Maliye Bakanı'nın vergi açıklamalarının şifreleri
Maliye Bakanı Ağbal, ilginç bir çıkış yaparak vergi kanunlarındaki sorunları gündeme getirdi. Özellikle Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu başta olmak üzere, vergi sistemden kendilerinin de memnun olmadığını ve yeni bir reform çalışması içinde olduklarını ifade etti.
Mükelleflerin yıllardır şikayet ettiği aksaklıkların Ağbal tarafından dile getirilmesi son derece dikkat çekici. Yıllardır kronikleşen sorunların çözümlenerek Türkiye’nin ayağındaki prangalardan kurtulması adına son derece önemli düzenlemeler geliyor.
KDV sil baştan
KDV tüketim üzerinden alınan dolaylı bir vergidir. Mal veya hizmet satan mükellefler, tüketiciden KDV’nin tahsil edilerek devlete ödenmesinden sorumludurlar. Ancak, tahsil edilen KDV bir finansman aracı olarak görülmekte ve daha az ödemek ya da hiç ödememek için mükellefler, halk dilinde naylon fatura denen yola başvurmaktadır. Devlet de milyarlarca lira alacağını tahsil edememektedir.
İhracatçıların KDV iadelerinde sorunlar yaşanmaktadır. KDV’ yi peşin ödeyip üretim yapan ihracatçı, KDV iadesi için müracaat ettiğinde süreç gereğinden fazla uzamakta ve mağduriyetler oluşturmaktadır..
Malın yüksek KDV oranından alınıp düşük KDV’den satılması ayrı bir sorundur. İnşaat gibi bazı sektörlerde girdiler yüzde 18 KDV oranına tabi iken, satışı ise yüzde 8 KDV’den yapılmaktadır. Tahsil edilemeyen KDV, önemli bir maliyet oluşturmaktadır.
Toplumun temel ihtiyaçlarını oluşturan eğitim ve yiyecek harcamalarındaki KDV oranlarının gözden geçirilmesi yerinde olacaktır.
Bir yandan yatırımlar teşvik edilirken, diğer taraftan yatırım esnasında KDV alınmaması mantıklı değildir. Yatırımcılar, ek vergi yüklerinden olabildiğince arındırılmalıdır.
Tüm bu iyileştirme düzenlemeleri yapılırken de KDV'yi yanlış beyan etmekte ısrar edenler ağır cezalar ile karşı karşıya kalacaktır.
Kurumlar Vergisi oranı düşürülecek
Şirketler için kurumlar vergisi yüzde 20; bir lira ya da bir milyar lira kazansanız fark etmiyor, oran sabit. Türkiye yatırım yerine göre 6 farklı bölgeye ayrılmış ve her bölge farklı oranlarda teşviklerden yararlandırılmaktadır. Kurumlar vergisine yatırım bölgesine göre yüzde 90’a varan oranda indirim uygulanmaktadır. Teşvik sistemimizin beklenen sonuçları vermediği herkesin kabulüdür. Kurumlar vergisi oranlarında sektörlere veya bölgelere bağlı olarak yapılacak radikal indirimler; etkili olacaktır.
Bununla birlikte, uluslararası rekabet açısından, özellikle doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek için genel kurumlar vergisi oranın düşürülmesi Türkiye’yi öne çıkaracaktır.
ÖTV el yakıyor
Özel Tüketim Vergi (ÖTV) oranları otomobil, tütün ve alkollü içeceklerde çok yüksek. Bütçe gelirleri içindeki vergi tahsilatlarında ÖTV en önemli kalem . Vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 26’sı ÖTV’den oluşuyor. Burada bir indirim yapmak kolay olmayacak. Ama şu da bir gerçek; yüksek ÖTV oranları kaçakçılığı özendiriyor. Milyonlarca lira değerinde lüks araçlar yurda kaçak yollardan sokuluyor. Kaçak içki imalatı patlamış durumda. Kaçak içkiden ölenler cabası. Yakalanan kamyon kamyon kaçak sigaralara rağmen hala neredeyse her köşe başında satışlar devam ediyor. ÖTV oranlarında yapılacak indirim; siyasi iradenin kaçakçılıkla sıkı ve samimi mücadelesi ile başarılı olacaktır.
