BM Genel Kurulu Uluslararası Adalet Divanından Görüş İstedi

2009 yılında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, insan hakları ve iklim değişikliği ile ilgili ilk raporunu yayınladı. Raporda, iklim değişikliğinin insan hakları üzerinde olumsuz etkileri olduğu konusunda bir uzlaşma olduğu kabul edildi. Bununla beraber, iklim değişikliğinin etkilerinin hukuksal olarak insan hakları ihlali şeklinde nitelendirilmesine ise şüpheyle yaklaşıldı. Devletlerin iklim değişikliğine neden olma konusundaki sorumlulukları göz önüne alındığında bunun “şüpheli” olduğu değerlendirildi. Rapora göre bireyler, iklim değişikliğinin neden olduğu zararlardan belirli bir Devleti sorumlu tutabilecekti.


İnsan hakları hukuku doğrudan bireylerin sağlıklarına, yaşamlarına, evlerine ve kültürlerine yönelik tehditleri önlemek için oluşturulmuş bir hukuk sistemi olduğu için İklim değişikliğinin bireyler üzerindeki etkisi de insan haklarının genel korunması çerçevesinde ele alınmıştır. Bu nedenle geçtiğimiz 14 yıl boyunca Dünya çapında iklim değişikliğine karşı mücadelede insan hakları hukuku çerçevesinde mahkemelerde pek çok dava açılmıştır.


Sonuç olarak iklim değişikliğinin insan hakları üzerindeki etkisinin Devletler için önemli bir endişe haline geldiği açıktır. Bu konudaki endişelerin giderilebilmesi için, iklim değişikliği ile mücadelede devletlerin sorumluluklarının ve bunların ihlalinin hukuki sonuçlarının tespit edilebilmesi, Devletlerin hak ve yükümlülüklerinin belirlenebilmesi amacıyla BM çalışmalarını artırmıştır.


Uluslararası Adalet Divanı (UAD) hem BM ana organı hem de devletler arasındaki uyuşmazlıkları çözüme kavuşturan bağımsız bir mahkemedir. Bu nedenle UAD bir yandan devletler arasında çekişmeli yargı yetkisi ile diğer yandan da BM organları ve uzmanlık kuruluşlarına rehberlik etmek amacıyla danışma görüşü verebilme yetkisine sahiptir.


Bu kapsamda BM Genel Kurulu 1 Mart 2023 tarihinde: Birleşmiş Milletler Şartı, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Paris Anlaşması, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi, gerekli özeni gösterme yükümlülüğü, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi andlaşmalara atıfta bulunarak, UAD’ndan şu soruları sorarak danışma görüşü istemiştir;


“(a) İklimin ve çevrenin diğer bölümlerinin insan kaynaklı sera gazı emisyonlarından korunmasını sağlamak üzere Devletlerin uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülükleri şimdiki ve gelecek nesiller için nelerdir?


(b) Bu yükümlülükler kapsamında, eylem ve ihmalleriyle iklime ve çevrenin diğer bölümlerine önemli ölçüde zarar verirlerse Devletler için hukuki sonuçlar neler olacaktır?”


Bu alandaki ilk danışma görüşü olacak olan ve BM Genel Kurulunda, 105 devletin desteğiyle Uluslararası Adalet Divanı’ndan talep edilen görüşün çok önemli sonuçları olacaktır.


İklim değişikliği ile mücadelede devletlerin sorumlulukları ve bunların ihlalinin hukuki sonuçları tespit edildiği taktirde bireyler devletlerden bu yükümlülüklerini insani bir hak olarak yerine getirmesini daha güçlü bir şekilde isteyebilecektir.


Divan’ın tespitleri üzerine diğer devletler ve BM organları gerekli önlemleri alabileceklerdir. Devletleri bu önlemlere uymaması durumunda uluslararası alanda sorumlu tutulabileceklerdir. Devletler için iklim değişikliği ile mücadelede sorumluluktan kaçmak daha zor hale gelecektir.


Doç.Dr. Hakan Arıdemir

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Diğer görüntülenenler