Haftanın Yenileri, Yenilikleri, Yenilenmeleri...
Bu haftanın Yeniler, Yenilikler, Yenilenmeler... bültenine hoş geldiniz. AI'da üretilen sonsuz içerikler yüzünden içeriklerin neye dönüşeceği, her markanın birer etkinlik takvimi olması gerektiği ve son olarak ilişkileri bir yaşantı olarak kabul etmekle yeni fikirler bu hafta bültenimizde. Haftanın yeniler bülteninin size yenilikler konusunda vesile olmasını dilerim. Yorumlarınızı, aksiyonlarınızı paylaşırsanız çok sevinirim. Sevgilerimle, Özgür Alaz
Yeni Fikir: Surreal Pazarlama
Geçtiğimiz hafta Hayat Kimya Global Pazarlama Ekibine, Yeni Pazarlama Prensipleri üzerine bir sunum yapma şansım oldu. Sunumda paylaştığım fikirlerden birisi "Surreal Pazarlama" fikriydi.
AI deyince, bir pazarlamacı olarak aklınıza ne geliyor? Herkesin, bir komutla, sınırsız şekilde, sınırsız içerik ürettiği bir dünyaya uyanacağız. Araştırmalar, birkaç yıl içinde internetteki içeriğin %90'ının AI tarafından üretileceğini söylüyor. Markamızla ve ürünlerimizle ilgili kolayca ve sınırsız şekilde içerik üretme fikrinden heyecan duyuyoruz.
Ancak, durum bir dakika.
Bu sınırsız içeriği kim tüketecek? Sonsuz sayıda içerik üretebiliriz ancak bu içerikler görülmeyecekse, bu içerikler etki yaratmayacaksa sonsuz sayıda içerik üretmenin anlamı var mıdır? İçerik sayısı ve içerik hızı sonsuza doğru giderken (en azından katlanırken), bizim içerik tanımımız ve beklentimiz hala aynı mı olacak?
Gelin bu sorunun yanıtını biraz geriye doğru giderek bulalım. En azından bir yaklaşımımız olsun.
Fotoğraf makinesi icat olmadan önce, resim sanatının amacı, doğayı, insanları, şehirleri veya dünyayı olabildiğince gerçekçi şekilde resmetmekti. Sonra, dünyamıza fotoğraf makinesi gelince, dünyayı olabildiğince gerçekçi şekilde resmetme ihtiyacı ortadan kalktı (önemsizleşti). Dünyayı olabildiğince gerçekçi şekilde resmeden bir cihaz varken, resim sanatı ayakta kalabilir miydi? Kalmadı da, resim sanatı kendisine farklı ifade biçimleri yarattı. Resim sanatı daha çok soyutlaştı, resim kendisine pek çok sanat akımıyla farklı farklı rotalar geliştirdi.
Benzer durumu günümüz dünyasındaki içeriklerimiz (reklamlarımız, görsellerimiz) ve AI'ın kabiliyetleri arasındaki ilişkiye benzetiyorum. Nasıl ki, resim sanatı, fotoğraf makinesi sonrası kendisinin özü değişti ve daha fazla soyutlaştı, bugün de olay, yapay zeka ile daha çok (sonsuz) içerik üretmek değildir, bugünkü olay, resmin yaptığı gibi içeriklerimizin daha fazla soyutlaşması, hayal gücü katılması ve sürreal yeni anlatım biçimlerine kavuşmasıdır.
AI ile içerik geliştirirken heyecanlanmamız gereken esas konu, sonsuz sayıda içeriği daha kolay şekilde üretebilmemiz değil, AI ile hayal gücü katılmış, daha sürreal, absürd içerikler üretebilme ihtimalimiz olmalıdır. Popüler kültür ve sosyal medya algoritmaları da bu tarz absürd içerikleri destekleyen itici güç olmaktadır.
