Öğrenmeyi Öğrenme
©2022, Mehmet Selçuk Batal

Öğrenmeyi Öğrenme

Bizler genelde almış olduğumuz eğitimlere göre hareket ederiz ve bu almış olduğumuz eğitimin de iki boyutu vardır. Bunlardan biri öğrenme diğeri de öğretmedir. Ancak dünyayı değiştiren güç, eğitim kurumlarında bizlere öğretilen zorunlu bilgilerle değil, kişinin kendi isteğiyle gerçekleşen gönüllü öğrenme ile ortaya çıkıyor. Bu nedenle kendi isteğimizle olan, yani gönüllü öğrenme çok önemli bir konu. Hepimiz bu doğrultuda öğrenmeyi öğrenmeliyiz. Bu da önce merak etmekle başlar. Merak ilgiyi oluşturur, ilgi de kişiyi bilgiye götürür.

Günümüzde internet sayesinde bilginin kapıları artık herkese açıktır ve ödenecek tek ücret biraz ilgi olacaktır. Öğrenme, hayatımızı şekillendirme aracımızdır. Hiçbirimiz olduğumuz gibi kalamayız. Öğrenerek kendimizi, hayatımızı, hatta çevremizi etkiler bir şekilde değiştiririz. Bilgi ve öğrenmeyle kendimizi yeniden biçimlendirebiliriz.

Peki, niçin öğrenmeyi öğrenmeliyiz? Daha az zamanda daha az yorularak pek çok şey öğrenebilmek, öğrenmenin keyfini çıkarabilmek, bilgiye dayalı mesleki rekabet avantajı kazanmak ve nihayetinde öğrenmeyi bir yaşam tarzına dönüştürebilmek için etkili öğrenmeyi mutlaka öğrenmeliyiz.

Etkili bir öğrenme için kişinin kendisini ve yeteneklerini tanıması, anlama ve kavrama becerilerini öğrenmesi, öğrenme prensiplerini bilmesi, bilgiyi neden, nereden, nasıl ve niçin alabileceğini bilmesi ve duygularını öğrenme sürecinde kullanması oldukça önemlidir. Bu şekilde yapılan bilinçli bir öğrenmeyle, öğrendiği bilgilerin yükü altında ezilmeyen, öğrendiklerini kontrol edebilen, denetleyebilen, sorunlarla başa çıkabilen, onları yorumlayıp analiz edebilen, yeni bilgiler talep edebilen, öğrenmiş olduklarının eksiklerini görebilen, eksik veya zayıf yönlerini ve boşluklarını nasıl ve ne şekilde tamamlayacağını bilebilen, kendi kararlarını kendi verebilen, çalışma ve öğrenme tekniklerini bilip aktif olarak kullanabilen kişiler haline geliriz.

Yapılan araştırmalara göre, başarısızlıkların en büyük nedeni özgüven eksikliğidir. "Ben yapamam, ben başaramam." gibi inanç kalıpları, özgüven eksikliğinin en önemli belirtisidir. Özgüven, kişinin kendi gücüne inanarak kendini gerçekleştirme yolunda yeterli olma duygusunu hissetmesidir. Yeterli olma duygusunu içselleştiren, benimseyen bir kişi, önce kendisini sevmeli ve kabul etmelidir.

Kendisini kabul edip sevebilen kişi başkalarını da sevebilir.

Böylece sosyalleşme süreci de başarılı olur ve öğrenmeye etkisi çok büyüktür.

Öğrenmenin ilk şartı, öğrenmeyi istemektir. Öğrenmek istiyorsanız, bu ihtiyacınızı karşılamak için belirli kaynaklar ve öğretmenler bulabilirsiniz. Ama istemiyorsanız, kaynakların veya öğretmenlerin size hiçbir faydası olmayacaktır.

Öğrenmek, kuru bilgiye sahip olmak veya sadece bir şeyleri bilmek değildir. Asıl öğrenme, bilgiyi alıp onu işlemektir. Bilgiyi işlemek de onu doğru şekilde ve doğru yerden arayıp bulmak, ne olduğunu düşünerek ne işe yaradığını anlamak, nerede kullanılacağını kavramak, hangi bilgilerle birleşeceğini görmektir.

