Arketipler, toplumun beklentileri, markaların vaatleri derken.. Son günlerin tartışma konusu "Cem Yılmaz'ın son reklamı" ile ilgili arketip-toplumsal durum-reklam teorileri perspektifinden kısa bir analiz.
Ekteki reklam, 2002 tarihli. 22 yıl önce, Athena vs. Asena kültürel çatışmasının tam ortasında, Cem Yılmaz'ın "#Teltim" reklamı yayınlandığı yıllar.. Düşünün bir.. Facebook bile daha yok. Kampanyanın 360 iletişim stratejisini tasarlarken, bugünkü gibi sosyal medya engagement'ı, viral yayılım, influencer etkisi yoktu. Ama toplumun nabzını tutmak, kültürel kodları okumak vardı.. --- Son 2 gündür, LinkedIn akışımda Kahve Dünyası'nın Cem Yılmaz'lı #Gofrik reklamları üzerine tartışmalar görüyorum. İnsan psikolojisi - marka algısı takıntılısı olarak, biraz düşündüm; 1. Toplumsal Bağlam & Zamanlama: - Toplumun %75'i derin bir kaygı durumunda - Sürdürülebilir umut arayışı (https://lnkd.in/dvm3uwTj) Ve bazı reklamlarının dönemlerine bakalım; 2001 Telsim: Ekonomik kriz döneminde duygusal ton 2003 Doritos: Post-kriz döneminde mizah 2012 İş Bankası: Kurumsal güven arayışı 2024 Gofrik: Kaygıya eğlence vaadi.. olabilir mi? 2. Stratejik Deha mı, Viral Kaza mı?: - Premium'dan demokratikleşmeye geçiş stratejisi (Bahsi geçen ürün daha premium konumlanan bir üründü) - "Coffee snob" kitlesi vs. ana akım tüketici geriliminin yarattığı organik PR - Her eleştirinin bir engagement'a dönüşmesi 3. #Arketip Evrimi & #Viral Momentum: Jung'un teorisinden hareketle: - Soytarı (Doritos dönemi) - Yaratıcı (İş Bankası kampanyaları) - Kültürel İkon (Gofrik vakası) Bu evrim, markanın demokratikleşme stratejisiyle mükemmel örtüşüyor. 4. Rakamlarla Realite: - Gofrik'in arama hacmindeki radikal artış - Organik tartışmaların yarattığı #earned media değeri - Sosyal medya etkileşimlerinin geleneksel medya bütçelerini destekleyen etkisi Kritik İçgörü: Kurukahveci Mehmet Efendi'nin hakimiyetindeki Türk kahvesi segmentinde rekabete bütçe ayırmak yerine; 1. Güvendiği diğer segmentteki ürünün parlamasına kaynak ayırılması 2. Viral tartışmalarla farkındalık - bilgi yayılımı 3. Eleştirilerin pazarlama mekanizmasına dönüşmesi Sinan Canan'ın dediği gibi: "Her beyin-organizma ayrı şebekede işliyor." Belki de kampanya olayı tam da burada: Her izleyici, her eleştirmen kendi şebekesinden farklı geri bildirimler veriyor ama bu toplum-halkta her şey mümkün. Malum Veri Enstitusu'nün yaptığı son araştırma "komplo teorileri"ni çok sevdiğimizi söylüyor. P.S. Kelman'ın İkna Hiyerarşisi Teorisi'nden yola çıkarsak, bir ünlüye "çok para vermek" eleştirisi bana kalırsa çok yüzeysel. Cem Yılmaz gibi net bir duruşu olan, seven-sevmeyen ayrımı keskin bir isimle çalışmanın #ROI'si, sadece sevenlerin satın alma davranışıyla bile karşılanabilir. Üstelik pazarlama literatüründe "polarizing personality effect" dediğimiz olgu tam da bunu söylüyor: Bazen bir ünlünün "tartışmalı" olması, markanın hedef kitlesindeki keskin penetrasyonu için avantaja dönüşebilir. Viral pazarlama kısmına verdiğim destek için kendime teşekkür ederim. :) #MarketingPsychology #ViralStrategy #BrandAnalysis #ConsumerBehavior #StrategicMarketing #Reklam ---