Dönüşüm Planlanabilir mi?
Dönüşüm Planlanabilir mi?
Bu sorunun cevabına geçmeden önce biraz etimolojiden faydalanalım. Plan kelimesinin kökenine hep birlikte bakalım.
“Plan" Latince kökenli. Bu kelimenin "planus" adlı Latince kelimeden türediği ve "düz" veya "yüzey" anlamına geldiği söyleniyor.Günümüzden plan hedefe sistematik gidiş adımlarının tümünü ifade etmek üzere kullanılan bir kelime.
Sorunun cevabına geçecek olursak, plandan beklentimizin ne olduğundan emin olmak gerekir. Eğer plandan beklediğimiz plan kelimesinin kökenindeki düzlük ise, dönüşüme hükmetmekse bu mümkün değil. Dönüşüm yolculuklarının bir kısmında kontrol altına alma iştahı olabiliyor. Dönüşümler için mahşerin üç atlısı bana göre zamana, tepkilere ve sonuca hükmetmeye çalışmak. Plandan kasıt bu üç boyuta hükmetmekse cevabım kesinlikle hayır. Dönüşümler bu şekilde planlanamaz. Dönüşümler için mahşerin bu üç atlısından neden kaçınmalı ve ne yapmalı?
1)Zamana hükmetmekten vazgeçip gelecek hayalini netleştirmeye bakın: Zamana hükmetmek isteyen dönüşümlerde, dönüşümün başında gelen soru şu oluyor: Ne zaman biter? Uçak bile rötar yapıyor, kuleden izin alamıyor ve zamanında iniş yapamıyor. Dönüşüm gibi kompleks bir konuda zamanlamayı hedef almak mümkün olmamasının dışında dönüşümü daha da zora sokuyor inancındayım. Sürekli saate bakarak ana odaklanabilir misiniz? Dönüşümde zamana takılı kalmak, anda kalmanın, ihtiyaçları anlamanın önünde bir engel. Peki zaman yerine neye odaklanmalıyız? Zaman yerine dönüşümün nedenine ve dönüşüm hayaline odaklanmak tahmin ettiğinizden daha fazla hız katacaktır. Dönüşümde atılan adımlarda takılmaların pek çoğu gelecekte gerçekleşmesini hayal ettiğimiz durumun farklı olmasından kaynaklanıyor. Adım için pazarlık yapmaktansa gidilecek nokta konusunda hem fikir hale gelmek adımları hızlandırıp dönüşüme verilen destek ve kararlılığı artıracaktır.
LinkedIn tarafından öneriliyor
2)Tepkilere hükmetmekten vazgeçip anlamaya, paylaşmaya odaklanın: Dönüşüm yolculuklarında etkilenen gruplara odaklı iletişim çalışmaları planlanır. Bu iletişim çalışmalarında amaç ikna olmamalı. İknaya odaklanmak gelen tepkiyi bir anlamda geri bastırmaya çalışmak oluyor. Tepkinin kaynağını anlayıp çeşitli prensipler dahilinde birlikte çözüm bulmak, dahil eder noktada olmak çok daha faydalı olur. Focus gruplar, 1-1 ler anlamak için en faydalı aksiyonlar. Şunu da unutmayalım bazı tepkilerin kaynağı dönüşüm olmayabiliyor. Dönüşümlerde herkesi memnun etmek mümkün değil. Şeffaflıkla süreci, karar gerekçelerini paylaşmanın yarattığı netlik sürece güven verir.
3)Sonuca hükmetmeyi bırakıp, değişimin içselleştirilmesine odaklanın: Dönüşümlerde ilham olan organizasyonların elde ettiği sonuçlar hayalleri süsler. Çalışan bağlılığı şu kadar artmış, şöyle büyümüş, böyle verimlilik artışı olmuş....Hayalleri süslemesi güzel ancak her organizasyon kendi hikayesini yazdığını unutmayalım. Tamamen metrik iyileştirmeye odaklı olan dönüşümlerde dönüşümün içselleştirilmesini bırakın metrik yanıltmalarına gidilebilir. Psikolojik güven iklimin olmadığı organizasyonlarda böylesi yaklaşıların sonucu daha da ağır olabiliyor. Volkwagen in emisyon skandalının arka planı tamamen bir dönüşümün diğer boyutları hiçe sayılarak metrik baskısıyla ele alınmasından kaynaklanıyor.
Bülteni bir metaforla bitirmek istiyorum. Dönüşüm yolculuklarını navigasyonla seyahate benzetebilirsiniz. Gidilecek koordinatları ne kadar ince ayrıntısına kadar tarif ederseniz oraya gitme olasılığınız artar. Hedefe giderken koşullara göre rota yeniden oluşturulabilir, yolcuların bazıları mola isteyebilir. Gitmek isteğiniz yere varmak isteyen yolculularla birlikte olduğunuzdan emin olun gidilecek yeri ve orada yolcuları neyin beklediğini olabildiğince fazla paylaşın. Kullandığınız araçtan, altyapıdan emin olun. Hedefe inanın yolculuğun her anının keyfine bakın.
Sevgiler
Gökçe