Esnaf özel giderlerini vergiden düşebilecek
Türkiye’de vergi, iki farklı şekilde hesaplanıyor. Bir tanesi gerçek kar üzerinden. Diğeri de vergi dairesinin istediği kar üzerinden. Bundan dolayı bir çok gideri vergi dairesi kabul etmiyor.
Bir muhasebeci işini yaparken kullandığı aracına boya yaptırdığı zaman gider olarak yazabilirken; yine mesleğini icra ederken giydiği takım elbise ve ayakkabı gider olarak kabul edilmiyor.
Esnaf, kazancını işyerinden sağlıyor. Doğal olarak ailesinin geçimini de bu işyerinden elde ettiği gelirden karşılıyor. Ama, ailesi için yaptığı harcamalar vergiden düşülemiyor.
Esnafın özel ve ailevi harcamalarının belirli koşullarda vergiden düşülmesi kazancın doğru tespit edilmesi ve harcamaların kayıt altına alınması açısından yerinde olacaktır.
Yapılandırmadan yararlanmayanlara tahsilat ziyareti
Halk dilinde “af” olarak bilinen yapılandırma düzenlemeleri tüm eleştirilere rağmen sürekli karşımıza gelmeye devam ediyor. Cumhuriyet tarihimizde toplan 33 adet vergi affı çıkarılmış. Ortalama 33,45 ayda bir af çıkarılmış. Ödemelerin 36 ayda yapılabileceğini düşünürsek; bir af ödemesi bitmeden yeni bir af çıkıyor diyebiliriz. Bu durum vergisini düzenli ödeyenler üzerinde olumsuz bir motivasyon yaratırken; art niyetli olanları da teşvik etmektedir.
Maliye idaresinin yapılandırmadan faydalanmayanlara “tahsilat ziyaretine” gidecek olması önemlidir. Özellikle art niyetli davranıp, vergi aflarına güvenen ya da aleni vergi kaçırarak haksız rekabet yapanların mutlaka üzerine gidilmelidir. Ancak, tüm iyi niyet ve çabalarına rağmen zor duruma düşüp vergisini ödeyemeyenlerin doğru tespit edilerek; şartlarının daha da ağırlaştırılmamasına özen gösterilmelidir.
Drone’lere ÖTV Doğru mu?
Droneların sayısı arttığı için ÖTV getirilmesi planlanıyor. Çok satılırsa vergi koy, az satılırsa gerek yok. Vergi mantığını doğru bulmuyorum. Kaldı ki, endüstri 4.0’ın konuşulduğu günümüzde elektronik cihazların vergi ile cezalandırılması son derece yanlış. Aksine, üretim de kullanılacak drone’lerin teşvik edilmesi daha doğru olacaktır.
Drone’lerin kullanım alanı çok yaygın. Gelişmiş tarım işletmelerinde ileri teknoloji yazılımlarla desteklenen Drone’ler tamamen otomatik olarak sabah programlanan saatte havalanıp arazi üzerinde uçarak, o gün hasat yapılacak olgunluğa gelen ürünlerin tespitini yapıp, üretim planlamaya ve sevkiyata gereken bilgileri aktarmakta ve böylece işletmenin karlılığına büyük katkı sağlamaktadırlar.
Ağbal’ın tespitleri ve özeleştirileri yerinde ve önemlidir. Ancak, erken seçim söylentilerinin arttığı şu günlerde 2019 seçimlerinin arefesinde bu düzenlemelerin ne kadarı hayata geçirilebilir, hep birlikte göreceğiz. Umalım ki, siyasi irade popülist söylemler yerine gerçekçi eylemler sergilesin.