Özetle, hayal gücü geniş olan, çocuklar gibi hayal kuran, en çok "Olsa nasıl olurdu?" diye soran ve en çok hayal kuranın içerik oyununu kazanacağı dünya olacak. Pazarlama iletişiminizde absürtlüğe yer açın.
Yeni Fikir: Her (İyi) Marka Bir İçerik Takvimidir.
İş felsefeme göre, "Canlandıran kazanacak". Canlılığını koruyan, insanları buluşturan, karşılaşmalar yaratan, duran şeyleri hareketlendiren, nefes alan işler, günümüz bağlantısal dünyasının ruhunu yakalayan işler olacak.
Gelin, İstanbul'un en havalı kitapçılarından olan Minoa'dan canlılık konusunda bir ilhamı birlikte ele alalım.
Ve markamız bir anda, bir etkinlik takvimi olmayacak. Minoa Pera'nın bu örneğinden yola çıkarak, "Markamız etkinliklere ev sahibi olsa nasıl etkinlikler olurdu?" "Markam kimlere sahne olabilir" "Markam, hangi tip etkinlikleri curate(önerebilir)?" gibi sorularla başlamak bize alan açacaktır.
LinkedIn tarafından öneriliyor
Son olarak, canlılık kavramının dünyaya nasıl şekil verdiğini bir alıntıyla sonlandırmak istiyorum. Amiral Cem Gürdeniz, çift kutuplu dünya düzenini anlattığı yazıda Sovyet Rusya'nın çöküşü ile ilgili şu alıntıyı paylaşıyor: "George Kennan, Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasındaki mücadelenin sonucunun silahlarımıza ve askerlerimize değil, hangi toplumun daha büyük ruhsal canlılığa sahip olduğuna bağlı olacağını söylemişti. ABD toplumu, Sovyetler Birliği’ninkinden çok daha dinamikti. ABD gelişti ve Sovyetler Birliği çöktü."
Yeni Fikir: Her ilişkinizin kendisi bir yaşantıdır.
Bırakın işinizi yeni iletişimciler yönetsin.
Bence bu tweetler, hem uluslararası ilişkilerin, hem kurumsal iletişimin, hem de “işler nasıl yaşar” sorusunun geleceği (gideceği yer)
Biz üç kişiyiz. Sen, ben ve ilişkimiz.
Türkiye Hollanda maçında üç taraf var. Türkiye, Hollanda ve Türkiye-Hollanda ilişkileri.
Hollanda’nın dış işleri bakanlıklarının, federasyonun ve ülke iletişiminin mesajlarını gördünüz mü? Maçın iletişimini, Hollanda’nın tek başına bir iletişimi olarak görmediler, Hollanda-Türkiye ilişkilerinin bir kutlaması olarak yansıttılar. Hollanda federasyonunun maç öncesi paylaşımında, Türkiye ve Hollanda bayrakları yan yana ve maç, ilişkilerin bir kutlaması olarak paylaşıldı.
Burada iletişim için bir dönüşümün bir ilhamı var. İletişim kavramını bizden kaynaklanan ve bizim iletişimimiz, bizim mesajlarımız olarak görmek bağlantısal dünyanın ruhuna uygun değil.
“Biz üç kişiyiz” demekle aramızdaki ilişkiyi de ayrı bir yaşantı olarak kabul ediyorum. İletişim departmanlarının dönüşümü de, görevlerinin “ben’in iletişimi”nin ötesine geçerek ilişkileri bir yaşantı olarak kabul edip bu ilişkileri yaşatma sorumluluğunu üstlenmesi ile mümkün olacak.
Bu fikri düşünelim, biraz daha somutlaştıralım.İşlerimizde ve hayatlarımızdaki yeni nesil iletişimciler biz olalım.
Benimle yeniler bülteninde buluştuğunuz için teşekkür ederim.
Sevgilerimle
CEO Effect Burson
5ay👏👏👏👌
Founder of Startup Istanbul
5ayAI içerik üretimini nasıl etkileyecek Özgür ne düşünüyorsun