Hayat; sevmediğin bir şeyi yapmak için çok kısa bir zaman!
Canan Dağdeviren kimdir?
1985 doğumlu Türk Fizik Mühendisi olan Dağdeviren;
- Dünyanın en iyi üniversitesi olan MIT Technology Review’un her yıl derlediği 35 Yaş Altı Mucitler listesinde yer aldı.
- Tarihte ilk kez Türkiye’den seçilen biri olarak Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine (Junior Fellow of Harvard) seçildi.
- Forbes dergisinin "30 yaşından genç 30 bilim insanı" listesine girdi.
- İllinois İnovasyon Ödülü (Illinois Innovation Prize) kazandı.
Piezoelektrik malzemelerini insan organlarının üzerine yerleştirerek organların hareketini elektrik enerjisine çeviren cihazların mucidi ve eğitim dünyasında yeni jenerasyonun rol model aldığı Dr. Canan Dağdeviren Denizbank Deniz Akademisi’nin düzenlediği Öğretmenler Günü Özel Yayını'nda farklı konulara değinerek başarısının arkasındaki sırları paylaştı.
Öğrenirken büyüyorsunuz.
Dağdeviren; kadın olduğu için yeterli destek almadığını, zayıf gördükleri için birçok kez destek göremediğini bu yüzden devamlı gözlem yaparak bir şeyler öğrendiğini belirtti. Kendisinin ileride profesör ünvanı aldığında hayali olan ve öğretmede şeffaflığı simgeleyecek olan cam laboratuvarı MIT’ten maddi destek alarak hayata geçirdi. Bilgiyi, başarıyı ve hayali paylaşmanın bulaşıcı olduğunu savunan Dağdeviren’e göre en başarılı öğretmenler bunları sansürsüz (ahlaki, doğru, adil olanı) bir şekilde kim ne diyecek kaygısı gütmeden aktarabilen kişilerdir diye devam etti.
Eğitim sisteminde not ortalamasının tek kriter olmayacağını hatta pek te önemli olmadığını savunan Dağdeviren, esas olan katılım sağlamanın ve bir şeyler üretiyor olmanın derdine düşmektir diye devam ediyor. İleride başka bir yere gittiğinizde mezuniyet ortalamasın dışında iyi bir şekilde yaptığına inandığınız stressiz bir işi, projeyi herkese anlatabilir ve savunabilirsiniz. Ardından kişinin kendini ifade etmesini, hayalinin olmasını ve hayalini ulaşmak için gerekli motivasyona sahip olmasının çok daha büyük şeyler ifade ettiğini belirtiyor. Başarılarının arkasında sıkı çalışma, kuvvetli inanç ve azimle kimi zaman 18 saat sürecek olan deneyde pür dikkat ayakta kalıp süreci izlemek zorunda kaldığını söylüyor. Hatta MIT’te Canan hocanın Türk Kahve kültürünü yabancı öğrenci ve akademisyenlere tanıtıp Türk Kahvesi Molası adı altında sohbetler düzenlenerek üniversitede ayrı bir hava oluşturmuş.
Harward Society’de 1938’den bu yana verilmeye başlayan çok prestijli, dünyada alanında en iyilerine verilen bir ünvanı tarihte Türkiye’de kazanan ilk kişi olmanın gururunu taşıdığını söylüyor. Bu elde ettiği fırsatla birlikte Harward’lılar, Nobel alan kişiler ve devlet başkanlarının yer aldığı organizasyonda Stephen Hawking ile tanışma şansı bulan Dağdeviren, yüz mimiklerinden bir lazer ışını aracılığıyla ekrana kelime ve cümlelerin döküldüğü Hawking’in kullandığı sistemin tasarımını geliştirebileceğini, daha kullanılabilir ve görsel açıdan da cilde uyumlu şekilde kamuflaj edilebileceğini söyleyerek 2,5 yıl süren laboratuvar çalışmasın bir kadın bir erkek denek ile çalışmalarına başladı. Elektrikli güce kalmadan konuşmada bir hayli zorluk çeken ALS hastalarına büyük bir kolaylık sağlayan bu proje hem medyada hem akademik alanda büyük yankı uyandırdı. Yapmanız gereken şeyler için engeller çıkacaktır ama kafaya koyduysanız bir şekilde yolunu bulup onu yapıyorsunuz diyor.
Bu gibi projeleri bir şirket açarak ya da başka bir şirketle ortak olarak hayata geçirmesinin çokça para kazandıracağını öneren kişilere; sevdiği işi yaparak, mükemmel bir aileye ve harika arkadaşlara sahip olarak, dünyada istediği yeri gezerek şu an için kendini zaten çok zengin olarak hissettiğini belirtiyor. Bahsettiği çevreden en ideal paydaşları bulup anca o şekilde pazarda yer alacağını ve faydalı işler yapmaya devam edeceğini söylüyor. Ekip arkadaşlarını seçerken en önemli unsurun dürüstlük olduğunu vurgulayan Dağdeviren, verimli çalışmak konusunda başkasının hakkının yenilmesine müsaade etmediğini ifade etti. Yokluklar içerisinde dünyanın başka bir yerinde harikalar yaratılırken bizim bolluk içerisinde bizim daha çok şey yapmamız lazım. Tabi bunu mutlu olarak yapmanın gerekli olduğunu da ekliyor. Hayat sevmediğin bir şeyi yapmak için çok kısa bir zaman.
Sıradaki icadımız olan meme kanserinde yılda birkaç kez yapılan testlerde ultrason makinesine ve filmi çeken teknikere bağlı olan veriler çıktığından bunu daha net ve kapsamlı ölçüm yapan, sütyen içerisine giyilebilir monitör cihazıyla doktora bütün verileri aktarabilecek bir çalışmamız devam ediyor. Bu projeyle meme kanserinin önüne geçebilir ve erken teşhisle bundan kurtarılma şansını artıracağız.
En büyük hayalinin insan kalabilmek olduğunu belirten Dağdeviren; "Özüne dönebilenler ancak adaletli emeği meydana getirebiliyor". Bu, kişi ayırt etmeksizin herkesin işine yarıyor. Çalışmalarını sağcı-solcu, siyah-beyaz, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden herkese hitap ettiğini çünkü bunun insanlığa sunulmuş bir hizmet olarak tanımlıyor. Doğar doğmaz kötü olan bir bebek olmadığından, yaşadığımız olaylar ve deneyimler sonucu bizler kötü olabiliyoruz. Önemli olan özümüzü kaybetmeden, değerlerimizden ödün vermeden insan kalabilmektir diye ekliyor sözlerine.
Konuşmanın sonunda gelen mutluluk nedir sorusuna; “En büyük başarı mutluluk! Yaptığı işten ya da şeyden mutlu olabiliyorsa eğer kendini başarılı olarak atfediyor. Siz mutluysanız etrafınız da mutlu oluyor ve başarıyı paylaşmış oluyorsunuz.” diye veda ediyor izleyicilere.
Videonun tamamını izlemek için: