Sayı #7: SEO'yu UX ile Birleştirmek: SXO ve AI Odağında İleri Okuma Notları
Gelişen yapay zeka teknolojileri ve sektör devlerinin hamleleri karşısında doğru tutum ne olmalı? Markaların kullanıcılar ile organik ve daha samimi bağ kurmasının önündeki engeller nelerdir? Bu bültenimizde, ekibimiz ve dijital dünyanın öncü isimlerinden harmanladığımız görüşler eşliğinde dijital ekosistemin yeni dilini konuşmanın püf noktalarını sizlerle paylaşıyoruz.
Bu yazı boyunca:
Hakkında konuşup sosyal medyanın seyrine kısaca göz atacağız.
Dijital ekosistemin değişen atmosferine ayak uydurmaya hazırlanın. Bilinen stratejilerin evrimi, doğru adaptasyonu sağlarsanız marka farkındalığınız ve güvenilirliğiniz adına yepyeni bir dünyanın kapılarını açabilir.
Ekibimiz, bu bültende yapay zekanın dilini konuşmaya devam edeceğimiz 2024’e dair ilk izlenimlerini aktarıyor.
Beklenen ani ve köklü bir değişim değil. Fakat yapay zekadan tutun uzay ve sağlık gibi farklı sektörlerin son yıllarda bir ivme kazandığı, yeni teknolojiler ile kendini geliştirdiği yadsınamaz bir gerçek. Bu değişim, adaptasyonu beraberinde getirirken bir anda kendimizi yapay zekadan değil, yapay zekaya nasıl ayak uyduracağımızı konuşurken buluyoruz. Birkaç sene önce hayatımıza giren teknoloji ve platformlar gündemi belirliyor, teknolojiyi değil teknolojileri kendi sistemlerine uyarlayan mecraların diliyle konuşmaya çalışıyoruz.
Bu rehberi hazırlarken önde gelen metin yazarları, SEO uzmanları ve dijital pazarlamada tecrübeli isimlerden ilham aldık. Bülten boyunca ileri okuma linklerini sizlerle paylaşacağız.
Markanızın dış dünyaya açılan kapısı web sitenizken, şimdi web sitenizi dış dünyaya tanıtacak platformlara odaklanmak gerekiyor. Bunların başında ise Google geliyor. Marka görünürlüğünüz ve SEO stratejilerinize hizmet eden yaklaşımlar ne derecede güncelliğini koruyor, sorgulamanın sırası.
Eski Moda Yaklaşımlara Elveda
Aynısı arkadaşınızın kuzeninin başına geldiyse, kaybettiniz.
Çevrimiçi varlığınızı ikincil kaynaklardan beslemek yerine direkt ve doğru bilgi kaynağı olmalısınız. Makale, blog yazısı, web site içeriği, hatta sattığınız bir ürünün açıklaması, sizin tarafınızdan yazılmalı. Dış kaynaklara referans vermek otorite kurmanıza yardımcı olsa bile içerik tamamen insan elinden çıkmalı ve birinci kişi tarafından kitlelere aktarılmalı.
Bu noktada markanızın dijital kimliğini yansıtan bir ton belirlemek, hatta kitlelerle etkileşime geçecek yeni bir kimlik yaratmanın önemi artacak.
Sırada anahtar kelime seçimleri yer almakta. Bir “kimlik” yaratmanın öneminden bahsediyorsak, kitleler ile tek tük anahtar kelimelerle iletişim kurmak yeterli olmayacaktır.
SEO’nun temel yapıtaşı olan anahtar kelime optimizasyonunu yeni bir bakış ile ele almamız gerekiyor. Teknik SEO güncelliğini korusa da web sitenizin verilerini yapılandırırken daha “insan” temelli düşünmelisiniz. Geniş eşleşme anahtar kelimeler yerine sıralı anahtar kelimelere yönelmek, hatta sitenizi eskisine kıyasla daha sık güncellemek SERP sıralamalarında yerinizi korumanızı sağlar.
Backlink’ler ile güvenilir sitelerin referansını almak hala oldukça faydalı. Temiz kodlar ve anlaşılır şemalar da yakın dostlarımız olmaya devam edecek. Fakat ziyaretçilerinizi kalıcı müşterileriniz haline getirmenin yolu kullanıcı deneyimine göstereceğiniz özenden geçiyor.
Hatırlatmamız gerek; dijital dünyayı E-E-A-T’in yeni üyesi Experience (Deneyim) şekillendiriyor. Yavaş ve gezinmesi zor web siteler tarih olacak. Tekrar eden, uzun ve okuması zor metinlere de veda ediyoruz.
Ne var ki güncelliğini yitiren yaklaşımlar modası geçen ürünler gibi raflardan kaldırılmaz. Geliştirilerek çağdaş teknolojiler ile harmanlanan stratejiler evrim geçirerek hayatlarımızın bir parçası olmaya devam eder.
