söyleyemiyor ancak yüksek ihtimaller üzerine konuşuyoruz. Bu da akıllarda şu soruyu yaratıyor; “Ya deprem olmazsa?”. Bu durumda evimizi boş yere yıktırmış veya güçlendirme maliyetine katlanmış olabiliriz. Tanımladığımız riskler gerçekleşmeme ihtimalini de içinde barındırır. Ve yıkıcı bir deprem olana kadar katlandığımız tüm tedbir maliyetlerini neden yapmamız gerektiğini kendimize kanıtlayamayız. Bu durumda bu maliyet refah seviyemizi de değiştirebilir. Genelde kişiler kendisini şu şekilde kandırıyor; “Olacağı varsa olur.”, “Bu zamana kadar da deprem olabilirdi.”, “Kimse ne olacağını söyleyemez.”, “Kaderden öteye geçilmez.”. İnanç temelli kararlar hayatımızın hakikati olsa da pozitif bilimler afetlerle yaşamanın yollarını bize sunuyor.
Peki Ne Yapacağım?
Zihnimizin felaket durumlarını yönetmekteki bir yöntemi de durumu yok saymak veya riskin gerçekleşmeme ihtimaline inanmak. Bu durumu değiştirmek için aldığınız kararlara dışarıdan bakın. Böyle bir konjonktürde sizin yerinizde en yakın arkadaşınız olsaydı ona nasıl yönlendirme yaptığınızı düşünerek eylem planınızı hazırlayın. Bu gibi dışsallaştırma yöntemleri manipülasyona izin vermeden rasyonel karar almanızı sağlar.
Şüphesiz ki deprem ile uyumlu yaşam için sadece gerçekleri kabul eden bir zihin yeterli değil. Ancak bireylerin gerçekliği toplumların gerçekliğini oluşturuyor. Zihnimizin bizi çekmek istediği noktayı fark edersek manipüle olmayız. Afet gerçeği ile yaşamak için düşünme şeklimizi değiştirmek davranışlarımızı etkiler ve çarpan etkisi ile paydaşı olduğumuz toplumun afetle güvende yaşamasına katkı sağlarız. Fark edin; gerçeklik algınızı değerlendirmek sevdiklerinizin hayatını kurtarır.