Başarısız Değilim. Sadece Erteliyorum...

Başarısız Değilim. Sadece Erteliyorum...

“Hadi atlasana suya. Su gerçekten harika.” sözleriyle bir anda geldim kendime. Acaba atlamalı mıyım? Yoksa daha sonra mı denesem? Kararsızlığım başarısızlık korkusu mu? Ya da ben bir tembel miyim?

Cevaplaması kolay ama şimdi kim cevaplayacak dedirten cinsten sorular… Hepsi birer ertelemeden ibaret.

Harika bir havuzda yüzmenin bedeli soğuk bir suya atlamak ve üşümek, inanılmaz bir manzarayı izlemenin bedeli ise belki de saatlerce yürümektir. Bir tarafta ödüller, bir tarafta ise ödenecek bedeller. Ne istediğini bilen insanlar için aslında pek bir sorun yok. Bu bedeli bir şekilde ödemenin de sonrasında kazandıracaklarını bilenler için tabii. 

Peki bu erteleme işi nereden geliyor?

Üzerine yazılmış birçok yazı ve makale mevcut olan bir konu. İşin hem bireysel hem de toplumsal birçok alana etkisi var. Tabi biz daha kurumsal ve iş alanındaki kısmından bahsedeceğiz bu yazıda.

Ertelemenin nereden geldiğini bulmak için belki de insanoğlunun doğuşana kadar gitmek gerekebilir. Ama nedenlerine baktığımızda bu konu da birçok yazar ve araştırmacının değindiği noktalar üzerinden hareket etmek daha doğru olur.

Mesela Albert Ellis’in Akılcı Duygusal Davranışçı Kuramı, erteleme davranışını, akla yatkın olmayan inanışların davranışa dönüştürülmesi olarak görmektedir. Yani kişinin karşılaştığı olayları ertelemesinin ana sebebi, aklına yatmaması ve inanmaması şeklinde açıklamış.

Bir diğer düşünür Bluma Zeigarnik ise kişilerin erteleme davranışlarının kişisel bir seçimleri olduğunu ve bitirilmemiş işlerin daha çok hatırlanarak ileri bir zamanda gerçekleştirilebileceğini bildirmiştir. Buna Zeigarnik Etkisi denmekte olup, bu durum, ileri bir tarihe ötelenmiş veya başlanılıp yarıda bırakılmış ya da herhangi bir nedenle kesintiye uğramış işlerin, gerçekleştirilen işlerden daha çok akılda kalması durumudur.

Erteleme davranışının diğer bir önemli nedeni ise zaman yönetiminin yapılamamasıdır. İş ve özel hayatın arasında bir denge kuramama, günlük işlerimizi ve hayatımızı planlayamama ve mevcut zamanı verimsiz kullanma gibi olumsuz durumlar, erteleme davranışını harekete geçirmekte ve hızlandırmaktadır.

Hayatın her alanında kendini yetersiz görmek, karar verme becerisinden yoksun olmak, kişisel korkular, hayata karşı tutum, heyecan hissetmemek ve sorumluluklardan kaçınmak gibi konularda yaptığımız birçok iste erteleme konusunu gündemimize getirmekte.

İş hayatında başaramayacağım düşüncesi ile işlerin ertelenmesi, başarısızlık korkusu sebebiyle işi yapmayı geciktirmekte kurumsal hayatın içerisinde en fazla karşılaşılan erteleme durumlarıdır.

Bu resim için metin sağlanmadı

Bu kadar açıklamanın konu için yeterli olduğunu düşünüyorum. Biraz ibreyi kendimize çevirelim, ne dersiniz?

Kendinize sormalısınız. Bugün sizce neleri ertelediniz? Erteleme sebepleriniz neler? Başarısız olmaktan mı korkuyorsunuz? Yoksa tembellik mi yapıyorsunuz? Yada zamanınız sınırsız mı?

Bu ve buna benzer sorular hepimizi rahatsız eder. Çünkü yapmamız gereken veya yapılması muhtemel bir işi ertelediğimizi kabul etmek, vicdanımızı asla rahatlatmayacak. Fakat her ertelemenin de bir mazereti var elimizde.

Peki siz bir tembel misiniz? Bu yüzden erteliyor olabilir misiniz?

The Handmaid's Tale'in ünlü yazarı Margaret Atwood'a göre; "Erteleme tembellikten kaynaklanmaz . İşten kaçınmak için görevleri ertelemiyoruz. Bir görevin kaygı, hayal kırıklığı, karışıklık ve sıkıntı gibi oluşturacabileceği olumsuz duygulardan kaçınmak için yapıyoruz."

İşte bu duygulara sahip olmak, motivasyonumuzu ve iş yapış şeklimizi etkilemekte ve her defasında birçok işi ertelememize neden olmakta.

