HAYATINIZ İŞ’TEN İBARET DEĞİL!
Yeni dünya düzeni sevdiğin işi yapma üzerine kurulu. Özellikle pandemi koşullarıyla birlikte hayatımıza giren Hibrit çalışma, webinarlar ve teknolojinin en üst seviyesiyle her yerde çalışıyor olmak toplumlarda kişisel gelişime yönelimleri arttırıyor.
Peki üretim gücü olarak çalışan kişiler bu durumda çalışma hayatlarında nasıl etkilendiler? Teknolojik yatırımlarını yapan üretim bandında yazılım ve donanımsal olarak çalışan fabrikalar, kişiden uzaklaşarak tek bir tuşla her şeyi kontrol eden mühendislerle ve yapay zekâ tamamen hayatımıza girmekte. Yeni kuşak özellikle fazla çalışmanın karşılığını alamadığını düşündüğü için sadece verilen görev tanımı dışına çıkmayan üstüne kendi performansı etkilemeyen bir durumda... Buna ‘’ Sessiz Terk’’ adı veriliyor. Çalışmak sadece yeteri kadar olmalı ana fikriyle...
İş hayatının stres kaynaklarından olan fazla çalışma, çalıştığının karşılığına alamamayla gelişmekte olan ülkelerde işsizlik oranın bu kadar yoğun artışına sebep olmakta. Bununla birlikte günün 24 saatinde çalışmayan saatlerde neler yapılıyor? Her çalışan özelde kendi ilgi alanına göre ufakta olsa bir yatırım düşüncesiyle ülkemizde küçük çaplı organizasyon işine girdiğini gözlemliyorum. Ya da el emeğinin değerinin artığı takı, kıyafet gibi dikiş yapılacak butik çalışmalar yapılıyor. Aslında üretim bandıyla yapay zekaya dönen teknolojik yatırımlar değerli ve kıymetli olanın insan olduğunu hatırlamak istiyor. Çünkü fabrikalar üretmek, verimliliğini artırmak, kaliteyi artırmak için çabaladıkça ürün kalitesine ulaşsa da çalışana verdiği değer azaldıkça negatife doğru giden bir üretim tesisi haline geliyor. Tüm bunlar İş sağlığı ve Güvenliği kavramında bir kez daha gösteriyor ki fiziksel, kimyasal biyolojik risk etmenlerinin önüne geçilse de psikolojik risk etmeni üzerinde durmayan büyük şirketler çalışan kaybıyla baş etmek durumda... Çalışan verilen değer firmaların daha fazla büyümesine katkı sağladığı gibi topluma da katkısını düşünmeliyiz.