Describe Your Personality Kisvesi Altında Birkaç Şey

Geçenlerde internette “30 günlük yazma mücadelesi” başlıklı bir liste karşıma çıktı. İlk günün konusu şuydu: “Describe your personality”

İlk etapta kendi karakterimizi anlatan bir yazı yazmanın kolay olduğunu düşündüm ama yazmaya başlayınca ne kadar zor olduğunu hemen anladım. O kadar harika yönlerim vardı ki hepsini yazmak alt alta biraz vakit alacaktı. :P

O yüzden çok da şeetmeden serseri serbest stil başladım aklımdakileri yazmaya….

Son zamanlarda hepimize bir haller oldu. Bunun baş sebebi tabi ki sosyal medya. Olmadığımız biri gibi görünüp yapmadığımız şeyleri yapar gibi görünmeye çalışmaktan ve en çok like alacak etkileşimin formülünü bulmaktan özgün benliğimizin üzerinde tepinir olduk. Mesela ben kimim? Üzerine düşünülüp çalışılması gereken bu kadar önemli bir konu hakkında en son ne zaman kafa yordum hatırlamıyorum. Pek çoğumuzun da bu şekilde olduğundan eminim. Örneğin günlerdir, belki aylardır yani bir süredir aklımda hep yazmak fikri dönüp duruyor ama bilgisayarı önüme alıp düşüncelerimi toparlayıp başlayamıyorum. Çünkü mükemmel yazıyı yazma peşindeyim. Mükemmel fayansı ve parkeyi bulma, en iyi hisse senedini yakalama, iyi bir vücuda sahip olma en iyi en iyi en iyi…

Sonra kendime daha ılımlı bir noktadan yaklaşıp; tarih boyunca bütün gelişimleri sağlayan da tam olarak bu değil mi diyorum. İnsanın en başta kendiyle ilgili kafası karışması lazım. En korktuğum şeylerden biri “emin olmak”tır. Ben emin olmak istemem, değişime ve değişimin gücüne ve herkesin her zaman değişeceğine inanmak isterim. Yoksa hayat çok daha fazla sıkıcı olmaz mıydı?  Mentör önemli , kendi kendine kafanda döndürdüklerini hasbihal edebilecek filtresiz ama kafası basan akıllı pratik zekalı ve vizyonlu biri herkesin çevresinde olmalı. Yeni yıl için hedeflerimden biri bu, mentörüm olmak isteyenler bana ulaşabilir mi? :)  Çemberimi, networkümü genişletmek, yeni insan gruplarına, farklı hayat şekillerine doğru yol alabilmek bir diğeri. Bir odadaki en zeki veya en zengin kişi sizseniz o odayı hemen terk etmenizi öneririm. En akıllı ve en zengin olma fikri teoride hoşuma gitse de sahip olduğum her şeyden memnun olurum, elimden gelen az veya çok, her şey önemlidir çünkü yoğun emek içerir.

Heyecanlı, tez canlı ve gündelik konularda kafası karışık biri sayılırım. Bu nedenle kendimde değiştirmek istediğim bir diğer şey sakinleşmek. Bunun için geçenlerde “yalın düşünme” diye bir şey okudum, hoşuma gitti. Yalınlaşmaya çalışıyorum. Düşüncelerimde, eylemlerimde ve hislerimde. Hayat aslında o kadar karışık olmamalı. Öncelik sırasına göre kalk ve yap. Onu mu yapsam bunu mu, ay o maile mi cevap versem şu telefonu mu yanıtlasam, ay aynı anda hadi şuna da bakayım… Bu böyle uzayıp gidiyor. Kafamın içinde aynı anda seksen sekme yan yana açık olunca bir noktada kontrol kayboluyor ve yapacağım varsa da kendi kendimi sıkıp hiçbirini yapmadan, yapacağımı da bırakıyorum.

Bu vesile ile kendime yeni yıl manipülasyonum: Sakin ol, cool ol. Olacak olan olacak.

-Kendinize biraz torpil geçme müsaadesiyle beraber- bu Pazar sakin bir köşeye çekilip siz de kendi üzerinize düşünmek ister misiniz?