Beynimizi neyi kaydedip neyi kaydetmemesi gerektiği konusunda biz yönlendirebiliriz. Öğrenme hedefleri belirleyerek nelerin akılda tutulmasının daha iyi olacağına biz karar verebiliriz. Bunu, belleğin nasıl çalıştığını anlayarak ve bilgiyi belleğin çalışma şekline uygun bir şekilde kaydederek yapabiliriz. Böylece kontrolü ele alabilir, daha bilinçli öğrenen olabiliriz.

Bir bilgiyi belleğe kaydetmenin temelde iki yolu vardır. Birinci yol, ezberci eğitimin yoğun olarak kullandığı tekrarlamadır. İkinci yol ise, ezbersiz öğrenme için kullanılmakta olan ilişki ve bağlantı kurma yöntemidir. İlişki ve bağlantı kurma yönteminde bağlantılar iki türlüdür. Birincisi mantıksal bağlantılarla, ikincisi ise görsel bağlantılarla bilginin ilişkilendirilmesidir. Öğrenmenin temelinde bilgiler arasında bağlantılar kurmanın yattığını bilirseniz, işiniz çok daha kolay olacaktır.

Kimileri ezbere dayalı yöntemle daha iyi öğrenebilir. Bu nedenle ezbere dayalı yöntemi tercih ederseniz, bilgileri belleğinize daha kolay kaydetmek için bazı teknikler kullanabilirsiniz. Bu tekniklerden kısaca söz etmek gerekirse, bilginin tekrarı kesintisiz değil belirli aralıklarla yapılmalıdır. Tekrar için ideal zaman, öğrenmenin bittiği andan itibaren ilk 10 dakikadır. Tekrar sırasında anahtar kelimelerin bir listesinin çıkarılması konunun özüne istendiği anda ulaşabilmeyi ve gerektiğinde hızla ana fikirlerin çağırılmasını kolaylaştırır. Yazılı özet çıkarılarak yapılan tekrar, hem derin düzeyde kavramayı hem de tekrarı sağlar. Örneğin hukukçular, doktorlar ve diğer bazı mesleklere sahip kişiler bu yöntemi en iyi kullanan kişilerdir. Çünkü kullandıkları materyallerin birçoğu kalın kitaplar ve ezberlenmesi gereken bilgilerden oluşur.

Burada yeri gelmişken Zihin Haritası yani Mind Mapping'den de bahsetmek gerekir. Zihin haritası, bütün resmi oluşturma, fikirleri düzenleme, yaratıcı düşünme, çağrışım ve ezberleme yoluyla çalışır. Bütün resmi oluşturma, konu hakkında iyi bir özet sağlar. Hem temel noktaların hem de detayların görülmesini sağlar. Fikirleri düzenleme, büyük bir miktardaki bilginin bir arada gösterilmesini sağlar. Yaratıcı düşünme, ışınsal dallar ve doğal yollarla elde edilir. Çağrışım, ilişkilendirme, açıklık netlikle sağlanır. Ezberleme, algılama ve hatırlama yoluyla yapılır. Zihin haritası oluşturmak için çeşitli yazılım araçlarından faydalanabileceğiniz gibi büyük bir kağıt ve kalemden de faydalanabilirsiniz.

Peki, zihin haritası nasıl hazırlanır? Öncelikle odak noktası olan merkezden başlanır. Merkezin etrafında konuyla ilişkili temel başlıklar yer alır. Temel başlıklardan herhangi birisi seçilerek dışarıya doğru detaylandırılır. Renklendirme ve kodlama yapılır, resimlerle desteklenir. İlişkiler, ok işaretleriyle gösterilir. Zihin haritası hazırlamada açık ve net olunmalıdır. Haritada temel başlıklar daha büyük olmalı, resimlerle desteklenmiş olmalı, yazılar yatay olacak şekilde format belirlenmeli ve kişiye bağlı olarak da bir biçim oluşturulmalıdır. Vurgunuz merkezden ana temaya doğru olmalıdır. Renklerle üç boyutlu olarak ve büyüklükle de vurgu yapabilirsiniz. Son olarak da mutlaka konuyu bağlantı ve kodlarla ilişkilendirmelisiniz.

