Low-Code Nedir? Peki RPA Neydi !?

Nisan ayında en büyük low-code konferansı Rotterdam'da gerçekleşti. Yine bir low-code platformu olan Mendix tarafından organize edildi. Yaklaşık 5000 ziyaretçinin 2 gün boyunca katılım sağladığı bir etkinlik olarak dikkat çekiyor. Peki nedir bu low-code dedikleri şey, RPA ile ilgisi nedir, dikkate değer bir konu mudur? Bu yazıda, bunu ele almaya çalışacağım.

Low-code, yeni bir yazılım geliştirme yaklaşımı olarak ortaya çıkmış. Geleneksel programlama metodolojilerinin tersine görsel modellemeler ve sürükle bırak yapısı ile hızlıca uygulama geliştirebilmenizi hedefliyor. Bu sayede, neredeyse hiç manuel kodlama yapmadan hızlı ve daha güvenilir uygulamalar geliştirilebileceği öne sürülüyor. Geleneksel metodoloji ile uygulama geliştirilirken, uygulamanın kendisi ile doğrudan ilgili olmayan konularda iş gücünün ortalama %10'unun harcandığı biliniyor. Low-code, altyapı, sistem ve implementasyon konularına zaman harcamadan, doğrudan geliştirmeye odaklanabileceğimiz bir ortam sunarak bunu ortadan kaldırdığını savunuyor.

Daha yakından bakacak olursak, tipik bir low-code geliştirme platformu şu özellikleri ortak olarak barındırıyor:

• Görsel IDE: Uygulamanıza ait kullanıcı arabirimlerini, iş süreçlerini ve data modellerini tanımlayabildiğiniz bir arayüz sunar. Eğer isterseniz elle yazılmış kodunuzu da ekleyebilirsiniz.
• Back-End'e ve Servislere Ulaşım için Bağlantılar: Data yapısını, kayıt işlemlerini ve veriye ulaşımı otomatik olarak düzenler.
• Uygulama Yaşam Döngüsü Araçları: Geliştirmeyi otomatik olarak build, debug ve deploy etmenize olanak sağlar. Test ve Production ortamlarını sizin için oluşturur.

Bu temel özelliklerin haricinde, her low-code platformu kendi içerisinde bir çok farklılık barıdırabiliyor. Bazıları özel iş ihtiyaçlarına yönelik çözümlere odaklanmışken, bazıları ise tamamiyle low-code tanımına uygun bir şekilde geniş bir yelpazede uygulama geliştirmenize olanak sağlıyor.

Low-code geliştirme süreci diye arattığımda, aşağıdaki süreç karşıma çıktı. Geleneksel yazılım süreçlerinin 16 adımda tanımlandığı, low-code sayesinde ise sadece 7 adımda uygulama geliştirilebildiği belirtilmiş.(kaynak)

Low-Code Geliştirme Süreci:

1. İhtiyaç belirlenir.
2. Third-party APIs : neler olacağı seçilir.
3. Uygulamanın iş akışı, veri modeli ve kullanıcı arabirimleri görsel IDE üzerinden oluşturulur.
4. API bağlantıları arayüz üzerinden bağlanır. (Genellikle bunun için platformlar çok kolay arayüzler sunuyor.)
5. Eğer gerekli ise, manuel kodlama yapılır. Bazı durumlarda front-end'de bazı değişiklikler yapılması gerekebiliyor. Aynı şekilde platformun otomatik olarak oluşturduğu SQL sorguları da özel bir ihtiyaca göre değiştirilmek istenebiliyor.
6. Fonksiyonel test ve kullanıcı kabul testleri tamamlanır.
7. Geliştirme canlı ortama taşınır. Değişiklik olması durumunda tek bir tıklama ile güncelleme gerçekleştirilebilir.

RPA vs Low-Code

Bir çok RPA aracı da bu kapsamda bir low-code yaklaşımı olarak görülüyor. Appian, Trustportal veya Mendix gibi low-code yaklaşımı ile uygulama geliştirmenizi sağlayan platformlar, RPA araçlarının çalışma mantığı ile aynı prensipleri kullanıyorlar.

Bu benzerliğe ek olarak, hedef müşteri kitleleri de aynı. Her ikisi de hedef müşteri kitlesi olarak "IT" yerine "İş Birimlerini" görüyor. RPA'de olduğu gibi iş bilgisi (tecrübesi) teknik bilgisinden daha yüksek olan fakat teknik konulara da çok uzak durmayan bir geliştirici profili var.

Low-code ve RPA pazarları çok benzer bir yapıda. Low-code'un gelecek 3 yıl içerisinde 21 milyar $ market büyüklüğüne erişmesi bekleniyor.

Low-code ve RPA farklı uygulamalar için yüksek entegrasyon kabiliyeti gösteriyorlar. Bu da temelde ikisinin de benzer bir iş yaptığı algısına neden oluyor. Fakat detaya inildiğinde durum hiç de öyle görünmüyor. Low-Code uygulama geliştirme platformları ve Robotik Süreç otomasyonu birbirinden ayrışarak hedefledikleri farklı alanlarda konumlanıyorlar.

Low-code bir çok farklı platform üzerinde çalışabilen, her şeyi ile tamam olan bir uygulama geliştirmenize olanak sağlıyor. Bunun içerisinde, bütün bir veritabanın oluşturulması, değişiklik yönetimi, versiyon kontrolü ve uygulama deploy etme özellikleri temel olarak yer alıyor. Tamamiyle yeni bir uygulama, geleneksel yazılım araçlarına göre 10 kat daha hızlı bir şekilde geliştiriliyor.

Bunun aksine, RPA insan davranışlarını taklit eden bir araç olarak karşımızda duruyor. Dijital bir insanın browser veya masaüstü uygulamalar üzerinde, girdi olarak gerekli verileri kullanıp işlem yaptığını düşünün. RPA, bu işlemleri ve dijital çalışanınızı (robot) yönetmenizi sağlayan bir araç olarak konumlanmış durumda.

Geliştirme yaklaşımları ve hedefledikleri müşteri kitlesi benzer olduğu için, ikisinin birlikte kullanılması özellikle "dijital dönüşüm" yapan işletmeler için faydalı olabilir. Her aracı kendi güçlü yönleri ortaya çıkarılacak şekilde konumlandırıp yeni ihtiyaçlara hızlı bir şekilde cevap verilebilir.

Gelecekte yazılım yapan yazılımlar konusunda çok daha farklı şeyler göreceğiz gibi. İlgilenenlerin mendix üzerinden deneme yapmalarını tavsiye ederim.