Değişim Rüzgarları Esiyor
Yapay Zekanın “Yardımını” Almak
Yapay zeka ile bilgiye ulaşmak, metin ve görsel üretmek ne kadar da kolaylaştı derken halının altımızdan çekildiğini hissediyoruz. Doğru, AI revaçta ve “ben buradayım” demeye de devam edecek fakat dikkatli olmalıyız.
Google “yapay zeka üretimi” içeriği fark etmekle kalmıyor, sıralamalarda yer vermiyor.
Günümüzde internetin geniş ağı sayısız içeriğe farklı platformlarda ev sahipliği yapmakta. Öte yandan iş “kaliteli” içerik üretmeye gelince Google sadece orijinal içeriği gözetiyor. İçeriğin bir insan tarafından mı yoksa büyük dil modelleri (LLM) tarafından mı yazıldığını tespit eden Google, birinci ağızdan ve konunun uzmanları tarafından yazılan deneyime dayalı içerik üreten markaları öne çıkarıyor.
Bir X kullanıcısının yorumuna verdiği cevapta Google SearchLiason bir web sitenin SERP sıralamalarına girememe sebebinin özellikle de orijinal içerik yoksunluğundan kaynaklandığını belirtti. (Tabii buna tekrar eden içerik ve sık değinilen konular da dahil.)
Yapay zeka programlarının “öğrenilmiş” ve “harmanlanmış” içerik ürettiği düşünülürse, insan dokunuşu kaçınılmaz bir adım olmalı.
Problemlerden bir diğeri ise bu modellerin her zaman doğru bilgi kaynağı olmayışı. Bu durum hiçbir referans kullanmadan yapay zeka yardımı alarak insan eliyle hazırlanan içeriklerin güvenirliğini de sorgulamamıza sebep oluyor. Her ne kadar gün geçtikçe yapay zeka modellerinin hata payı azalsa da isim, tarih, veya çeviride yapılan hatalar Google’ın tercihi değil.
Hazır Google demişken, sıfır tıklama ile sonuçlanacak aramalara hazır olun. Evet, yapay zeka ile yakından ilgili.
Üretken Arama Deneyimi (SGE)
Google’ın Üretken Yapay Zeka (Generative AI) modeline aşinasınızdır. Gemini ve Bard gibi gelişmekte olan yapay zeka uygulamaları da Generative AI araçları olarak karşımıza çıktı.
Şimdi ise Google deyince ilk aklımıza gelen arama özelliği yeniden tanımlanıyor. Üretken Arama Deneyimi (SGE-Search Generative Experience) ile devrim yaratmaya hazırlanan Google, sıfır-tıklanma aramalarına kapı açacak.
Özetle, bir yapay zeka modeliyle konuşuyormuşsunuz gibi size cevap vermeyi amaçlayan SGE ile herhangi bir arama sonucuna tıklama ihtiyacı hissetmeyeceksiniz.
LinkedIn tarafından öneriliyor
Bu bizim için ne ifade ediyor?
Umutsuzluğa kapılmaya gerek yok. Google SGE arama sayfalarından sitenize ziyaretçi akışının sonlandığı anlamına gelmiyor. Fakat sıralama ve tıklanma hedeflerinizin yerini dönüş oranları almalı. SERP görünürlüğüne dair kaygılarınızın yerini ise yeni SEO stratejileri.
SEO Değişti ve Gelişti: Karşınızda SXO
Kullanıcılar sunduğunuz servislere arama motorları üzerinden ulaşırken belli başlı anahtar kelimeler seçer. Arama Motoru Optimizasyonu diye adlandırdığımız bu yaklaşım web sitenizde arzu edilen trafiğe ve etkileşim oranına ulaşmanız adına içeriğinizi olası hedef kitlesi ile buluşturur.
Fakat yeni dönemde anahtar kelimelerin ötesine geçmeliyiz.
Yapay zekanın anlamlandırma, mantık kurma ve akıl yürütme becerileri geliştikçe dijital dünyada insan dokunuşuna olan ihtiyaç artmakla kalmıyor, ayırt edici bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.
Bir bakıma Google sayfanızın neden görünür olması gerektiğine dair bir sebep sunmanızı bekliyor.
Bu da kullanıcı odaklı yaklaşımların önemini vurguluyor.
Arama Deneyimi Optimizasyonunun (SXO) odağına aldığı “kullanıcı,” bir müşteri ya da hedef kitlesinden ziyade, “insan” önceliğini ifade eder.
Dijital ekosistemi Kullanıcı Deneyimi (UX) olmadan düşünmek artık imkansız.