Son olarak, zihin haritası için Coggle, Canva, MindMeister, MindMup web sitelerini kullanabileceğiniz gibi, Akın Kağan Akçalı beyin bir girişimi olan ve benim de ilgiyle takip ettiğim ForaMind uygulamasını da kullanabilirsiniz.

Mantıksal ilişkiler yoluyla belleğe kaydetme yönteminde yer alan tekniklerden bir diğeri ise Soruyla Başlama tekniğidir. Bu teknikte çalışmaya başlamadan önce konuyla ilgili sorular hazırlanır. Sonrasında konuyu okumak, hazırladığımız sorulara karşılık yanıtını aradığımız bilgilere ulaşıncaya kadar hem dikkati uyanık tutmakta hem de beynin ne aradığını bilmesini sağlamaktadır.

Anahtar Kelimeleri Belirleme tekniğinde ise, konuyla ilgili anahtar kelime ve fikirleri bir yere yazarak tekrar etmek veya sayfadaki anahtar kelimelerin altını çizip okuma bitiminde o kelimelere göz atmak çok yararlıdır.

Her zihin destek sistemlerine ihtiyaç duyar. Öğrenciler ve çalışanlar olarak sizler için ister telefonlarınızda, ister tablet ve bilgisayarlarınızda not tutmanızı sağlayacak not alma uygulamaları ideal bir yardımcıdır. Bunun için Google Keep, Apple Notes, MS One Note, Evernote ve Notability gibi uygulamaları kullanabilirsiniz. Ayrıca, Youtube'da video izlerken not tutmanızı sağlayan bir Chrome eklentisi olan Askify'ı da kullanabilirsiniz.

Alim unutur, kalem unutmaz.

Diğer bir yöntem olan Görsel Canlandırma yoluyla belleğe kaydetme tekniğinde renkli, parlak, hareketli hayaller kullanılarak bilgi fotografik olarak beyine kaydedilir. Bu teknik, görsel bir kayıt sistemine dayalıdır. Bilgileri bu şekilde görsel olarak birbirine bağlamak hem eğlenerek öğrenmeyi hem de bilgilerin uzun süreli belleğe yerleştirilmesini sağlar. Bu tekniği en çok grafik tasarımcılar, ressamlar ve benzeri mesleği yapan kişiler kullanır. Çünkü onlar için görsellik çok daha önemlidir.

Bu teknikler dışında en yaygın olarak öğrenme yolu okumaktır. Okuma, satır üzerinde bulunan kelime ve rakamların göz tarafından fotoğraflarının çekilerek beyne gönderilmesidir. Hızlı ve esnek okuma olarak da okuma tekniklerini ikiye ayırabiliriz. Birincisi okuma esnekliğidir. Düşünce akışına, okunan metne veya okuma amacına göre hızla anlama arasındaki dengeyi kurabilmeyi ifade eder. Peki, bu denge neden önemlidir? Aslında bu sorunun tek cevabı verimliliktir. Çünkü yaşadığımız dünyada zamanımız çok değerli ve her şeye zaman ayırmak mümkün değil. Bu nedenle de bu teknik, verimliliğin sağlanmasında önemli bir unsurdur. Somut bir örnek verecek olursam, oturup da ayrıntılı bir gazete haberine amacımız ve ilgimiz olmamasına rağmen uzun süre ayıramayız. Bu nedenle gazete okurken tek yaptığımız şey, ilgimizi çeken amacımıza hitap eden yazıları okumaktır.

Tekniklerden ikincisi hız ve anlama ağırlıklı okuma tekniğidir. Günümüz dünyasında bilim ve tekniğin hızla gelişmesi kişilerin işlerini kolaylaştırıyor gibi görünse de çağımızın değişen şartları, kişinin üzerindeki yükü ve yükün niteliğini değiştirerek artırıyor. Bu yüzden kişi az zamanda çok iş başarmak zorunda kalıyor. Okunması gereken yazıların çokluğu ve zamanın azlığı, kişileri daha hızlı okuyabilmek için bilimsel araştırmalar yapmaya itmiştir. Okuma hızı bilimsel yöntemle artırılabilir. Çünkü okuma hızı, üzerinde çalışma yapılırsa elde edilebilecek bir beceridir. Hızlı okuma, sonradan kazanılan bir davranıştır. Hızlı okuma kişilerin çabukluk, kavrama ve belleme yeteneklerini geliştirerek daha önceki okuma süresine kıyasla dakikada okudukları kelime sayısını ve anlama düzeylerini artırmaları demektir.