Aslında bu konuda her düşünürün, bilim insanının ve yazarın buluştukları ortak nokta aynı. Yani bizi biz yapan insani düşünceler, duygular ve davranışlar. Nedenler sınırsız gibi görünse de, sonuçlar kısıtlı. Ve ortaya aslında tek bir şey çıkıyor. O da ertelemek. Ve bu durumun tek izahı, kendi hayatınızı ve zamanınızı çalmaktır.

Hasta olduğunu düşünürsün, ama yatağa düşene kadar doktora gitmeyi ertelersin.

Dişlerin çürür, ertelersin. Ta ki o gece sabaha kadar uyutmayan bir diş ağrısı sonucu kararını verir ve dişçiye gidersin.

 İş değiştirmek, sektör değiştirmek için her yıl sonu karar alırsın, ama sürekli erteler ve değiştirme cesaretini gösteremezsin. Bir gün yöneticinin artık sizinle çalışamayacağız dediği gün ise iş aramaya başlarsın.

Spora başlamak, kilo vermek ve sağlıklı yaşamak için hayatının kararını aldığını söyler, ve sözlerin uzay boşluğunda dağılırken sen sürekli ertelersin. Bir gün toplumsal olarak tepkiler almaya ve beğenilmemeye başladığın gün ise spor salonuna koşarak gidersin.

İş planını yapmayı, bu plana göre hareket etmeyi ve bu yıl herkesten daha başarılı satışlar yapmayı istersin, ama hep ertelersin. Sonra bir bakmışsın, yıllarda seni ertelemiş durmuş ve zaman geçmiş.

Daha neler, neler sayabilirim bilemiyorum. Eminim sizlerde sayısız erteleme sayabilirsiniz…

 Şimdi biraz da kendi alnımıza, yani satış sahasına ve yaşananlara bakalım.

Satış profesyonelleri dünyaya tek bir pencereden bakamazlar. Geniş bir platformda sayısız elementi kullanıp, bunları en sağlıklı şekilde bir araya getirerek ve sürekli bir değişim içerisinde hayatta kalmaya çalışırlar. Hedefler, planlar, ürünler, teknikler, teknoloji, dijital uyum ve motivasyon gibi bir çok konu, sayısız pencere ve manzaraya sahiptir.

Satış sahası dalgalı, doğası ise sert ve değişkendir. İşler her zaman istediğimiz gibi gitmeyebilir. Ve birçok satış profesyoneli iş yaşamının bir bölümünde bir takım sorun ve iş hastalıkları ile savaşır. Kronik hastalıklardan biriside her alanda olduğu üzere "Erteleme Hastalığı"dir.

Verimli bir iş ve ziyaret planı oluşturmayı, sahada yeni müşterileri bulurken mevcutları ziyaret etmeyi, kendimizi geliştirmeyi, hedeflerimizi sürekli güncel tutmayı, müşterileri zamanında aramayı, fiyatlama ve bilgilendirme konusunda e-mail göndermeyi, şirket aracımızı temizlemeyi, kendimiz, mutlu edecek küçük şeyleri, yöneticilerimizle konuşmayı, zamanı yönetebilmeyi, iş arkadaşlarımız ve satış ekibimizle bir organizasyon yapmayı ve en çok da kendimize zaman ayırmayı sürekli erteliyoruz…

Daha sayısız birçok erteleme sayılabilir. Bunlar satış sahasında sayacaklarımızın belki de %10…

Bu resim için metin sağlanmadı

Peki hayatımızı ve işlerimizi ertelememek için neler yapmalıyız?

Öncelikle hayata karşı çoğu zaman pozitif olmak ve yaptığımız işi sevmek gerekiyor. İnsan sevdiği hiçbir şeyi ertelemek istemez. “İyi ama ben işimi seviyorum, yine de ertelediğim şeyler oluyor” diyorsanız, işte o zaman iş yapış şeklinizi, tarzınızı ve amaçlarınızı yenilemelisiniz. İşin direk kendisi ile olmasa da işe bağlı değişkenlerden de bunalmış olabilirsiniz. Bunların bir analizini yapmak kurtarıcı olabilir.

Bunun dışında başaramama korkusu ve mesleki yetersizlik hissediyorsanız, iki yol var. Ya tamam ya da devam demelisiniz. Devam diyorsanız, kendinize güvenin. Bırakın insanların ne düşündüğünü ve düşüneceğini, siz ne düşüyorsunuz ona bakın. Eğer bir ip üzerinde cambazlık yapmıyorsanız, muhtemelen işiniz ile ilgili becerilerinizi geliştirmek çok uzun süremeyecektir. Kendinize inanın. Hedefler seni birileri ölçüsün diye değil, sen kendini ve başarını gör diye var. Kimin ne diyeceği üzerine bir iş yapmak, onlar ne derse ona da uymaktan çok farklı değil. Kısacası satış sahasında veya herhangi bir yerde bu korkuları aşmanın tek yolu senin kendini aşmandır. Tüm bunlar gerçekleştiğinde ortada erteleyebileceğin pek fazla şey kalmayacak.

