İş Hayatında Mütevazılık

İş Hayatında Mütevazılık

İş Hayatında Mütevazılık

Karakteristik birçok özellik vardır insana dair, birçoğu yüzyıllar içinde kabul görmüş ve benimsenmiş. Dürüstlük, alçak gönüllülük, çalışkanlık, pozitif hırs, iyimserlik, içi dışı bir olmak, sıcakkanlılık, duygusallık, yardımseverlik, yapıcı olmak…daha nicesini sayabiliriz. Tamamı insanı insan yapan özellikler olarak kabul edilmiş.

Peki bu özelliklerden hangisi bize zarar verir, sürekli verici idare eden taraf olmak mı? Duygusallık mı? Sanıyorum hepimizin ortak yargısı belli başlı özelliklerden örneğin; dürüstlükten, adaletten, saygıdan, hiç vazgeçmemek olur ancak bazı karakteristik özellikler için günümüz çağında aynı şeyi söyleyemiyoruz.

Peki ya iş hayatında olması gereken karakteristik özellikler neydi veya nasıl evrilmişlerdi hiç düşündünüz mü?

İş yaşamında vazgeçilmesi ya da ölçüsünde kontrol edilmesi gereken bir kavram varsa, mütevazılık bunların en başında geliyor. Mütevazılık; iş hayatında eğitimi, tecrübesi, oturduğu koltuk, temsil ettiği mevki ne olursa olsun kendini olduğu gibi görme, yetkinlik ve eksikliklerinin farkında olarak sınırlarını bilme, egosunu bir kenara bırakarak erdemli kişilerin takındığı karakteristik özelliktir diye tanımlanabilir. 

Mütevazılık ben merkezciliğin karşıtıdır. Eğer gerçekten tüm yetkinliklere sahipken takınılan bir tutumsa beraberinde büyük saygı getirir.

Mütevazı bir çalışan veya yönetici efektif bir bakış açısına, ekip ruhuna, verimliliğe ve iletişime inanır. Her türlü eleştiriye açıktır ancak haksız yapılan eleştirileri de aynı olgunlukla cevaplar. Zaten hata ve eksikliği tespit edecek kadar tecrübeli ve işine hakimdir.

Yirmili yaşlarımda çok popülerdi kişisel gelişim kitapları, ya da benim için yeni fark edilmişti, en az 10 tanesini yarım bıraktım, bu kitaplarla sorunum şuydu; insanları bencilliğe itiyor, tekil şahıslar yapıyordu. “Önce sen… sen mutlu olmazsan kimseyi mutlu edemezsin”. Geçen 20 yılın ardından bana göre kitaplarda, bende yanıldık, insanlar ne kendini ne de birbirlerini, “önce ben” diyerek mutlu edemiyorlar.

Ne sürekli BEN merkezli nede fazla alçak gönüllü olmak gerekir.Tevazu en büyük erdemdir, erdemli lider ve çalışanlar günün sonunda kendini ispat çabasında olmaz, kendileri ile çalışmaktan zevk alan iş arkadaşları ile büyük bir uyum ve ahenk içersin de çalışırlar.

Psikolojide ölçülü olma kavramı içinde işleniyor tevazu, bu da ne kadar manidar değil mi!

Her şeyde olduğu gibi tevazuda ölçülü olmalı, hatta teraziyi kendi lehimize kullanmalıyız neden mi? Mütevazılığın çok fazlası iş yaşamında zararlıdır. Bir profesyonel yaptıklarından fazla bahsetmiyor, yaptığı işler konusunda çok mütevazı davranıyorsa bu durum onun iş yapmadığı şeklinde yorumlanabilir. Bu yüzden dengeyi korumak gerekir. Bizden yüzyıllar önce yaşamış bir doktor olan Paracelsus şöyle demiştir:

“Bütün maddeler zehirdir. Zehir olmayan hiçbir madde yoktur. Zehir ile ilacı birbirinden ayıran onun dozudur.”Paracelsus her ne kadar ilaçlardan bahsetse de bu dengeli olma durumu davranışlarımız için geçerlidir. Mütevazılık gibi erdem barındıran davranışlar dahi, belli bir dozda olmalıdır. 

