Çalışma Deneyiminde Mutluluk için “Akış”a Yer Açmak
İşini sevmek bireysel mutluluk ve esenliğin en önemli kaynaklarından biri. Diğer meşguliyetlerimiz arasında gün içinde ayırdığımız süre düşünüldüğünde mutluluğun bugün yaptığımız işten haz almaktan geçtiğini söylemek abartılı olmaz. İngiliz şair David Whyte’ın dediği gibi “iş, benliğin dünya ile buluştuğu yer” ve bu buluşma noktasında anlam ve tatmin bulmak yaşamdan aldığımız mutluluk ve doyum üzerinde oldukça etkili.
İşle ilişkimizi fiziksel koşullar, maddi ve manevi getiriler, iş yerinde sosyalleşme olanakları vb. konular etkiliyor, peki ya aynı koşullar altında çalışmasına rağmen insanların işten aldıkları tatmin ve mutluluk düzeylerinin farklı olması nasıl açıklanabilir? Beklentiler ile mevcut arasındaki mesafe ve hayatın diğer alanlarındaki mutluluk düzeyimiz işteki ruh halimiz üzerinde tabi ki etkili; peki ya tüm diğer değişkenler sabit kaldığında oluşan fark nasıl açıklanabilir? İşini sanatçı titizliğiyle, nakış işler gibi özenle ve mutlulukla yapan bir künefe ustasını diğer meslektaşlarından ayıran şey ne?
Araştırmalar insanların yaş, cinsiyet ve eğitimden bağımsız olarak yaptıkları işten derin bir haz duydukları anda bir enerjiyle sürüklenircesine o işe kendilerini kaptırdıklarını gösteriyor. Beyin cerrahı, kaya tırmanıcısı ya da bir balet olsun, sürükleyici bir kitap okur gibi kendini işine kaptıranların yaşadığı bu “akış” deneyimi Macar Psikolog Mihaly Csikszentmihalyi’nin önemli bir çalışma konusu.
Csikszentmihalyi’ye göre çalışırken kendimizi unuttuğumuz “akış” deneyiminin bileşenlerinden biri işin tüm adımlarına hâkim olmak ve nihai hedef yerine bu adımlara odaklanmak. Bir satış temsilcisi müşteri görüşmesinde onun ihtiyaç ve talepleri yerine yıl sonunda kazanacağı prime odaklandığında akış yaşayamadığı gibi performansında da büyük bir düşüş olacaktır. Anda kalmayı, andaki deneyimi layıkıyla gerçekleştirmeyi hatırlatan bu unsur, deneyimin sonucuna değil kendisine odaklanan farkındalıklı bir çalışma şeklini işaret ediyor.
Akışın diğer bir bileşeni ise kişinin becerileri ve işin zorluğu arasındaki uyum ve denge. Csikszentmihalyi, akış yaratan işin kişinin yeteneklerini zorlayacak, onu bilişsel, duygusal, sosyal açıdan geliştirecek; ancak tüketmeyecek komplekslikte olması gerektiğini söylüyor. Kişinin becerilerinin çok altında kalan bir iş onun sıkılmasını sağlarken, çok üstündeki bir iş ise vazgeçip uzaklaşmasına, ilgisini yitirmesine sebep olabiliyor. Şüphesiz ki yeteneklerimizi, güçlü yönlerimizi etkili kullanabildiğimiz fırsatlar bize varoluşumuzun anlamlı olduğunu hatırlatıyor ve bu sayede bütünün parçası olduğumuzu duyumsayıp tamamlanmış hissediyoruz.
Konsantrasyon ve derin dikkat, akışın bir başka önemli bileşeni: Csikszentmihalyi, derin konsantrasyon anında benlik ile eylem arasındaki ayrımın ortadan kalktığını, eylemle bütünleşildiğini ifade ediyor. Bir nevi “yapma” halinden, “olma” haline geçiş gibi, egonun ortadan kalktığı kişinin kendini unuttuğu ve eylemle bütünleştiği bu deneyimde asıl ilginç olansa kişinin daha büyük özsaygıyla ortaya çıkışı. Öyle ki yapılan çalışmalar daha fazla akış deneyimi yaşayanların genel anlamda daha fazla özgüven sahibi olduğunu gösteriyor. Bir manada özgüven kazanmanın yolu egolarını kenara bırakıp daha büyük bir amaç için çalışmaktan geçiyor.
Akış deneyiminin içindeki dikkati yoğunlaştırma ve konsantrasyonla ilgili bir başka önemli konu ise insanoğlu olarak “multi-tasking”e elverişli olmamamız. Csikszentmihalyi, sınırlı bir zihinsel kaynak olan dikkatimizi yeni beceriler, anılar biriktirmemize ve düşüncelerimizde değişiklik yaşamımıza yetecek süre boyunca bir şeye odaklamadığımız sürece psikolojik sermayemizden harcadığımızı söylüyor. Yani gün boyu dikkatimizi hiçbir şeye tam olarak vermeden, aynı anda birden fazla isle ilgilendiğimizde sınırlı bir zihinsel enerjimizi harcıyor ama yerine anlamlı ve kalıcı bir değer almıyoruz. Psikolojik sermayemizi artırmamızın yolu ise daha fazla akış deneyimi yaşamaktan geçiyor.
Psikolojik sermaye ve özgüveni artıran “akış” deneyimine iş ortamında daha fazla yer açmak için liderlerin ve iş insanlarının yapacağı çok şey var. Bizim kendi payımıza yapabileceklerimiz ise zamanımızı elimizden geldiğince aynı anda tek bir işe konsantre olacak şekilde düzenlemek, nihai sonuçlara değil iş adımlarında mükemmelliğe odaklanmak, yeteneklerimizi zorlayıp gelişimimize katkıda bulunacak fırsatların peşinden gitmek ve anlık keyifler yerine, akışta olduğumuz deneyimlerimizi fark edip onlara ve daha nicelerine hayatımızda alan açmak olabilir.
Sezin Kızılkaya
Konuyla ilgili ileri okuma için:
Good Business Liderlik, Akış ve Anlam Yaratma, Mihaly Csikszentmihalyi, 2017, Okuyanus
Learning& Development, Business Development,Sales Enablement and Coaching (ACC, ACPC)| Transforming Teams and Driving Performance
4yYazıyı okurken insan 'akışta' kalıyor:) Eline sağlık!
Business Coach For CASH I Helping you maximize free cash I Celemi Solutions Provider I Yazar
4yHarika bir yazı Sezin, kalemine sağlık😍
IT | Sales | Project Development | BiTekDer
4ySezin motive edici bir yazı eline sağlık 👍