Dijitalleşen dünyada zamanı yönetmek kadar kolay ne var. En azında akıllı telefonun, zamanlayıcın ve planlama uygulamaların var. Bundan yüzyıllar önce 10 günde gidilen yollar, iletişim kuramama, ulaşamama ve sayısız sorun varken iş yapanları bir düşün. Şimdi ise gece 03:00’te dünyanın bir ucunda ürün satın alabiliyor ve herkese, her şeye istediğim zaman ulaşabiliyorum. Yani zaman bana mahkum. İşte bu nedenle zamanını yönet ve hiçbir şeyi erteleme.

Son olarak, hayatının büyük bir bölümünü keşkelerle geçirenleri gözünüzün önüne getiriniz. İşte tüm bunlar aslında hayatlarının büyük bir bölümünü erteleyenlerdir…


“Şartlar hiçbir zaman gerektiği gibi olmaz, bütün şartlar yerine gelinceye kadar erteleyen, hiçbir iş yapamaz.”
William Feather


Bu resim için metin sağlanmadı

Serkan Acar / 11.03.2020

Serkan Acar, kurumsal şirketler için etki düzeyi yüksek eğitimler tasarlamakta ve tüm bunları yaparken hayallerini, bilgisini, sahayı ve geleceği bir arada kullanmakta.2020 Yılı için tasarlanmış yeni eğitimler ile bu ve buna benzer bir çok konuyu satış profesyonelleri ile paylaşmayı ve sahaya değer katmayı istemekte


Kaynak: Dr. Ali BALTACI/ Erteleme Davranışı Eğilimi ve Beş Faktörlü Kişilik Özellikleri Arasındaki İlişkiler: Okul Yöneticileri Üzerine Bir Araştırma 

Kaynak: Flett, G. L., Hewitt, P. L., & Martin, T. R. (1995). Dimensions of perfectionism and procrastination. 

Kaynak: Ellis, A., & Knaus, W. (1977). Overcoming procrastination. New York: Signet. 

Kaynak: Zeigarnik, B. (1938). On finished and unfinished tasks. A source book of Gestalt psychology

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Serkan Acar, MBA adlı yazarın diğer makaleleri

  • Sahalardır Bizim Pistimiz…

    Sahalardır Bizim Pistimiz…

    Bir alev topunun içerisinde, saatte ortalama 200 km hızla yol almak, her yarışta ortalama 3 kg kilo kaybı, 80.000…

    14 Yorum
  • 2021'e 1 Kala "Geleceğe Notum"...

    2021'e 1 Kala "Geleceğe Notum"...

    Son iki gün kala, her yıl yaptığımız gibi bu yılda bir şeyler yazmak istiyorum. Fakat içimde bir tereddütte yok değil.

    28 Yorum
  • Satışın Yan Etkileri...

    Satışın Yan Etkileri...

    Sağlığımızın her şeyin üzerinde olduğunu düşündüğümüz hassas bir dönemden geçiyoruz. Hayatta kalma modunu kullanarak…

  • Satış Sahasında Miyopsan, Gözlük Takmalısın...

    Satış Sahasında Miyopsan, Gözlük Takmalısın...

    Her gün fırsatlar havada uçuşurken, elini havaya değil, tam tersine yere indiren satış profesyonelleri görmek mümkün…

    13 Yorum
  • Satış Profesyonellerinin Çağı...

    Satış Profesyonellerinin Çağı...

    COVİD-19 sonrası bizi bekleyen bir dünyanın ismine, bugünlerde yeni normal demekteyiz. Kumaşın üzerindeki tüm desenler…

    11 Yorum
  • Satış Sahasında "Sosyal Kolaylaştırma"

    Satış Sahasında "Sosyal Kolaylaştırma"

    "Sosyal Kolaylaştırma", 1800'lü yılların sonunda Norman Triplett tarafından ortaya atılmış, sonraları Stanford…

  • ŞNÖRKEL'LERİNİZİ ÇIKARIN. DİBE DALIYORUZ...

    ŞNÖRKEL'LERİNİZİ ÇIKARIN. DİBE DALIYORUZ...

    Şöyle güzel bir yaz günü, durgun bir denizde yüzme fikri nedense beni benden alıyor. Yazın gelmesini beklediğimiz şu…

  • Tatlının Tadı Değişti...

    Tatlının Tadı Değişti...

    "Hayatı bu kadar tatlı yapan, bir daha gelmeyecek olmasıdır." der Emily Dickinson.

    2 Yorum
  • Pandemi'de Şirketler Açısından 6 Önemli Değer...

    Pandemi'de Şirketler Açısından 6 Önemli Değer...

    Bain&Company tarafından hazırlanmış olan "B2B satış alanında çalışan şirketlerinin Altı Değer Unsuruna Odaklanma…

    3 Yorum
  • Bu Zamanda Evden Çalışmak Mı?

    Bu Zamanda Evden Çalışmak Mı?

    Bugünler her birimiz evlerimizi ofis yapmanın farklılığı ile çalışıyor veya çalışıyor gibi davranıyoruz. Bir kısmımız…

Diğer görüntülenenler