Madende kritik ittifak!
Nikel, lityum ve kobalt gibi minerallere olan talebin önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde artması bekleniyor. Bu minerallerin de arasında yer aldığı madenler için kullanılan ortak isim; nadir toprak elementleri veya kritik elementler. Tam bir tanım olmasa da yüksek ekonomik kırılganlığa ve yüksek küresel tedarik zinciri riskine sahip maden yatakları için bu tanımlama yapılıyor. İlk sınıflandırmada nadir elementler 17 adetti fakat sayı daha sonra 50'ye çıkarıldı. Birçok ülke, endüstriyel üretim gereksinimlerine bağlı olarak, halihazırda kritik mineraller olarak kabul ettikleri şeylere ilişkin kendi özel listelerine zaten sahip. Teknoloji çeşitlendikçe bu sayı da artmış oldu. Oysa 100-150 yıl öncesine kadar kömür, demir-çelik, petrol daha ön plandaydı.
Bu minerallerin kritik olarak sınıflandırılmasının nedeni önümüzdeki dönemde oluşması öngörülen arz talep dengesizliği. Özellikle kobalt ve lityum başta olmak üzere nadir minerallere olan talep katlanacak fakat tedariğin nasıl sağlanacağına yönelik endişeler var. Halihazırda dünyada başlıca nadir elementleri üreticileri; Şili, Endonezya, Kongo, Çin, Avustralya ve Güney Afrika olarak sıralanıyor. Bu mineralleri işleme açısından ise Çin hakim konumda. 18 kritik mineralin her biri için, ilk üç üretici ülke toplam küresel üretimin yüzde 73 ile yüzde 98'ini kontrol ediyor. Çin, 18 mineralden 12'sinin en büyük üreticisi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, ülkenin emisyon azaltma hedeflerini karşılamak için bu minerallerin büyük miktarlarına ihtiyaç duyulacağını açıkladı. ABD İçişleri Bakanlığı da, “Bu kaynakların herhangi bir sıkıntısı, ABD'nin güvenliği ve refahı için stratejik bir savunmasızlık teşkil ediyor.” açıklaması yaptı. Buna göre ülke 2050 yılına kadar bugün kullandığından altı kat daha fazla lityuma ihtiyaç duyacak. Amerikan hükümeti, Çin'in sektördeki hakimiyetine karşı bölgesel tedarik zincirlerini güçlendirmek için Kanada ile birlikte çalışıyor. İşte tam da bu nedenle dünyada bildiğimiz ittifaklara bir yenisi ekleniyor.
Haziran ayında yapılan toplantı ile Mineral Güvenlik Ortaklığı / Minerals Security Partnership dünyaya ilan edildi. Ortaklık, haziran ayında Kanada/Toronto'da düzenlenen dünyanın en büyük madencilik etkinliğinde tesis edildi. (Ortaklığa ilişkin duyuru ABD Dışişleri Bakanlığı Ekonomik Büyüme, Enerji ve Çevre Müsteşarı Jose W. Fernandez'in resmi Twitter hesabından paylaşılan fotoğrafla duyuruldu.)
Nadir toprak minerallerinin madenciliği ve işlenmesinde Çin'e olan bağımlılığı azaltmak ve egemenliği kırmak için harekete geçen ABD tarafından kurulan ittifaka ilk aşamada; ABD, Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, Almanya, Japonya, Kore Cumhuriyeti, İsveç, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği katıldı.
LinkedIn tarafından öneriliyor
ABD Dışişleri Bakanlığı 14 Haziran 2022 yayınlanan bir bildiride, Mineral Güvenlik Ortaklığının, tüm değer zinciri boyunca en yüksek çevresel, sosyal ve yönetişim standartlarına uyan stratejik fırsatlar için hükümetlerin ve özel sektörün yatırımlarını hızlandırmasına yardımcı olacağını ilan etti. Bu ittifakın amacının, “ülkelerin kritik minerallerini ve diğer jeolojik varlıklarını, ekonomik kalkınmalarını destekleyecek şekilde üretmesini, işlemesini ve geri dönüştürülmesini sağlamak” olduğu ifade edildi.
ABD Enerji Sekreteri Jennifer Granholm, Avustralyalı mevkidaşları ile yaptığı toplantıda, “temiz enerji teknolojilerinin yapı taşları olan kritik minerallerin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya'nın ortak iklim hedeflerinin ayrılmaz bir parçası” olduğunu vurguladı.
ABD daha önce de 2017'de alınan bir başkanlık kararının ardından Şubat 2018'de denizaşırı tedarikçilere olan bağımlılığı azaltmak için uranyum, kobalt ve lityum da dahil olmak üzere 35 kritik mineralin üretimini artırmayı planladığını açıklamış, bu adımın bir parçası olarak, 2019 ortalarında ABD, enerjiye olan bağımlılığı azaltma çabalarının bir parçası olarak elektrikli otomobillerin yapımında kullanılan mineral rezervlerinin keşfedilmesine ve geliştirilmesine yardımcı olmak için dokuz ülkenin (Avustralya, Botsvana, Peru, Arjantin, Brezilya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Namibya, Filipinler ve Zambiya) Enerji Kaynak Yönetimi Girişimi'ne katıldığını ilan etti. Anlaşma yoluyla ABD'nin, lityum, bakır ve kobalt vd. geliştirmeye yardımcı olmak için madencilik uzmanlığını üye ülkelerle paylaşacağı ve ayrıca yönetim ve yönetişim çerçeveleri hakkında tavsiyelerde bulunacağı ifade edildi.
Öte yandan bu konuda ülkelerin stratejilerini özetleyen bir yazı daha kaleme almayı düşünüyorum. Peki geçen ay Eskişehir'de nadir toprak elementi rezervi bulduğunu açıklayan ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti'nin bu ittifaka ilişkin bir eylem planı var mı?
Strategist&Banker&Believer
2yRusya da önemli ülkelerden değil mi? Rusyayı göremedim çalışmada