Be Do Have
Çoğu insan bir şey yapabilmek için önce birşeylere sahip olması gerektiğini düşünür. Yani biraz daha fazla parası veya zamanı olsa kitap yazabileceğini, bir eve sahip olabileceğini veya enstruman çalabileceğini. Bunlar sonunda da mutlu, başarılı veya tatmin olmuş olacağını düşünür. İşte bu "have - do- be" paradigmasıdır.
Önce "be" olarak tanımladığınız "mutlu" (ya da siz bu duyguyu nasıl tanımlarsanız) olarak adlandırılan şey olursanız, o zaman sahip olmak istedikleriniz için "birşeyler yapmaya" başlarsınız - önce siz ne olduğunuzu keşfedersiniz sahip olmak istediklerinizi de seçme şansınız olur. Bu yaratıcı süreci (ve bunun yaratma sürecini ...) harekete geçirmenin yolu, "sahip olmak" için ne seçtiğinize bakmaktır; "sahip olduğunuzda" ne düşündüğünüzü kendinize sormaktır.
Kısacası Be-Do-Have paradigmasını kullandığınız şekliyle de yansıtabilirsiniz. Çoğu insan bu döngüyü bilinçli bir şekilde ve sadece bir süre için yapmaktadır. Herhangi bir meydan okuma veya hedefteki yolda takılma, çoğunun vazgeçmesine neden olmaktadır. Ayrıca, sizin de gözlemleyebileceğiniz gibi çoğu insanın benlik saygısı düşüktür. Başkalarının ne düşündükleri ve algıları üzerine o kadar yoğunlaşırlar ki sözlerini yerine getirmede başarısız olursa, vazgeçme eğilimi gösterirler.
Bizde de durum aynı değil mi?
Hayalle peynir gemisi yürümezdi bu yüzden eksik kaldı düşlerimiz. Realiteyi ete kemiğe büründürmenin ön koşulunun, her haliyle durumu hayal etmek/tasarlamak/hissetmek olduğunu ve önce inanmak gerekliliğini epey geç öğrendik.
Hayal etmenin, istediğimiz birşeyin ne olduğu, neye benzediği, nasıl göründüğü, ne yaşattığı, nasıl hissettirdiği, nasıl koktuğu, tadını, rengini, bizdeki duygusunu ... pek düşünmedik...
Bunları derinlemesine yaşamadan aldığımız kararlar, çıktığımız yollar ya yarım kaldı ya eksik oldu ya da tamamlandı ama zaman aldı...
Aslında çoğu başarılı insanın hedefleri ve isteklerinin altında önce "be" yi düşünerek yola çıktıklarını görüyoruz.
Önce 'ol'duklarını hayal ediyorlar, ardından olma yolunda ihtiyaçları belirliyorlar, bu ihtiyaçların kendilerinde bulunma miktarını (yeter seviyede var, güçlü ve gelişim ihtiyacı) derinleştiriyor ve çalışmaya başlıyorlar. Bunlarla birlikte İyi bir çalışma planı, iyi bir kaynak planı yapmanın ön koşulu ise kendini derinlemesine tanımaktan geçiyor.
Olmak hali hedefe giden yolda atılmış çok önemli bir adım. Önce her ne hedeflediysen kendine söyle, kendini kabullen ve kendini geliştir.
'Have do be' den 'Be do have' e geçiş zor. Böyle doğmadık, böyle büyümedik, okullarda bu deneyim yaşatılmadı ancak bu düşünce sistemi değişikliği mümkün.
Şimdi bireyi unutup şirketi, kurumu bu metnin içine yerleştirin ve yeniden okuyun yazıyı. müşteri deneyimi tasarımına ne kadar çok benziyor değil mi?
Önce hayal ediyor, vaat ediyorsunuz. Ardından vaat için öylesine çalışıyorsunuz ki; vaatler ve gerçek karşılaştığında sızıntı olsun istemiyorsunuz. Hayal ettiğiniz duygu ve deneyimi bırakma çabanız, inanç ve çalışmalarınız karşılığında yerini buluyor. (Tabi stratejinin doğru olduğunu kabul ediyoruz)
Bu basit düşünce geçişi hayatınızdaki her şeyi değiştirebiliyor! Süreci değiştirin ... Sahip olduğunuz kişi olun. Başarılı bir kişinin yapacağı işleri yapın, tam olarak ne seçtiğinize izin verin. Bugün hareket etmeye, yaşama, zaten hedefinize ulaştığınız sırada olduğunuz kişi olmaya başlayın. Kendini nasıl görmeyi seçiyorsun? Ne üzerine odaklanıyorsun? Kendine nasıl davranacaksın? Başkalarına nasıl davranacaksın? İlişkilerin nasıl olacak? Ekonomiye nasıl bakacaksın? Sağlıklı olmak için ne yapıyorsun? Şimdi"be" den başlayın!
Öğrenme yolunda deniyorum. Denedikçe faydasını görüyorum ve daha iyisi için paylaşıyorum.