Değişim
Bazen yeni kültüre ayak uydurma isteği, bazen ticari başarılar için hedefler, bazen antropoz. Belki de hayatı yakalama arzusu içinde değişimi istiyoruz. Bireysel olarak her hafta diyete başlamak ya da her yaz başı bisiklet alma isteği değişim arzusunun insanın ruh halinde yarattıkları diyebiliriz. Kurumları ise kişilerden ne kadar ayırabiliriz bilmiyorum. Zira kurumları yönetenlerde kişiler olduğu için bazen değişim bir arzu olmaktan öteye gidemiyor. Her hafta diyete başlar gibi kurumu değiştirmek istemek, değişim için yeni insan kaynağına yönelmek ama işin sonunda değişime izin vermemek pazartesi başladığın diyete salı günü bir buçuk iskender ile ara vermeye benziyor. Kurumda değişimi, kişilerden bağımsız kültürün farklılaşması ama en önemlisi liderlerin değişimi gerçekten istemesi ve buna göre adım atması sağlar. Yani iskenderi sipariş ederken irade koyup yememek ve sonuçlarını takip etmek değişimi sürekli kılar yani kilo verirsin.
Zaman ilerledikçe iletişim farklılaşıyor. Kuşakların beklentileri ve iletişim tarzları değişiyor. Kurumların ise sanırım değişime iki taraftan bakması gerekiyor.
1- İnsan kaynağı yönetimi
2. Süreç yönetimi
Yani dijitalleşen dünyaya ayak uydurarak iş süreçlerimizi ve faaliyet alanlarımızı dijitalleştirmeliyiz ve bununla beraber yeni nesil çalışanlar ile konuşabilmenin bir yolunu bulmalıyız.
Peki sonuç ne olmalı ?
Aslında herhangi bir sonuç beklememeliyiz. Sonuç aslında sürecin tam olarak kendisidir. Bu başarıya giden yoldur. Ama önce değişimi istemek ve buna izin vermek gerekir.
Yani;
O iskender yenmeyecek, o bisiklet alınacak.
.Automotive and retail executive. Partner & board member at Keiretsu Forum
4ySevgili Egemen `olcek ekonomisi` ikisi de birlikte yapilabilir..yeterki `degisim` tum paydaslara ne getirecek ortak anlayis ve odaklanma olsun..