Fikir Birliği Yerine İş Birliği
Selamlar,
Size bu yazımda çevik takımlarda farkında olmadan yapılan ve takımın ayağına dolanan bir yanlıştan bahsetmek istiyorum. En azından ben liderlik görevini üstlendiğim ilk takımımda bu hataya çok düştüm. Farkına o zamanlarda varamadım. Bu durum benim ve takım üyelerinin öğretici ama acı tecrübeler yaşamasına sebep oldu. Sonrasında takım dağıtıldı, bazı kişiler işten çıkarıldı, geri kalanlarsa başka takımlara dahil edildiler. Tabii ki bunların olmasına sebep olan nedenler sadece size birazdan anlatacağım konu değildi. Fakat önemli nedenlerden bir tanesiydi. Üstünden epeyce bir zaman geçmiş olmasına rağmen kendimi hala sorumlu tuttuğum bir tecrübedir. Bu nedenle bir daha yaşanmasına engel olmaya özellikle dikkat ediyorum.
Fikir Birliği mi İş Birliği mi?
Bu soruyu cevaplamadan önce bu iki kavramın açıklamalarını yapmak isterim.
Takımlarda fikir birliği (consensus) nedir, iş birliği (alignment) nedir?
Fikir birliği:
Fikir birliği (consensus) kavramı birçok yerde “mutabakat” olarak ifade edilir ve “mutabakat” kelimesi de herhangi bir konuda anlaşma sağlamak olarak ele alınır. Semantik olarak bu yaklaşım doğru olsa bile, aynı hedefe koşması gereken üyelerden oluşan çevik takımlarda bu consensus kavramı oldukça tehlikeli hale gelebilir. Çevik bir takım olsanız bile çapraz fonksiyonlu bir takımda herkesin aynı fikirde olmasını beklemek oldukça romantik bir yaklaşımdır. Bunun yanında herkes aynı fikre gelene kadar konuşmak ve uzlaşmaya çalışmaksa iş yapılması gereken bir ortamda oldukça zaman kaybettirici bir hal alabilir.
Tabii ki, zaman zaman takım üyelerinin aynı fikirde olduğu durumlar oluşacaktır, ve bu kötü bir şey değildir, ama olmadığında bu hedeflenmemelidir. Herkesin her zaman aynı fikirde olmasını beklememelisiniz. Aslında takımı ileriye götürecek fikirler ve çözümler hep fikir ayrılıklarından ortaya çıkmaktadır.
İş birliği:
Bir takımdaki iş birliği (alignment) tam olarak şu anlama gelmektedir; farklı fikirlere sahip insanların -kararlar hoşlarına gitmese bile- alınan kararlarla ilgili beraber çalışma konusunda anlaşmış olmalarıdır. Bu farklı fikirler duyulmasın ya da dikkate alınmasın demek değil, yanlış anlaşılmasın. İş birliği içerisindeki takımlarda sanıldığının aksine aslında demokrasi ve sağlıklı tartışmalar daha kolay sağlanır ve yapılır. İnsanlar diğer takım üyelerini kendi fikirlerine ikna etme zorunluluğundan kurtuldukları için tartışmalar daha çok çözüm / karar ve riskler etrafında döner. Egosal çatışmaları, baskın karakterlerin öne çıkmasını daha az gözlemleriz. Sağlıklı tartışmalar belirlenen sürede yapıldıktan sonra herkes aynı fikirde olmayabilir ama takım olarak bir karar alınması gerektiğinde herkesin yaşayabileceği ve üstünde çalışabileceği çözümler bulunabilir.
Fikir Birliği mi İş Birliği mi?
Benim burada oyum fikir birliğinden yana açıkçası. Çünkü eğer insanlar aynı fikirde olmak istemiyorlarsa, olmayacaklar. Ama beraber çalışmaları gerekiyorsa birbirlerinin fikirlerini ezmeden ortak bir çözüm bularak ilerleyebileceklerdir.
Ben bu tür durumlarda artık şu soruyu sormayı tercih ediyorum:
“Herkes bu çözümle / kararla yaşayabiliyor mu?”
Bu sorunun cevabı her zaman “Evet” olmuyor. O zaman aşağıdaki soruları sorarak ilerliyorum:
- Bizim göremediğimiz bir nokta / risk mı var?
- Bununla ilgili senin önerin / çözümün nedir?
Takım olarak bu sorulara cevap alamadığımızda hata yapma riskini göze alarak aldığımız karar üstünde çalışmayı seçiyoruz. Çünkü en nihayetinde yanlış bir karar hiç karar alamamaktan daha iyidir.
Eğer gerçekten atladığımız bir nokta varsa, bunu da karar mekanizmamıza dahil ederek yine herkesin üstünde çalışabileceği çözümler bulmaya devam ediyoruz.
Bu tür soruları sormak aslında karşıt fikirleri olan insanları dışarıda bırakan değil, tam aksine onların da kendilerini geliştirmelerini sağlayan sorulardır. Eğer bir fikre karşıysanız bunun nedenini takıma açıklamak ve sonrasında bahsettiğiniz risk / sorunla ilgili bir çözüm önermek zorundasınız. Öyle bol keseden “ben bu fikre karşıyım.” demek yok. Bu ne takıma ne de kişiye katkı sağlar. Eğer bu tür davranışları takımınızdaki üyelerde görüyorsanız, onlara aslında bu yaklaşımın takıma zarar verdiği ve ileriye götürmediği konusunda geri bildirim verebilirsiniz. Evet bu konuşmalar yapılması oldukça zor ve can sıkıcı olan konuşmalar maalesef. Ama siz yapmazsanız kimse yapmayacak ve belki de karşınızdaki kişi / kişiler bu davranış biçiminden haberdar bile olmayacaklar. O yüzden “be a leader.” ❤
Kapanışı yaparken bu yazıdan almanızı istediğim ana fikir sadece şu:
Takımdaki herkesin kendine ait farklı bir fikri, bakış açısı ve tecrübesi var ve bunların hepsi aslında çok kıymetli. Tüm bu farklılıklar bir araya geldiğinde başarılı işler, başarılı takımlar ortaya çıkarmak mümkün oluyor. Kimseyi aynı fikirde olmaya zorlamayın ya da bunu hedeflemeyin. Herkesin katkısı ile ortaya çıkan kararlar için herkesin üstüne düşeni yapmaya hazır olmasını hedefleyin. Bu konuda iş birliği (alignment) içinde olun.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Saygı&Sevgi&Agile
Ilke Atasel