Kurumsal Şeyler
Başlangıçta her yer ve her şey karanlıktı.
Ateşin icadından sonra insanoğlu bir aydınlanma yaşadı ve her şeyin daha farklı olabileceğini gördü.
Aynı insanoğlu tekerleğin icadından sonra her yere yayıldı ve her şeyin bir başka şeye veya başka yere kıyasla daha kolay yapılabileceğini öğrendi.
Her şeyi; hemen her yerde ve olduğundan daha kolay yapabileceğini anlayan insanoğlu bir duraksama dönemine girdi. Her şeyi daha az eforla yapmaya başladığında, yeniliklere karşı çıkmaya ve onları yok etmeye çalıştı. Yeniliklerle her şey daha kolay hale gelse de bir sorun vardı. Yeniliklerin beraberinde getirdiği öğrenme zorunluluğu insana tüm beden işlerinden daha ağır geliyordu.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi insanlığın karşısında başa çıkabileceğinden daha büyük bir sorun oluşmuştu. İçgüdüsel olarak "bilmediği şey"den korkan insanoğlu; anlayamadığı ve anlamaya çalışarak kendini yormak istemediği yenilikler karşısında, tükenmez bir korkuya kapıldı. Yeni olan hiç bir şey, haliyle yeni olduğu kişilerce bilinemiyor; yeniliklere uyum sağlayamayanlar, yeniliklerin karşısında adeta doğal seleksiyona uğruyor ve kitleler halinde yok oluyordu.
Yeniliklerin öğrenme eforundan kaçanlar, onları kucaklayanlara kıyasla daha geride olduklarından, daha ilerideki toplumdan da aynı yenilikler oranında korkuyor ve bu korkuyla karşı karşıya gelmektense onları yok etmeye çabalıyordu. Bu çaba eski olanın geri kalmasına ve yeni olanın da daha ileri gidememesine sebep olurken; yenilikleri getirenler, peşlerinde ölümü getirenlerle aynı değeri görüyordu. Yeni olan daha sindirilememiş ya da yok edilememişken daha yeni olanın meşaleyi kapıp, koşuya devam etmesi; başa çıkılabilecek gibi değildi.
Bunun üzerine insanoğlu; o yenilikçi kimseleri teker teker astıktan, yaktıktan ve sonuç olarak öldürdükten sonra hiç istemiyor olmasına rağmen bir fikre kapıldı. Bu fikir öylesine güçlüydü ki; kendini bu soruna çözüm üretme düşüncesinden alı koyamıyordu. Sözler söylenmiş, kılıçlar çekilmiş, savaşlar yapılmış, birincisinde ne yaptık biz derken ikincisi çoktan başlamış ve en yeni yöntemlerle insanoğlu kendini öldürüyorken; aradığı sorunun cevabını buldu.
İnsanoğlu her yerde, her şeyde ve her zaman, daha da farklı bir yaklaşımla ve kolayca tüm bu sorunların üstesinden gelebileceğini keşfetti.
Böylesine lezzetli bir nimet için hiç üşenmedi ve ayağa kalktı. Avcı-Toplayıcı'yken de deneyimlediği üzere, toplumsal biçimde çekilen acılar, bireylerin tek tek çektikleri acılara kıyasla daha kolay atlatılabiliyordu. Tüm yoruculuğuna rağmen bir süreliğine savaşmaya ara verip, düşünmeye ve hemen ardından da hazırlıklara başladı.
Güzel, beyaz bir gömlek, mat siyah bir ceket ve onunla uyumlu bir pantolon ya da etek... Ayakkabı çok önemli değil ama boynundakini asla çıkarma! Artık korkmana, düşünmene, ait olduğun yeri aramana ya da zorluklarla, tek başına, başka çıkmaya çalışmana lüzum yok.
Tebrikler İnsanoğlu, Kurumsallık başarıyla gerçekleştirildi.