Mütevazılıkta ölçüyü kaçırmamanız dileğiyle.


Modesty in the Work Life

There exists plenty of characteristic features specific to human beings, plenty of which have been acknowledged and adopted throughout the centuries. Honesty, humbleness, diligence, positive ambition, optimism, being like an open book, friendliness, sentimentality, helpfulness, being constructive… We can count much more. All of them have been accepted as factors that make us humans.

So, which of these features harms us, being a constant giver and saving part all the time? Is it because we are emotional? I think one of the main features we all have in common is this: for instance; it would be to never give up on honesty, justice and respect, yet we cannot say the same for some characteristic features in today's age.

So, what were the characteristic features that should be in business life or how did they evolve? Have you ever thought about this?

If there is a concept that needs to be abandoned or controlled to the extent possible in business life, modesty has to be in the first place. Modesty can be defined as the characteristic of virtuous people to see themselves as they are, knowing their limits by being aware of their competencies and deficiencies, regardless of their education, experience, seat or position they represent, in business life.

Modesty is the opposite of egocentrism. If it's a truly competent attitude, it brings with it a lot of respect.

A modest employee or manager believes in an effective perspective, team spirit, productivity and communication. He/she is open to all kinds of criticism, but he/she also reacts to unjustified criticisms with the same maturity. He/she is already experienced enough to detect errors and omissions and has a good command of his/her work.

Personal development books were highly common in my twenties, or, I had just discovered by then. I left at least 10 of them unfinished, my problem with these books was that they were pushing people to selfishness, making them singulars. “You first… if you're not happy, you can't make anyone happy”. After 20 years, according to me, we were mistaken in books, and people cannot make themselves or each other happy by saying "me comes first".

It is not necessary to be constantly self-centered nor be too humble. Humility is the greatest virtue, virtuous leaders and employees do not make an effort to prove themselves at the end of the day, they work in harmony and conformity with their colleagues who enjoy working with them.

Humility is handled within the concept of moderation in psychology, isn't that so noteworthy? As in everything else, humility should be in a balanced manner, and we should even use the scales in our favor. Why? Too much humbleness is harmful at work. If a professional does not talk much about what he/she does and is very modest about what he/she does, this can be interpreted as not doing any work at all. That is why it is necessary to maintain the balance. Paracelsus, a physician who lived many centuries before us, said:

“All substances are poisons. There is no substance that is not poisonous. It is its dose that separates the poison from the medicine.” Although Paracelsus speaks of drugs, this state of being balanced applies to our behavior. Even acts of virtue, such as humbleness, must be in a certain dose.

I hope you don't pass the limit of modesty.

Dilek YAMAN


Harvard Business Review Türkiye

Yorumları görmek veya yorum eklemek için oturum açın

Dilek YAMAN adlı yazarın diğer makaleleri

  • Müşteri ilişkileri ve Sosyal Medya

    Müşteri ilişkileri ve Sosyal Medya

    Müşteri İlişkileri ve Sosyal Medya Eskileri anıp dururken, her geçen gün daha fazla eskiyi hatırlıyor ve eskilerin daha…

  • İş Görüşmelerinde Kazanan Olmak

    İş Görüşmelerinde Kazanan Olmak

    İş Görüşmelerini Kazanmak İş görüşmeleri hakkında tavsiye niteliğinde birçok yazı, sayısız makale var. Bu makaleler…

  • Dekoratif Boya nedir?

    Dekoratif Boya nedir?

    Dekoratif Boya nedir? Çok eski çağlardan bu yana insanoğlu, yaşadığı yer mekân neresi olursa olsun, kendini ifade etmek…

  • Büyütmek, büyüdüğünü görmek…

    Büyütmek, büyüdüğünü görmek…

    Büyütmek, büyüdüğünü görmek… Büyüttüğümüz, emek verdiğimiz şey ne olursa olsun, hiç bitmeyecek bu süreci gözlerimiz…

  • Kurunun yanında yaş olmamak…

    Kurunun yanında yaş olmamak…

    Dekoratif boya uygulayan ve satan bir firma olarak muhataplarımız mimarlar, tasarımcılar, mühendisler, proje müdürleri…

Diğer görüntülenenler