Anahtar kelimeler yerine anlam ve bağlam odaklı stratejiler belirlemek, bir soruna çözüm bulurken olası sorun ve çözümleri de irdelemek yeni hedefiniz olmalı.
Örneğin sağlıklı yemek tariflerini arayan bir kullanıcı bu kelimeleri harfi harfine arama motoruna girse de bunun arkasında bu seçeneğin daha hesaplı, güvenilir veya eğlenceli bir aktivite olması yatıyor olabilir. Dikkat; burada sizden kullanıcıların motivasyonlarını keşfetmenizi beklenmiyor.
Çok yönlü düşünebilmek, aynı sorular ve sorunları paylaşan farklı kitlelere hitap edebilmek SXO yaklaşımlarının temelidir.
Sözcüksel (lexical) optimizasyonun anlamsal bağlamlara (semantic) uzanması şema işaretlemelerinin de önemini arttıracak. Bu sayede Google’a bir yol haritası sunarak web sitenizdeki ögelerin birbiri ile etkileşimini açıklayan bir kılavuz hazırlamış olursunuz.
SEOntoloji
Şema işaretlemeleri bir kavram haritası olmanın ötesinde SEO-odaklı ontolojiler oluşturmanın kritik bir adımıdır. Ontoloji, burada kullandığımız tanımıyla, dijital dünyadaki varoluşunuzdur.
Dijital varlığınızı “neden” ve “nasıl” gibi bağlamlarla ilişkilendirmek, kim olduğunuzu, neyi ne amaçla yaptığınızı arama motorlarında görünür kılar. Andre Volphini gibi SEO uzmanları tarafından SEOntoloji olarak adlandırılan bu tanım dijital kimliğinizi oluştururken insan varlığını gözettiğinizin ayırt edici bir göstergesidir.
Andrea Volphini- SEOntology > Transforming Unstructured Text into RDF Triples with AI.
Seçtiğiniz anahtar kelimelerin birbiri ile ilişkisini anlamlandıran detaylı bir şema arama motorları tarafından kullanıcı ihtiyaçlarına çözüm olarak öne çıkmanızı kolaylaştırır.
Ne Google, ne de başka bir arama motoru veya platform oyunu eski kurallarına göre oynamıyor.
İşin teknik boyutu bir kenara, Google kullanıcılara sıcak servis edilen görsel ve video içeriği de kıymetli buluyor. Yaratıcı ve orijinal resim-video kullanımı SXO anlayışını beslerken dijital varlığınızı sağlamlaştırmanın yollarından biri.
Trendler Sosyal Medya Tekelinde
Yeni dönemde sosyal medyanın rolüne değinmemek olmaz. Farkında olmadan saatler geçirdiğimiz bu platformların etkisi birçok sektörde kendini göstermeye ve hedeflenen kitleye nokta atışı yapmaya devam ediyor.
Kimi zaman Instagram, TikTok gibi platformlarda karşınıza çıkan içeriğin günlük konuşmalarınız, mesajlaşmalarınız, kısacası hayatınızla ne kadar örtüştüğünü bir düşünün. Yapay zekanın hedef kitle segmentasyon yeteneği geliştikçe bizi ne derecede tanıyacağını da tahmin edebilirsiniz.
Sosyal medyada öne çıkma stratejileri de kullanıcı deneyimi ilkelerinden yararlanıyor. Orijinal ve birinci el içerik bu kadar önem kazanmışken “influencer marketing” de yükselişe geçecek gibi görünüyor. Kullanıcılarla etkileşime geçebilen ve sağlam iletişim temelleri atan markalar sadece sosyal medya platformlarında değil dijital ekosistemde de otorite kuracak.
Kısacası,
Deneyim odaklı, kolay erişim hassasiyeti ile yaklaşımlarını şekillendiren markaların parlayacağı bir dönem bizi bekliyor.
Bir zamanlar bilgi kaynağı olarak gördüğümüz internetin şimdilerde doğru bilgi sunma konusunda bizi hayal kırıklığına uğrattığı oluyor. Bayram tatilinin hangi güne denk geldiğini bulmak için bile bir sayfayı paragraflarca taramıyor muyuz?
Dijital ekosistem daha rafine, yaratıcı ve orijinal içerik peşinde. Eski içerik prensipleriyle yollarımızı ayırırken uzaklardan silüetini izlediğimiz yapay zekaya kavuştuk. Peki yapay zeka ona dair endişelerimizi dindirecek kadar başarılı sonuçlar doğurmaya devam edecek mi, birlikte göreceğiz. Google'ın hamleleri, yapay zeka teknolojileri ve dijital dünyadan haberdar olmak için bizi takip etmeye devam edin. Bir sonraki bültende görüşmek üzere 👋
Sektörde tanınmış uzman yorumları için ileri okuma linki: