“Ölümcül Kusurlarınızı” Biliyor Musunuz?

“Ölümcül Kusurlarınızı” Biliyor Musunuz?

Soru kulağa biraz garip gelebilir. Zira ölümcül kusur biraz sert bir ifade. İngilizce’de fatal flaw olarak kullanılan bu ifadeyi biraz yumuşatacak olursak “kaderinizi değiştirebilecek kusur” diyebiliriz. Yani kişinin başarısızlığa uğramasına veya bir sistemin çökmesine neden olabilecek kritik hatalar veya zayıflıklar. Hani filmlerde olur ya, bir kişi bir hata yapar ve ondan sonra hayatta hiçbir şey onun için aynı olmaz. Tam olarak öyle bir durum.

Bu kavram genellikle edebiyatta karşımıza çıkıyor. Hatta klasik tragedyaların vazgeçilmezi diyebiliriz 😊 Örneğin, Shakespeare’in Macbeth’inde karakterin “ölümcül kusuru” aşırı hırsı. Hatırlayanlar olacaktır, Macbeth’in bu hırsı, onun ahlaki değerlerini yitirmesine, suç işlemesine ve sonunda kendi çöküşüne yol açar. Bu kusur, karakterin kaderini şekillendirir.

Bir diğer örnek de Sophokles’in Ödipus Rex’i. Ödipus’un “ölümcül kusuru” da aşırı kibirli olmasıdır. Hatta bu, Hübris Sendromu olarak psikoloji literatürüne de girmiştir.

Şimdi bu kavramı edebiyattan çıkarıp günlük yaşantımıza uyarlayalım. Sonuçta hepimizin kusurları var ama ya bunlar “kaderimizi değiştirecek” hatalar yapmamıza neden olursa? İş hayatını düşünelim. Mesela Ödipus bugün kurumsal bir şirkette çalışan biri olsaydı neler yaşardı? Veya tam tersi eleştiriye kapalı olmasıyla, empati eksikliğiyle, başkalarına karşı saygısızlığıyla etrafındakilere ne yaşatırdı? Macbeth’i düşünelim bir de. Aşırı hırsı onu iş dünyasında neye sürüklerdi?

Peki aramızda 21. yüzyıl Ödipus’ları veya Macbeth’leri yok mu? Var dediğinizi duyar gibiyim 😊 Bunlar elbette uç örnekler. Ancak dürüst olmamak, değişime direnç göstermek, inatçılık ve hatta bazen mükemmeliyetçilik bir kişinin kariyerinde “kaderini değiştiren” kusurlar olabilir.

Kişinin bir özelliğinin diğer özelliklerinin önüne geçerek ona avantaj ya da dezavantaj sağlaması mümkündür. Bunlar her zaman “ölümcül kusurlar” kadar büyük bir sonuca neden olmasa da dikkat edilmesi gereken etkilerdir.

Bu genelde ilk izlenimde karşımıza çıkar. Biriyle tanıştınız diyelim ve sohbet ediyorsunuz, size Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduğunu söyledi. Bu kişiyle ilgili görüşleriniz daha diğer özelliklerini bilmeden kişinin başarılı olduğu veya bundan sonra yapacağı işlerde başarılı olacağı yönündeyse “hale etkisi” (halo effect) devrededir. Tam tersi bir şekilde, kişinin bir özelliği nedeniyle karşısındakinde ilk anda olumsuz intiba bırakması da “boynuz etkisi” (horn effect) veya ters hale etkisi olarak adlandırılır. Örneğin, okullarda kurallara daha çok karşı çıkan çocukların hiperaktivite bozukluğuyla daha çok ilişkilendirildiğini görüyoruz. Oysa belki de bu çocuklar eleştirel düşünceye daha yatkın.

Peki, acaba "ölümcül kusurlarımızı", hale ya da boynuz etkisine sebep olabilecek özelliklerimizi biliyor muyuz? Yoksa kendimizdeki bu özellikleri görmeden, belki de kaderimizi değiştirmelerine müsaade mi ediyoruz?

Soruyu sorup çözüm önerisi sunmamak olmaz. Bence kusurlarımızın ölümcül olmasını engellemek için iki tane panzehir var. İlki, farkındalık. Kendimizi tanımamız, güçlü ve zayıf yönlerimizi bilmemiz ve bunun üzerine çalışmamız bu kusurların üstesinden gelmek için olmazsa olmaz. Tabii bunun için önce kendimize karşı dürüst olmamız gerekir. İkincisi ise geri bildirim. Geri bildirim kendimizi diğer insanların gözünden görmek için bir fırsattır. Bu konuda daha önce detaylı bir yazı kaleme almıştım. Bu vesileyle tekrar paylaşmak istedim.

Geri bildirim içinde ileri besleme var ise anlamlı ve yapıcı olur. İkiside farklı içerikler ihtiva eder. Eleştiri efekti yada yönlendirici effekt gibi

Özer ŞİMDİ

Bizim Toptan Satış Mağazaları şirketinde Satış Operasyon Direktörü

1y

Kusurlarımızı fark etmek bunun için geri bildirim almak veya talep etmek hatta üzerlerinde çalışmak, sürekli bir büyüme ve başarı yolculuğu için kilit bir adımdır bencede Bahattin bey . Yazınız için elinize sağlık!

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Bahattin Aydın adlı yazarın diğer makaleleri

Diğer görüntülenenler