Öğrenmenin en yaygın yolu okumak olsa da en kolay yolu dinlemektir. Masal okurken roman okumaya göre daha az yoruluruz. Bir yabancı dili o ülkede yaşayarak öğrenmeye çalışmak, kitaptan öğrenmeye çalışmaktan daha kolaydır. Tüm bunlar kulaklarda büyük bir öğrenme potansiyeli olduğunu gösterir.

Peki, dinleyerek öğrenme becerilerini nasıl geliştirebiliriz? Dinleme disiplini, dinleyerek öğrenme başarısının temelidir. Dinlemede en önemli nokta, sorumluluğun bizde olduğunu bilmektir. Kendiniz için dinlediğinizi unutmayın. Konuşmacının size kendisini dinlettirmesini beklemeyin. O kötü bir konuşmacı olsa da, ondan yararlanmak kazancınız olacaktır.

Her dinleyicinin farklı kopma noktaları vardır. Bir konuşmacıyı dinlerken kişiye göre farklı olmakla beraber ortalama olarak her 5 dakikada bir dikkatimiz dağılır. 20. dakikaya gelindiğindeyse dikkat zayıflar. İdeal dinleme süresinin 45 dakikayı geçmemesi gerekir. Herkes kendi kopma eşiğini bulmalı ve dikkatini buna göre yönetmelidir. Soru sorarak ve not tutarak dikkatinizi canlı tutabilirsiniz. Soru sormak, sizin öğrenme sürecine aktif katılımınızı sağlar. Soru sorarak öğrendikleriniz, sizin için ezberlenmiş bir bilgi değil hatıra gibidir. Bu yüzden aktif bir dinleyici olmaya çalışın. Aktif dinleyici, önce konuyla ilgili ön bilgi toplayarak veya eski bilgilerini kafasında canlandırarak dinlemeye geldiği kişiye o konuya yönelik zihinsel ön hazırlık yapar. Kişileri dinlerken kollarınızı bağlamayın. Kolların bağlanması, dinleyicinin algısını konuşmacıya kapatır. Araştırmalar bu tür durumlarda %40’a varan öğrenme kaybı yaşandığını ortaya koymuştur.

Enerji ve tutku, özgüvenden kaynaklanır. İçinizdeki sesleri ve tercihleri idare etmek için gerekli güç ve enerjiye sahip olduğunuzu kabul edin. Kendinize güvenin.

Kendinizi sınamak için yapabileceğiniz ilk şey, her zaman "yapamam" dediğiniz bir şeyi düşünmek olabilir. Yapamam dediğiniz şeyler işinizdeki bir problemle veya özel hayatınızdaki herhangi bir olayla ilgili olabilir. Yapmanın mümkün olduğunu bildiğiniz ama yapamayacak olmanızın bir nedeni bulunan bir şey üzerinde odaklanmaya çalışın ve iç sesinizin yapamazsın dediği şeylere şu soruları sorun: Niçin böyle düşünüyorsun? Sizi yapamayacağınızı düşünmeye sevk eden içinizdeki güvensizliğin nedenlerini belirleyin. Geçmişte olumsuz bir deneyiminizin olup olmadığını düşünün. Yoksa bunu yapmanın zor olduğunu başka biri mi benimsetti? Bunun bir anlamı olduğunu mu sanıyorsun? Mantıksal bir bakış açısından bu neden size engel oluşturuyor? Peki, sizce yapmak istememenizin anlamlı bir nedeni var mı?

Hep yaptığınız şeyleri yaparsanız, hep elde ettiklerinizi elde edersiniz.

Eğer kişisel liderliğinizin yeterli olduğunu ve değişmeye ihtiyacınız olmadığını düşünüyorsanız yerleşmiş fikir ve alışkanlıklarınızı değiştirmek sizin için yararlı olacaktır.

