Hepimiz iyi konuşalım... Peki ama kim bizi iyi dinleyecek?
Durumun ciddiyetinin farkına varmam bir süre önce katılmaya başladığım "Sürekli Bilgi Topluluğu" oluşturma amaçlı felsefe ve tasavvuf içerikli sohbetlerde oldu. Bu sohbetler zamanını bireyin ve toplumun kendini yeniden üretip gerçekleştirmesine katkıda bulunmaya adayarak geçiren bir kültür, tarih ve bilim sevdalısının önderliğinde yapılıyordu.
Biz katılanlar, çoğu zaman koşarak yaşamak zorunda kaldığımız hızlı hayatı bir kaç saatliğine de olsa dondurup içimize dönerek, sevdiğimiz ama hayat gailesi içinde çok da yoğunlaşamadığımız konularda keyif alarak öğrenme sürecinin içine giriyor, tarihin yolumuzu aydınlatan düşünce kavşaklarında varoluşu, dini, eleştirel zihni, ilerlemeyi ve birbirlerine olan etkilerini dinleyerek zenginleşiyorduk...
İşte bu dinleme ve anlamaya çalışma üzerine kurulu toplantılarda farkına vardım hakkı ile dinleyebilmenin ne kadar özel ve zor bir görev olduğunu.
Araştırmalarla ispatlandığı üzere çoğu insan gibi, ben de oldukça iyi bir dinleyici olduğumu düşünürdüm. Ama aslında bu konuda kendini iyi zanneden bir çok insan gibi, dinleme ile ilgili var olan zafiyetimi hiç ummadığım bir ortamda teşhis ediverdim.
Rakamlarla dinleme...
- Araştırmaların ortaya çıkardığı verilere göre uyanık olduğumuz sürenin yüzde seksene yakınını iletişim halinde geçiriyoruz. Bu sürenin yüzde kırk beşinde ise dinleyici konumundayız!
Basit bir hesap ile her gün altı saatimizi birilerini dinleyerek geçiriyoruz.
- Yine aynı araştırmalar dinleme konusundaki verimsizliğimizi çok çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Bir dinleme faaliyetinin üzerinden on dakika geçmesi ile birlikte dinlediğimiz konunun sadece yüzde ellisini hatırlıyoruz. İki gün sonra hatırladıklarımızın da yarısını unuttuğumuz tespit edildiğine göre kalıyor elimizde küçücük bir yüzde yirmi beş.
Yani basit bir hesapla, dinleme yetersizliğimiz nedeniyle, her gün dört saatimiz neredeyse verimsiz bir atığa dönüşüyor.
Araştırmalar bunlarla sınırlı değil...
Konuyla ilgili değişik bilimsel verilerin her biri dinlemenin neden zor olduğunu da açıklıyor aslında. Dinleme zorluklarını öne çıkaran bir başka araştırma sonuçlarına göre;
- Çoğu insan dakikada 125 kelimelik bir konuşma hızına sahipken düşünce hızımız bunun en az dört katına ulaşıyor(yaklaşık 500 kelime). Yani karşımızdaki kişinin bir kelimesini dinlerken aklımızdan dört kelime geçebilmesi nedeniyle aklımızın başka konulara kayması çok muhtemel.
- Dinlerken not almak, konsantrasyonumuzu başka yöne kaydırdığı için, konuşulanların yarısına yakınını anlamamamıza neden oluyor.
- Anlamakta zorlanacağımızı varsaydığımız konuları dinlememek de alışkanlık haline dönüşebilen bir konu.
- Konuşanın üzerimizde yarattığı "ilk etki" ile ön yargılı bir şekilde kişiyi otorite bulmama, beğenmeme, öğrenme ihtimalini yok sayma gibi nedenler de dinleme kalitemizi aşağıya çekiyor.
Bunlar ve benzeri ön yargılarımız, kaynağı yetersiz varsayımlarımız, zihnimizin oynadığı bilişsel oyunlar bizi duyarken sağırlaştırıyor.
Oysa modern çağ anlayışının bizi her koşulda iyi konuşmaya zorladığı bir dönemde iyi dinlemenin de gerçek değerini bulmasını gerekiyor. Yoksa, iyi dinleyici yokluğunda, iyi konuşabilmek için onca çaba sarf ederek öğrendiğimiz vücut lisanımız, göz temasımız, el-kol-ayak-çene-omuz(!) duruşlarımızın hepsi birden değersizleşecek biz farkına bile varamadan...
Türk Dil Kurumunun "dinlemek" sözcüğünü dört ayrı anlamla açıklıyor. Konumuzla ilgili olan anlamı;"işitmek için kulak vermek" demek. Kendi zafiyetimi keşfederek çıktığım yolda bir araya getirdiğim öz tanımım ise biraz daha detaylı;
Ne söylenmeye çalışıldığını anlamaya, önemini kavramaya, satır aralarını okumaya, söyleyenin duygularını da hissetmeye çalışarak tüm benliğimizle söylenenleri ve söylenmek istenenleri duymak için gerekli zihin ve ruh haline bürünmek demek dinlemek.
Konuyla ilgili; yani "nasıl iyi bir dinleyici olunur" başlığı altında eğitici ve öğretici sayısız yabancı ve Türkçe dijital kaynak yayın olduğu için bu didaktik detayları ben de burada sıralamak istemiyorum.
Bu konudaki kendi deneyimim belki daha özel olabilir;
- Tüm, bilişsel ve davranışsal, insani kapasite ve zaaflarımızın bilincinde olarak farkındalığımızı arttırmakla başlıyor iyi dinlemeyi hedeflemek.
- Devamında empati kurmak, kendimizi konuşanın ruhsal ve zihinsel konumuna yakınlaştırarak onu anlamaya çalışmak.
- En önemlisi de iyi bir dinleyici olmak; ön yargısız, fikirlere odaklanmış, öz disiplinini sürekli kontrol altında tutmaktan geçiyor. Kendimize ve konuşmacıya layık olduğu şans ve hakkı tanıyarak...
İnsanın konuyla ilgili eksikliğini fark ederek üzerine yoğunlaşması atılan en önemli adım. Diğer yandan gerçek anlamda iyi bir dinleme yapmak için hep çok iyi bildiğini düşünen, dinlemekten çok cevap vermeye kendini hazırlayan zihnimizle ve kendini dünyanın merkezine yerleştirmeye pek meyilli nefsimizle sürekli temas içinde olmayı gerektiriyor.
Ama bu konuda katedilen her bir mesafe öğrenmeye, ilerlemeye en önemlisi de daha insani ilişkiler deneyimlemeye giden keyifli ve zengin yolu döşüyor ayaklarımızın altına.
Madem konunun başlangıcına felsefe vesile oldu sonunu da filozoflara ayıralım. Büyük İskender'in ziyaret ederek "Bir ihtiyacın var mı?" sorusuna verdiği “Gölge etme başka ihsan istemem.” yanıtı ile tanıdığımız Diyojen'in dinleme ile ilgili öğüdüne kulak verelim;
"We have two ears and one tongue so that we would listen more and talk less."
Dinleyerek daha çok zenginleşeceğiniz güzel bir gününüz olsun..
Acibadem Healthcare Group şirketinde MEDICAL DOCTOR- PEDIATRICIAN
8yCanım arkadaşım , bilişsel yolculuğunda önemli bir konuya dikkat çekmişsin, eline sağlık. Bu konuda çok konuşacak şey var !! Hızla , çoğu zaman da farketmeden , bir solukta tükettiğimiz anlarımıza biraz farkındalık kazandırmalıyız . Bunu yaparken de derin nefesler alıp durmalı , bakmalı , görmeli ve sanırım en önemlisi de " Mindful Listening '' yapmalı , diye düşünüyorum .
danisman
8yKalemine ve beynine saglık hocam.Süpersin..
Learning and Development Partner
8yTeşekkür ederim Nazli'cım... Bir çok kaynak KARİZMATİK bulunan kişiliklerin en önemli ortak özelliklerinin "iyi dinleyici olmak" olduğunu belirtiyor! Bilmekte fayda olabilir:)
Data and AI Product Management | Product-Led Transformation and PMF Advisor
8yCok guzel bir yazi olmus. Ellerine saglik. Benim de kendimi fazlasiyla gelistirmem gereken bir konu.