Akrostiş adı da verilen akronimlerle öğrenme, teknik öğrenmede çok yaygın olarak kullanılan ve işe de yarayan bir yoldur. Bu tekniğin temeli, akılda tutulması gereken kelimelerin baş harflerinden anlamlı bir kelime meydana getirmektir. Bu kelime bilgiyi içinde saklayan bir şifre gibidir. Eğitim alanında hem öğretmek hem de öğrenmek açısından akronim çok yararlı bir tekniktir. İş dünyasında da anlaşılması ve hatırlanması kolay olduğundan yaygın olarak kullanılır.

Ve gelelim tavsiyelerimize...

Mutlaka günlük bir gazeteyi, haber sitesini veya haber bültenlerini takip edin. Wikipedia’dan her gün okuyabildiğiniz kadar madde okuyun. Düşünce kapasitenizi arttırmak için felsefe kitapları okuyun. Sözlük okuyun. Çok okuyun. Dinleyin, okuyun ve yazılı özet çıkarın. Başkalarına anlatın. Yazılı tekrarlar yapın. Metinde önemli yerlerin altını çizin veya işaretleyin. Bu öğrendiklerinizi mutlaka LinkedIn'de, Medium hesabınızda veya oluşturacağınız bir blog sayfasında paylaşın.

Unutmayın, öğrenmek hem sizi hem de toplumu başarıyı götüren merdivenin ilk ve en önemli basamağıdır. Hayatınızın tüm seçimlerini doğru veya yanlış yapmanız, adımlarınızı atma şekliniz ve algılarınız, öğrenmeyi öğrenme biçiminizle doğru orantılıdır. Yaşamınızın anlam kazanıp kazanmaması da buna bağlıdır. Hayatı verimli yaşamakla yaşıyormuş gibi yaşamak arasındaki asıl fark budur.


Gamze C.

helping long-term English learners find their authentic voice in English | NeuroLanguage Coach®

2y

Sadece iyi bir yazı değil ayrıca cok da düzenli ve sirali bir anlatim da olmus. Tesekkurler Mehmet Selçuk Batal

Beğen
Yanıtla
Aslı Ateş

Gıda mühendisi Gıda Teknikeri Gıda Teknisyeni

2y

Merhaba, yazınızı okurken kendimi keşfettim diyebilirim. Verdiğiniz tavsiyeleri hemen uygulayacağım. Bilgi paylaştıkça, çoğaldıkça güzel teşekkür ederim.

Beğen
Yanıtla
Özgür ORAL

Senior Staff Colonel (Ret.)/HR/Logistic/Education&Training/Management&Leadership

2y

Yıl 1994... Yer Kuleli Askeri Lisesi, elimde bir ses kayıt cihazı, adı Genç Yorum olan ve biz birkaç öğrenci tarafından çıkarılan gazetemiz için o an K. K. Kur. Bşk. makamında bulunan ve daha önce de Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı yapmış Korgeneral rütbesindeki Komutanımıza heyecandan kalbim yerinden fırlamadan sormayı başarıyorum : "Öğrenmeyi nasıl öğreneceğiz?" 2022-1994 = 28 yıl olmuş. Şimdi bu çok kıymetli yazınızı okuyunca ve dahi "Öğrenmeyi Öğrenmeyi" görünce 28 yıl öncesine gittim... Hey gidi günler dedim, hüzünlendim, gururlandım, emeği geçenleri saygı ve hürmetle yad ettim. Öğrenmeyi öğrendim mi diye soracak olursanız, hala öğreniyorum diyeceğim... Saygı ve sevgilerimle... 🤜🤛

Beğen
Yanıtla
Akın Kağan Akçalı

•Founder at Zihinler FORA EdTech & Mind Mapping Association Turkey•Tony Buzan Licensed Instructor / Zihin Haritası Eğitmeni

2y

Sayın Mehmet Selçuk Batal Bey, bu güzel yazınız ve paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Bu etkin tekniğin ülkemizde yaygın şekilde kullanılması için en önemli eksiklik olan Türkçe ve uygun fiyatlı yazılım ihtiyacını FORAMIND ile karşılıyor olmaktan büyük memnuniyet duymaktayız. Bu noktada sizleri kıymetli destekleri bizler için çok önemli.

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler